AVUKATLARIN STAJ EĞİTİMİ, SORUNLAR VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ

~ 06.03.2010, Yeni Yaklaşımlar ~

Hukuk Fakültesi mezunları, Avukatlık Yasasının 3/c maddesine göre bir yıllık staj eğitimini tamamlamadan avukat olamıyorlar. Stajın nasıl yapılacağı ise Avukatlık Yasasının 21-27nci maddeleri arasında düzenlenmiş bulunmaktadır.

Stajın nasıl yürütüleceği konusunda barolar arasında bir standart belirlenmemiştir. Her baro kendi uygulamasına göre stajyerlere eğitim vermektedir. Verilen eğitimin ne derecede yeterli ve verimli olduğu tartışmalıdır.

Bu kez, stajyerlik konusunu tartışmaya açıyoruz.

Bu konuda önerisi olanların ve mevcut uygulama hakkında görüş belirtmek isteyenleri tartışmaya davet ediyoruz.

Aşağıda İstanbul Barosu tarafından verilen staj eğitimi ile ilgili olarak Av. Atila Büyükmurat’ın Baro Başkanlığına verdiği bir dilekçesi bu kapsamda yayınlanmaktadır.

İSTANBUL BAROSU SAYIN BAŞKANLIĞINA,

 

ÖZÜ: Stajiyerlere stajlarının ikinci 6 aylarında baromuzca

verilen kursların fazlalığının stajyerlere ve amiri

durumunda olan avukat meslektaşlarımıza yarardan

çok zarar verdiği izlenimim.

1.Baromuz uzun bir süredir stajyer avukatlarımıza stajlarının

İkinci 6 aylarında çeşitli alanlarda kurslar vermekte, onları her yönden avukatlığa hazırlamaktadır.

2. Bu gerçekten çok olumlu ve yararlı bir uygulamadır. Çünkü avukat adaylarımız bu kurslarla hem pratikte yetişme olanağı bulmakta, hem sosyal yönden avukatlıkta karşılaşabilecekleri sorunlarla ilgili bilgi sahibi olmakta, hem de BAROMUZ camiası içinde bizim alanımızı tanıma, uyum içine girebilme olanağı kazanmış olmaktadırlar.

3.Ancak, bu kursların gittikçe tedrici olarak fazlalaştığı, uzun ders saatlerine vardığı, bu yüzden ikinci 6 aydan beklenebilecek verimlilikten uzaklaştığı görülmektedir.

Malumlarınız, birinci 6 ay mahkemelerdedir ve stajyer meslektaşlarımız mahkemelerde duruşmalar izlemekte, yargıçlara, savcılara ulaşmakta, kalemlerle bire bir ilinti kurarak adliye ortamını tanımaktadır.

İkinci 6 aylarında da kuşkusuz bir avukat bürosu, nasıldır, dilekçeler nasıl düzenlenir, müvekkillerle ilinti ve iletişimler ne biçimde yürütülür, ücret konuları nasıl çözümlenir, icra ve haciz olaylarında yöntem ve uygulamalar nedir, onları görür, aşina olur, uygulamalı olarak bütün bu mesleğin alanlarını tanıma fırsatı bulur.

  1. Ancak, bu kadar önemli, pratik ağırlıklı dönem, maalesef adeta

aşırıya doğru götürülen kurs programlarıyla eksik ve ham bırakılıyor.

Gördüğümüz kadarıyla, staj öğrencisi daha ikinci 6 ayını başlar

başlamaz, buyurun kursa, deniliyor, ve 5,30’da kursa başlaması isteniyor. Haftada eksiksiz 5 iş günü bu katılma ondan bekleniyor.

Bu İstanbul gibi ağır trafiği ve uzun yolları olan bir kent için

bütün öğleden sonraların avukatlık bürosu yönünden yok olması demektir. Yani bizler stajyerlerimizden doğru dürüst otomatikman yararlanmamız mümkün olamıyor.

Bir de öğleden sonra olan sulh hukuk, İcra mahkemeleri gibi kendilerinin girebileceği duruşmalarda da, planlarımız alt üst oluyor, ne yapacağımızı şaşırıyoruz.

Bu dediklerimize bir de buna öğrencinin ciddi biçimde emek ve

zaman ayırmak zorunda kaldığı baro hocalarının verdiği bayağı ciddi dersler, hatta tez ödevleri de eklenirse, öğleden önceki yarım günlerinden de doğru dürüst yararlanmak adeta mümkün olamıyor.

Yararlanmak ne kelime…… (burada önemli olan stajyer olduğu üzere) öğrencimiz de ikinci 6 aydan beklenen amaca ulaşamıyor, büro ve müvekkil ortamını tanıyamıyor.

İnanın 6 ay bitmek üzere olduğu halde, daha doğru dürüst

dilekçe yazamayan, büroda uyuklamaktan işleri gözlemleyemeyen stajyerlerim oldu ve bunu diğer meslektaşlarım da itiraf etmektedirler.

Üzülerek arz ediyorum. Maalesef, ben dahil kaç avukat

meslektaşım (bir zamanlar en ufak sorun yaşamadan öğrencilerimiz süre sonuna kadar çalıştıkları halde) stajiyerlerle zaman zaman münakaşa içine girmekteyiz, kaç tanesine yol verildiğini de duymaktayız.

  1. ÖNERİM:
    1. Anılan dönemdeki kurslar kuşkusuz önemlidir. Ancak

bunlar örneğin 2 saati aşmamalıdır.

  1. Haftada 3 günden fazla olmamalıdır.
  2. Ağır derslerden, tez ödevlerinden ya vazgeçilmeli, ya da

en aza indirilmelidir.

(Zaten öğrenci okulda teorik bilgiyi yeterince almış olduğundan onun daha çok pratiğe, büro ve müvekkil ortamına gereksinimi olduğu kabul edilmelidir.)

d. En önemlisi. kurslar 17.30’da veya 18.00 gibi çalışma saatleri dışında tutulmaya çalışılmalıdır.

 

SONUÇ/İSTEM :

Bu açıklamalarımın yetkili kurullarda  incelenerek, yerine göre, kurs gün ve saatlerinin düşürülmesini, derslerin daha pratik, uyarlı hale getirilmesini talep ederim.

Saygılarımızla.

Av. Hasan Atila Büyükmurat

Hits: 66614