Kötünün Olağanlaşması

~ 09.06.2012, Ataol BEHRAMOĞLU ~

İnsan kişiliğine özgü en olumsuz özelliklerden biri kötüye alışmak olmalı.

Bu giriş cümlesini yazdığımda, söz konusu bu özelliğin başka canlılara da özgü olup olamayacağını düşündüm

Bitkiler ve hayvanlar dünyasında da kötüye alışmak gibi bir kişilik özelliği olabilir mi?

Kişilik kavramına takılmayın

Hayvanların hem tür hem bireysel olarak birer kişiliği olduğundan kuşku duymamalıyız

Bitkiler için bile, aynı kesinlikte olmasa da belki benzer şeyler söylenebilir

Kötüye alışmak konusuna gelince Hayvanı ve bitkiyi doğal yapısına aykırı bir duruma, davranışa vb. belki koşullandırabilir, fakat sanıyorum ki alıştıramazsınız

İnsan dışındaki bir canlı, hayvan ya da bitki, doğal yapısına aykırı bir zorlama karşısında direnecek, sonuçta da ya ölecek ya da biçim değiştirerek başka bir şey olacaktır

Onu aynı şey kalarak kötüye alıştırmazsınız

İnsan için bunu ne yazık ki söyleyemem

İnsan kötüye alışıyor

Kötüyü kanıksıyor

Hatta kimi durumlarda, alışmanın ötesinde, kötünün tutsağı oluyor, onu yüceleştiriyor, onsuz yapamıyor

Fakat, aynı kalarak mı? Aynı insan olarak mı?

Bunu tartışmalıyız

***

Özel yaşam örneklerini konu dışı tutuyorum.

Bunların sayısı yeryüzündeki insan sayısı kadar çoktur

Özel yaşamlarımızda belki hepimiz, içimize sinmeyen fakat değiştirmeye gücümüzün yetmediği pek çok şeyi kabul ederek, dahası onlara alışarak, onlarsız yapamaz olarak, kimi durumlarda onları yücelterek yaşamayı öğreniriz

Önünde sonunda özel yaşamdır bu, kişinin kendisini bağlar

Fakat toplumsal yaşamlarda kitlelerin kötüye alışması, onu olağan saymaya başlaması ve giderek onu yüceltme eğilimine girmesi, bütün bir toplumun hastalanması demektir.

Baskı toplumları böyle toplumlardır

***

Toplumsal yaşamda kötüye alışmanın, onu kanıksamanın, ondan rahatsız olmayışın, sonuçta da onsuz yapamaz oluşun, onu yüceltmeye başlayışın başlıca nedeni korku olmalı

Bükemediğin eli öp deyimi, içinde bilgece bir şeyler taşısa da, sonuçta aşağılık bir öğüttür...

Bu, senden güçlü olanın önünde eğil, ona tap, onu yücelt demektir.

Güçlünün kölesi ol demenin başka sözcüklerle dile getirilmesidir

Güçlünün iyi mi kötü mü olduğunun önemi yoktur burada

Sonuçta, kötülüğü alt edemiyorsan ona boyun eğmelisinle aynı kapıya çıkar

Baskı toplumunun bundan daha özlü bir tanımı olamaz

***

Diktatörler, diktatör taslakları, tek tek bireylerdeki ve kitlelerdeki bu köleleşme eğiliminin; kötülüğe alışma, ona boyun eğme, onu yüceltme, ona tapınma özelliğinin farkındadırlar

Bu özelliği besleyen başlıca duygunun korku olduğunu da bilirler ve bu bilgilerini tepe tepe kullanırlar

Baskı toplumlarının korku toplumları oluşu bir rastlantı değil, toplumsal bir yasallıktır

Fakat korkarak kötüye alışan, onu kanıksayan, sonuçta da onsuz olamayan, onu yücelten, ona tapınan insan, artık aynı insan değildir

Hatta artık insan bile değildir

Çünkü insanın özünü, insan olma kimliğini besleyen duygu korku değil cesaret, boyun eğme değil başkaldırı,biatdeğil soru sorma, kabulleniş değil hesap sormadır

Özgür toplumlar böyle bireylerden, böyle kitlelerden oluşan toplumlardır

Bunlar aynı zamanda örgütlü toplumlardır

Yeterince örgütlü olmayan toplumlarda ise, kötüye alışmama, onun olağanlaşmasına olanak tanımama; karşı çıkarak, soru sorarak, kafa tutarak aslında onun hiç de göründüğü kadar güçlü olmadığını gösterme ve onun alaşağı edilmesinin yolunu açma, öncü bireylerin, toplum önderlerinin görevi, boyunlarının borcudur

Ne kadar acılı da olsa, insanı kat kat insanlaştıracak, paha biçilmez yücelikte, soylu bir görevdir bu

(Cumhuriyet)

Ataol BEHRAMOĞLU | Tüm Yazıları
Hits: 2465