Eline tutuşturulan ancak 100 gram tutan Balyoz CD’lerini bir bavula koyup çeke çeke savcılığa götürdüğü için adı “Bavulcu”ya çıkan Mehmet Baransu, TV’lerin sevilen “Balyoz uzmanı” sayılıyor. Pınar ve Dani Rodrik’lerin “Balyoz ve gerçekler” internet sitesinde, Baransu ile ilgili 2 Eylül 2010 tarihli, nesnel verilere dayalı bir yazı buldum.. “Baransu’dan seçme yalan haberler” başlığıyla yayımlanmış. Aslında sadece Baransu üzerine değil, örneğin Zaman gazetesinin de tonla yalan haberi burada var. Hiçbir katkıda bulunmadan yazıyı bilginize sunuyorum:
***
Bugün internette yayımlanan bir röportajında Mehmet Baransu, kendisine gelen iddia ve belgelerin doğruluğunu araştırmadan yazdığı konusuna yanıt olarak şöyle demiş:
“Bir tane yalan haber söyleyin. NTV’de bakın yanlış yazdım çıktım özür diledim. Keşke herkes benim gibi gazetecilik yapsa.”
Baransu’nun Balyoz konusunda yaptığı haber baştan sona yalan. Ancak, biz burada hemen herkesin çabucak teyit edebileceği birkaç yalan haberini sıralayalım.
YALAN NO. 1: Balyoz darbe belgelerinin altında imza var. Bir kere en başından beri Baransu’nun tekrarladığı yalan, “Balyoz darbe planı” belgesinin altında Çetin Doğan’ın imzasının olduğu. Taraf’ta yayımlanan haberde aynen şöyle yazıyor: “Planın altında ‘Balyoz sıkıyönetim komutanı’ unvanıyla imzası olan Orgeneral Doğan …”
Gerçekler: Balyoz planı ve eklerinin hiçbirinde ıslak ya da kuru bir imza yok.
Aynı haberde: “Dönemin Birinci Ordu Komutanı Orgeneral Çetin Doğan’ın, dönemin Harp Akademileri Komutanı Hava Orgeneral İbrahim Fırtına’nın ve Dönemin Donanma Komutanı Oramiral Özden Örnek’in imzasını taşıyan harekât planları (…) bu belgeler arasında yer alıyor.”
Gerçekler: Balyoz, Oraj, Suga planları ve eklerinin hiçbirinde ıslak ya da kuru bir imza yok.
Baransu aynı haberi “Karargâh” adlı kitabında yayımlarken küçük bir değişiklik yapmış (sayfa 365): “Dönemin Birinci Ordu Komutanı Orgeneral Çetin Doğan’ın, dönemin Harp Akademileri Komutanı Hava Orgeneral İbrahim Fırtına’nın ve Dönemin Donanma Komutanı Oramiral Özden Örnek’in elektronik imzasını taşıyan harekât planları (…) bu belgeler arasında yer alıyor.”
Gerçekler: Bu belgelerde hiç kimsenin elektronik imzası filan yok.
YALAN NO. 2: Bilirkişi raporları, CD’lerin 1. Ordu’dan çıktığını söylüyor
Baransu’nun “Karargâh” kitabı, sayfa 488: “[Emniyet Kriminal Dairesi ve TÜBİTAK’tan] Gelen cevaplar CD’lerin hazırlandığı bilgisayarın 1. Ordu Komutanlığı’na ait olduğu ve belgelerin 2003 yılında kullanımda olan Word yazılımıyla hazırlanıp CD’lerin üzerine bu tarihten sonra herhangi bir kayıt yapılmadığı şeklindeydi.”
Gerçekler: TÜBİTAK ve Emniyet Kriminal Dairesi’nin, CD’lerin 1. Ordu’ya ait bilgisayarlarda hazırlandığına dair bir tespiti yok. Balyoz iddianamesinin ek klasörlerinde yer alan TÜBİTAK ve Emniyet bilirkişi raporlarından bu açıkça görülebilir. Zaten sadece söz konusu CD’ler üzerinden yapılan bir inceleme ile böyle bir tespitin yapılması teknik olarak mümkün değil.
YALAN NO. 3: Hilmi Özkök darbeyi önledi.
Baransu’nun “Karargâh” kitabı, sayfa 466: “Balyoz darbe planını hazırlayanlar darbe günü olarak 19 Mart 2003 tarihini seçmişti. Ancak dönemin Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök ve TSK içindeki darbe karşıtı subayların harekete geçmesiyle darbe önlendi.”
Gerçekler: Dönemin Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök, Balyoz darbe planı ile ilgili elinde bilgi ve belge olmadığını açıkça ifade etti. Haberi olmadığı darbe planını da engellemiş olamaz. Baransu’nun Balyoz ile ilgili yalan haberlerini buraya sığdırmamız mümkün değil. Son olarak başka bir konuyla ilgili çok taze bir yalan haberinden örnek verelim.
YALAN NO.1001: Dinleme cihazlarının alımı Başbakan ve Milli Savunma Bakanı’ndan gizlendi
Baransu’nun Taraf’taki 30 Ağustos 2010 tarihli haberi: “Savunma Sanayii İcra Kurulu’nun 2002 yılındaki kararını gerekçe gösteren Güner’in, kurulda bulunan Başbakan ve Milli Savunma Bakanı’ndan da bu alımı gizlediği öğrenildi.”
Bu konuda Genelkurmay Başkanlığı, cihazların alım işleminin 30 Mart 2007’de Savunma Sanayii İcra Komitesi’nin (SSİK) 356 sayılı kararıyla onaylandığını açıklıyor.
Bu açıklama üzerine Baransu, 2 Eylül 2010’da şu haberi yapıyor:
“Genelkurmay Başkanlığı dün yaptığı açıklamada cihazların alım işleminin 30 Mart 2007’de SSİK’nin 356 sayılı kararıyla onaylandığını açıkladı. Bu bilgi doğru ancak eksik. Bu cihazlar ‘Uydu telefonları’ dinlenecek adı altında, 2002 yılındaki başka bir karar gerekçe gösterilerek alındı. Yani Başbakan ve Savunma Bakanı aldatıldı.”
Yani ilk haberde SSİK’de bulunan Başbakan ve Milli Savunma Bakanı’ndan alımın gizlendiğini söylüyor. Bunun yalan olduğu ortaya çıkınca da ikinci haberinde de gizlenmeyen alımın gerekçesinin Başbakan’ı ve Savunma Bakanı’nı yanılttığını yazıyor.
(http://balyozdavasivegercekler.com/2010/09/02/baransu’dan-secme-yalan-haberler/)
***
Diyeceksiniz ki, Balyoz’un topu tepeden tırnağa yalan, Baransu’nun bu yalanlarının en büyük yalan yanında değeri mi kalır! Unutmayın, bu en büyük yalanın sahibi de kendisi...
20 Ocak 2013 - Cumhuriyet