Gazete İlanıyla Dolandırmak "Nitelikli" Sayılmadı

~ 18.12.2013, Yargıtay Kararları ~

Yargıtay, gazeteye işe alma vaadiyle verdiği ilanla inşaat işçisini kandıran sanığa "nitelikli dolandırıcılık" suçundan verilen cezayı fazla buldu.

FERDİ TÜRKTEN - Yargıtay, gazeteye işe alma vaadiyle verdiği ilanla inşaat işçisini kandıran sanığa "nitelikli dolandırıcılık" suçundan verilen cezayı fazla buldu.

Yüksek Mahkeme, ilana kanan mağdurun, basit bir araştırmayla gerçeği öğrenebileceği durumlarda dolandırıcılığın "nitelikli" değil "basit" olarak değerlendirilmesi gerektiğine hükmetti.

Denizli'de bir gazeteye kalıp ustası ve kepçe operatörü alınacağına dair ilan veren sanık, ilandaki numarayı arayan inşaat ustasını yurt dışına götüreceği vaadiyle kandırarak, verdiği hesaba 280 lira yatırmasını istedi.

Parayı yatıran inşaat ustası, adresin gerçekte var olmadığını öğrenip sanığa bir daha ulaşamayınca sanığa dava açtı.

Denizli 3. Ağır Ceza Mahkemesi, sanığa "nitelikli dolandırıcılık" suçundan ceza verdi.

Kararın temyiz edilmesi üzerine dosyayı görüşen Yargıtay 15. Ceza Dairesi, yerel mahkemenin kararını bozdu.

Daire kararında, dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için, failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerektiği anlatıldı.

Hilenin nitelikli bir yalan olduğuna işaret edilen kararda, fail tarafından yapılan hileli davranışın belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olması, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler içermesi gerektiği vurgulandı.

Kullanılan hileli davranışlarla mağdurun yanılgıya düşürülmesi ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanması gerektiği ifade edilen kararda, hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığının olaysal değerlendirilmesi, olayın özelliği, mağdurun durumu, fiille olan ilişkisi, kullanılan hilenin şekli, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınması gerektiği belirtildi.

Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 158/1-g maddesinde suçun basın ve yayın araçlarının sağladığı kolaylıktan yararlanarak işlenmesinin nitelikli hal olarak düzenlendiği hatırlatılan kararda, bu nitelikli halin uygulanması için basın yayın araçlarının dolandırıcılık suçunun işlenmesinde özel bir kolaylık sağlaması gerektiği kaydedildi.

Kararda, failin yarar sağlamak için gerçek olmayan bir durumu basın organında haber ya da reklam olarak yayınlatması ve bunu mağduru aldatmada kullanması halinde basın ve yayın araçlarının sağladığı kolaylıktan yararlanarak dolandırıcılık suçunun işlenmiş olacağına işaret edildi.

Gazete ve televizyonlar gibi görsel ve yazılı basın yayın araçlarının sağladığı, ilan, program, haber içerikleri ve benzerlerinin suça konu edilebildiği, kişilerin bu yolla kolaylıkla aldatılabildiği belirtildi.

-"Basit araştırmayla gerçeği öğrenebilir"

Gazeteye verilen ilanın sadece sanığa ulaşılmasına yardımcı olduğu, şikayetçinin aldanmasında ve hileli hareketlerin gerçekleştirilmesinde kolaylık sağlamadığı takdirde suçun nitelikli halinden söz edilemeyeceği anlatılan kararda, şikayetçinin basit bir araştırmayla gerçeği öğrenebileceği durumda da dolandırıcılığın nitelikli halinden bahsedilemeyeceği vurgulandı.

Kararda, şöyle denildi:

"Gazetede münhasıran ilan verilmesi yeterli olmayıp, ilanın da hileli hareketlerin gerçekleştirilmesinde, tarafların aldatılmasında etkisinin bulunması gerekir. Gazetede sahibinden satılık eşya ilanında eşya tanıtılmadan soyut bir bilgilendirme üzerine verilen telefondan yapılan aramayla gelişen aldatmada gazeteye verilen ilanın, failin sadece şikayetçiye ulaşmasına yardımcı olduğu, hileli hareketlerin gerçekleştirilmesi ve şikayetçinin aldatılmasında bir kolaylık sağlamadığı hallerde basit dolandırıcılık söz konusu olacaktır. İlanda eşya, gerçeğine aykırı olarak tanımlanıp orijinalinden daha ucuz gösteriliyorsa teşhir ve gösterim üzerine mağdur yanıltılmışsa nitelikli dolandırıcılık suçu oluşacaktır."

Gazeteye verilen ilanın içeriğinde yurt dışına işçi götürüleceğine dair bir ifade bulunmadığı belirtilen kararda, hile unsurunun mağdurla yaptığı telefon görüşmesi sırasında gerçekleşmesi nedeniyle sanığın eyleminin TCK'da tanımlanan basit dolandırıcılık suçunu oluşturduğu gözetilmeden suç vasfında yanılgıya düşülerek nitelikli dolandırıcılık suçundan hüküm kurulmasının bozmayı gerektirdiği kaydedildi.

Muhabir: Ferdi Türkten
Yayınlayan: Cemil Kartal

Yargıtay Kararları | Tüm Yazıları
Hits: 115008