İstanbul Barosu, üye sayısında Paris ve New York barolarını geçerek “DÜNYANIN EN BÜYÜK BAROSU” olduğunu internet sayfasında açıklayınca “Dünyanın Önceki En Büyük Barosu” Paris Barosu ve Fransa’da avukatlığın bugünkü durumu hakkında bildiklerimizi özetleyerek “büyüklük” üzerine düşünmek istedim. (http://www.istanbulbarosu.org.tr/Detail.asp?CatID=1&SubCatID=1&ID=5190)
Fransa’da barolar asliye hukuk mahkemelerinin bulunduğu yerlerde kurulmaktadır. 2009 yılı itibariyle 181 adet baro vardır. En küçük baronun 9, en büyük baro olan Paris Barosu’nun 21.680 üyesi bulunmaktadır. (http://cnb.avocat.fr/plugin/2868/?path=pluginCNB//index.php&action=plugin&page=fB&ida=2417&/PARIS) Bu sayı ülke genelindeki avukatların yaklaşık yarısıdır.
Paris Barosu’nu 42 kişilik Baro Konseyi yönetmektedir. Baro Konseyi, disiplin başta olmak üzere diğer kurulları ve baro başkanını kendi içinden seçer. Baro Konseyi’nin üçte biri her yıl seçimle değişmekte, baro başkanı iki yıl için görev yapmaktadır. Baro Konseyi, disiplin soruşturmalarını başlatıp yürütecek bir soruşturma organı, ve disiplin yargılaması yapacak 4 ayrı “heyet” oluşturur. Disiplin mahkemeleri olarak da nitelendirebileceğimiz bu heyetler 2 başkan, bir sekreter ve 9 üyeden oluşur ve kararları istinaf mahkemesi incelemesine açıktır.
Baronun etik, ceza, eğitim gibi ayrı başlıklar altında faaliyet gösteren 29 birimi ve
170 çalışanı bulunmaktadır. . (http://dl.avocatparis.org/Bulletins/2010Spec_Organigramme_2010_site.pdf)
1990 yılında Fransa Barolar Birliği kurulana kadar ülkede barolar arasında bir üst kuruluş bulunmuyordu. Bu konuda Paris Barosu’nun fiili liderliği mevcuttu ve başkent barosu uluslararası alanda tanınan tek baro konumundaydı. Bugün, Fransa Barolar Birliği’nin varlığına rağmen Paris Barosu geleneğinin ve güçlü kurumsal yapısının kazandırdıkları ile öncü konumunu sürdürmektedir.
İkiyüzüncü kuruluş yıldönümünü yaşayan Paris Barosu bu süreçte hukuk eğitimi
üzerindeki yönlendiriciliği, avukatlık mesleğine giriş ile mesleğin icrasına yönelik oluşturup yerleştirdiği sağlam kurallarla avukatlık mesleğinin Fransa’daki saygın konumuna ulaşmasını sağlamıştır. Bugün bu birikim üzerinde Fransa Barolar Birliği çalışmalarını sürdürmekte, Avrupa Birliği üyeliğinin gereği olarak mesleğin Avrupa Birliği direktiflerine uyumunu sağlamaya, Fransız avukatlarının uzmanlaşmalarına ve disiplinli çalışmayı benimsemelerine yönelik eğitimler yapmaktadır.
Bu güçlü kurumsal yapının oluşturduğu sistem içinde Fransa’da avukat olmak isteyenlerin izleyeceği yol uzun ve zorluklarla doludur.
Şöyle ki;
1. Öncelikle üç yıllık hukuk lisans eğitimini başarmak gerekir.
2. Fiilen zorunlu hale getirilen yüksek lisans/dördüncü yıl eğitiminden sonra “M1” düzeyi master derecesi alınmalıdır.
3. Dört yıllık bu eğitim ve yüksek lisans derecesinden sonra Hukuk Fakülteleri bünyesindeki Hukuk Eğitimi Enstitüsünde bir yıllık avukatlık sınavına hazırlık eğitimine 550 EURO ödeyip katılarak sonunda yapılacak ve en fazla üç kez girilebilen yazılı ve sözlü sınavı (kompozisyon, muhakeme yeteneği testi, pratik çalışma testi olmak üzere yazılı ve toplam 13 saat) başarmak gerekir. Yazılı sınavdan sonraki mülakat bölümünü 3 avukat, 2 yargıç ve 2 hukuk fakültesi öğretim üyesinden oluşan bir jüri yapmaktadır. Bu sınavda başarı oranı % 40 dır.
4. Bu eğitimi başaranlar iki yıllık avukatlık stajına hak kazanır. Stajyerin, bölgesel staj eğitim merkezi (15 adet) niteliğindeki Baro Eğitim Okulu’na 1600 EURO ödeyip (Bu eğitimin öğrenci başına toplam maliyetinin 8000 EURO olduğu, bu maliyeti Devlet ve baronun karşıladığı belirtiliyor.) devam ederek (derslere katılım zorunlu) “öğrenci avukat” sıfatı ile 18 aylık avukatlık stajını tamamlaması, yazılı, sözlü ve yabancı dil testinden oluşan, baronun yaptığı ve bir stajyerin ancak iki kez girebildiği Staj Değerlendirme Sınavı’nı (CAPA) başarması gereklidir.
5. Stajın avukat yanında yapılan son altı aylık bölümünde, staj yapılan büronun stajyere ücret ödemesi zorunludur. Bu ücret, söz konusu avukatlık bürosunda istihdam edilen avukat sayısına göre 768 EURO ile 1088 EURO arasında değişmektedir.
Görüldüğü gibi hukuk fakültesinden sonra üç yıllık avukatlık eğitimi alınmakta ve iki kez sınava girilmektedir. Fransız avukatlarının, Paris Barosu’nun ve Fransa Barolar Birliği’nin kurduğu bu sistemde Fransa’da hukuk fakültesine giren öğrencilerin ancak % 20’si avukat ve % 5’i hakim olabilmektedir.
Fransa’da avukatlar, bölgesel staj eğitim merkezlerinden iki yılda 40 saat meslek içi eğitim almak zorundadır.
Paris Barosu ikiyüzyıllık geçmişi ile bu mesleki kurumlaşmayı başarmıştır. Fransa’da avukatlık, az sayılabilecek avukat sayısına karşın ulaştığı nitelik ile çok ülkeden daha üst düzeydedir.
“DÜNYANIN EN BÜYÜK BAROSU” olduğunu ilan eden İstanbul Baromuza “Dünyanın Önceki En Büyük Barosu” Paris Barosu ile arasındaki bu farklılıkları giderip, mesleğimizin ülkemizdeki düzeyini en azından Fransa koşullarına yükseltmek için öncülük yapma görevi ve sorumluluğu düşmektedir. Bugün böyle radikal bir öncülüğe mesleğimizin her zamankinden daha çok gereksinimi vardır. Ancak bu öncülük görevi, sadece raporlar hazırlayıp önerilerde bulunarak yerine getirilemez. İstanbul Barosu, hukuk eğitiminden mesleğe girişin düzenlenmesine, avukat sayısından zorunlu meslek içi eğitime kadar tüm yaşamsal önemdeki mesleki sorunların çözümünde kararlar alıp uygulayarak öncü ve örnek olmalıdır. İstanbul Barosu’nun bütün bunları yapabilecek tarihsel gücü ve birikimi vardır. Yeter ki istensin.15.10.2010
Kaynak:
“MESLEK İÇİ EĞİTİM PROJESİ RAPORU”
Türkiye Barolar Birliği Yayını, Ekim 2009 – Ankara.
Sayfa: 13-32