Mart ayındaki laiklik ihlalleri, özellikle “ramazan etkinlikleri” adı altında devletin en üst kademelerinden başlayarak yargı, ordu, siyaset ve üniversiteler ile eğitim kurumları ve toplumsal alanda büyük bir artış göstermiştir. Raporumuzda yer alan, siyasi iktidarın “yeni hukukuna” ilişkin veriler ve siyaset topluluğunun iktidar ile destekçilerinin “yeni anayasa” dayatması karşısındaki pazarlıkçı tutumuyla birlikte değerlendirildiğinde bu durum, karşı devrim sürecinin geldiği aşamayı ve ülkemizin karşı karşıya olduğu büyük tehlikeyi ortaya koymaktadır.
Mart ayı verileri, siyasi iktidar ile çevresinin laik Cumhuriyet’e meydan okurcasına onu gayri meşru ilan ederek gerici isdibdat rejimini “Yeni Türkiye” söylemiyle adeta ilan ettiğini; cihatçı yapılar, tarikat cemaat uzantısı vakıf ve derneklerle ortaklaşa yürüttüğü faaliyetlerle laiklik ve Cumhuriyet’e sahip çıkan toplum kesimlerine göz dağı vermeyi hedeflediğini ortaya koymaktadır.
Mart ayı raporumuzdaki veriler, laik hukukun tamamen hiçe sayılarak, siyasi iktidarın “yeni hukukunun” işletildiğini, devlet kurumlarının en üstten başlayarak, dini faaliyetlerin uygulandığı alanlar haline getirildiğini, cihatçı terör örütü ve tarikat-cemaat uzantısı yapılara açıldığını, Cumhuriyet’in ve laikliğin siyasi iktidar ve çevresi tarafından kriminalize edildiğini, içeride yürütülen bu karşı karşı devrim sürecinin dış siyasetteki bağlantılarını da gözler önüne sermektedir.
Laik hukuku ve toplumsal yapıyı ortadan kaldırmayı hedefleyerek Medeni Kanuna yönelik gerici düzenleme girişimleri ile Ceza Kanunundaki değişiklik taslakları ve Mart ayındaki yargı kararları laik hukuk ve toplumsal yapının tamamen ortadan kaldırılmasında siyasi iktidarın vites büyüttüğünü göstermektedir.
Siyasi iktidar ve detekçilerinin Suriye’yi ele geçirerek geçici hükümet kurduğunu ilan eden cihatçı terör örgütü Heyet Tahrir eş-Şam’ın (HTŞ) Suriye’deki Alevilere dönük katliamını destekleyici ve meşrulaştırıcı tutum ve açıklamaları ile devlet kademelerinin en üst düzeydeki ilişkilerinin yanı sıra hiçbir resmi temsiliyeti olmayan kişilerin gerek bu gayri meşru işgal hükümetini ziyareti, gerekse en üst düzey resmi ziyaretlerde yer aldıkları, bunların devlet talimatı ve kamu olanaklarıyla yapıldığı, Mart ayı raporumuzdaki verilerde yer almaktadır.
“İftar programları” adı altında TSK’nın, üniversite ve öğrenci yurtlarının, devlet kurumlarının, belediyelerin laiklik karşıtı faaliyetlerin alanı haline getirilmesi Mart ayı raporumuzda yer almaktadır.
“Yeni Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli” ve ÇEDES projesinin yanı sıra “Ramazan ayı etkinlikleri” adı altında Milli Eğitim Bakanlığı tarafından okullarda öğrencilere dayatılan laiklik karşıtı gerici uygulamalar Mart ayı boyunca endişe verici bir düzeye taşınmıştır.
Mart ayı raporumuzda yer alan veriler, ülkemizin meydanlarında Anayasal hakkını kullanarak toplumsal haklarına ve laik Cumhuriyet’e sahip çıkan yurttaşlara karşı bir yandan uygulanan şiddet ve işletilen “yeni hukuk”un yargı kararları, diğer yandan cihatçı terör örgütü uzantılarının paramiliter gruplar olarak ortaya çıkması karşı devrim sürecinin tehlikeli aşamasını ortaya koymaktadır.
Laiklik Meclisi İzleme Merkezi olarak yukarıda bahsedilen gündemlerden ulaşabildiklerimizin ayrıntılı dökümlerine 168 kapsamlı başlıkta Mart 2025 Laiklik İhlalleri Raporu’nda yer verdik.
Laiklik Meclisi İzleme Merkezi
Raporun tam metnine ulaşmak için; https://laiklikmeclisi.org
