Yazım bugün (14 Temmuz) yayımlandığında kalp ameliyatımın üzerinden dört hafta geçmiş olacak…
Sevgili okurlarıma önce şu bilgiyi vereyim: Hekime ciddi bir kriz sonucunda ya da herhangi bir önemli sayılabilecek, yaşamımı aksatan bir sıkıntı duyduğum için başvurmadım.
Ufak tefek sıkıntıların nedenini araştırırken kalp damarlarından birinde önemli bir daralma olduğu görüldü ve by-pass zorunluluğu böylece ortaya çıktı.
Sözünü ettiğim önemsiz sayılabilecek sıkıntıları ciddiye alarak hekime başvurmasam, büyük olasılıkla birkaç yıl içinde ciddi bir krizle karşılaşabilecektim.
Bu deneyimimi böylece paylaşmış olayım…
***
1 Temmuz tarihli Aydınlık gazetesinde teşekkürlerimi içeren ayrıntılı bir metin yayımlandığı için, teşekkür borçlu olduğum hekim ve sağlık personelinin adlarını burada tekrarlamayacağım. Kuşkusuz, tek bir kişi dışında… O da ameliyatı başarıyla gerçekleştiren ekibin başındaki değerli dostum Prof. Dr. Bingür Sönmez’dir. Yakından tanımış olanlar Bingür Sönmez’in sadece büyük bir hekim olarak değil, seçkin bir insan olarak da alçakgönüllü ve yüce gönüllü kişiliğinden kuşkusuz etkilenmişlerdir…
***
Hasta yatağımdayken Doğu Perinçek’in şiirimi ve kişiliğimi irdeleyen yazısı benim için paha biçilmez bir armağan olmuştur. Değerli kardeşime ne kadar teşekkür etsem azdır. Özgür günlerde bir an önce birlikte olmayı diliyorum. Cezaevi ziyaretlerinde ve başkaca konuşmalarımda söylediğim gibi şu karanlık günlerde cezaevinde olmak kaçınılmaz bir kaderse eğer, keşke bu kaderi paylaşabilseydik… Doğu, Mustafa, Tuncay, Soner, öteki dostlar bir süreliğine çıksalar, onların yerine ben ve benim gibi düşünenler cezaevine girsek, bu utanç verici, karanlık süreci böylece dönüşümlü olarak yaşayıp geçirseydik… (Bu yazı yayımlandığında Mustafa’nın, Sayın Haberal’ın, başkaca tutukluların özgürlüklerine kavuşmuş olmalarını dilerim.)
Yine hasta yatağımda, sevgili hemşerim, gazetede masa komşum Oktay Ekinci’nin Azeri lehçesiyle yazdığı yazı da, bana sevinç, mizah, arkadaşlık dolu bir selam oldu… Ve Turgay Fişekçi kardeşimin, sonraki günlerde, yine Cumhuriyet’te yayımlanan güzel yazısı…
Köşelerinden selam gönderen bütün dostlara ve cezaevinden gönderdikleri çok değerli mektuplarıyla bana cesaret ve umut aşılayan, Balyoz tertibi tutuklusu, yurtsever dostlarım, Tuğamiral Ali Sadi Ünsal ve Tuğamiral Turgay Erdağ’a selam olsun…
***
TKP yöneticilerinden kardeşim Aydemir Güler’in, 68’liler Birliği Vakfı Başkanı Sönmez Targan’ın yoldaşça destek ve dayanışmalarını her an duyumsadım. Uluslararası Tiyatro Eleştirmenleri Derneği Türkiye Merkezi’nin Başkanı dostum Üstün Akmen’in eksilmeyen ilgisine de buradan teşekkür etmek isterim. Yayın Kurulu Başkanımız Orhan Erinç ameliyat günü hastaneye gelmek inceliğini gösterdi. Başkaca, tek tek dost ve arkadaşlarımın adlarını sıralamaya kalkarsam birkaç sütunluk yere gereksinim olur. Onlar kendilerini biliyorlar. Hepsini candan sevgiyle kucaklıyorum.
***
“İki Kalp Ağrısı” adlı yazımın İngilizcesi, muhatabı olan Avrupa Birliği ve parlamentosu üyelerine gönderilmek üzere hazırlanmıştı. Sayın Kılıçdaroğlu’nun geçmiş olsun telefonu bu tasarımın gerçekleşmesini çabuklaştırdı. “İki Kalp Ağrısı” bir aydının çığlığı olarak yüzlerce adrese ulaştı. Katkılarından ötürü Sayın Kılıçdaroğlu’na, Sayın Loğoğlu’na, gençlik arkadaşım Sevgili Oğuz Oyan’a ve Sayın Ümit Oran’a teşekkür borçluyum… Kültür Bakanı Sayın Günay’ın geçmiş olsun telgrafına da buradan teşekkür ederim.
***
Ve arkadaşlarımın yanı sıra tanıdığım tanımadığım sayısız okurdan mesajlar, mektuplar, telefonlar…
Sokağa çıktığımda, bakışlarımız karşılaştığında, beni sağlıklı görmekle ışıldayan yüzler…
Çoğuyla kişisel tanışıklığımız olmayan kişilerin dayanışma ve dostluk sözleri, iyilik dilekleri…
Bütün bunlar hiçbir çabanın, hiçbir özverinin boşuna olmadığını, yalnız olmadığımızı; aileden, dost çevresinden, dalga dalga bütün ülkeye, oradan bütün dünyaya doğru genişleyen bir bütünün parçası olduğumuzu gösteriyor…
Son olarak ben, bana bu büyük dayanışmanın bir parçası olduğum duygusunu yaşatan kaderime, şu son bir aydaki çok özel yaşantılarımın ışığında, bir kez daha teşekkür ediyorum…
Yaşamın insana verdiği hiçbir ödül, bu içten ve büyük dayanışmanın bir parçası olma duygusundan daha büyük ve değerli olamaz….
Bir not: Pazar Söyleşileri’ne de önümüzdeki hafta başlamış olacağım.
(Cumhuriyet)