Kazdağı’nda Ayvacık ilçesi Arıklı köyü yakınlarında uranyum ve toryum arama sondajları devam ediyor. Ormanlık alanın içinde hiçbir çevresel ve iş güvenliği önlemi alınmadan devam eden sondaj faaliyetleri sırasında kullanılan kimyasal maddelerin çöpleri bile açılan çukurlara bırakılmış.
Kazdağları Doğal ve Kültürel Varlıklarını Koruma Derneği ve yöre halkı tarafından üç gündür bölgedeki uranyum madeni arama çalışmalarına karşı etkinlikler yapılıyor. Paneller, sergi, müzik performansları gibi etkinliklerden birisi de dün Ayvacık’a bağlı Arıklı köyünde yapıldı. Arıklı köyü meydanındaki asırlık çınar ağacının altında yapılan etkinlikte köylü kadınlar yöresel lezzetlerini ve el işi ürünlerini de sergilediler. Söyleşi öncesi Kazdağları Doğal ve Kültürel Varlıklarını Koruma Derneği üyeleri ve Arıklı köylülerinden oluşan bir grup ile Arıklı köyüne kuş uçuşu 1 km uzaklıkta yapılan sondaj çalışmalarını görüntüledik.
Şu ana kadar yapılan 8 sondaj çalışmasında çalışılan alandaki çukurların olduğu gibi bırakıldığı, sondaj sularının geçirimsiz bir havuzda biriktirilmesi ve doğaya karıştırılmaması gerekirken havuzlarda plastik örtü olmadığı ve kullanılan kimyasal maddelerin paketlerinin bu sondaj çukurlarının içine atılarak gidildiği görüldü. Halen sondaj çalışmalarının yapıldığı 9. noktada da durum farklı değildi. Sondaj sırasında çıkan sular doğaya kontrolsüz bir şekilde bırakılırken, sondaj çalışmalarında iş güvenliği ve işçi sağlığı tedbirlerinin hiçbiri alınmamıştı. Sondajdan sorumlu MTA görevlisi ise alınmayan önlemlere dair bir açıklama yapmak yerine grubun alandan bir an önce ayrılmasını talep etti.
Grup, 1970’lerde yapılan eski uranyum arama sondaj alanlarının yanı sıra açılışı önümüzdeki günlerde yapılacak olan Kazdağı tünellerinin hafriyat dökün sahasını da uzaktan gözlemledi. Kazdağı Koruma Dernek Başkanı Süheyla Doğan Nusratlı köyü yakınlarında, Nusratlı Deresinin tam üzerinde oluşturulan tünel hafriyatının bölgedeki ağaçları yok ettiğini ve eğimli araziye bir tepe gibi yığılan hafriyatın altından geçen dereyi ilerleyen dönemde kirletebileceğini söyledi. “Asit maden drenajı bu dereye akacak ve oradan da denize dökülecek. Üstelik çok ciddi bir heyelan tehlikesi oluşturuyor. Bu büyük bir çevre katliamı. Tünellerin bedeli yine doğa kıyımı, ne yazık ki” dedi.
Arıklı köyünde yapılan söyleşide “Uranyum Uğruna” kitabının yazarı Evrensel Gazetesi İzmir Temsilcisi Özer Akdemir ve 40 yıl önce yapılan uranyum sondaj çalışmaları nedeniyle adı ‘Kanser köy’e çıkan Söke’nin Kisir Köyü Muhtarı Baki Suna konuşmacı olarak yer aldılar. Manisa Köprübaşı ve Söke Kisir köylülerinde 40 yıl önce yapılan uranyum sondajlarının yol açtığı çevre-sağlık sorunlarına dair yaptığı haber ve televizyon programlarını anlatan Akdemir, “Bu köylerde yaşayan yurttaşlar yıllarca tam anlamıyla kaderleri ile baş başa bırakıldılar. Bilim insanlarının her iki yörede yaptığı radyasyon ölçümlerinde izin verilen limitlerin 150-500 katı arasında yüksek radyasyon tespit edildi. Buna karşın TAEK her iki yerdeki sorumluluğunu ve aslında bir anlamda çevre-sağlık skandalını görmezden gelmeye devam etti. Yarın, Kaz Dağı'nda uranyum madenciliği yapılırsa olacak olan da budur. Biraz önce gittik gördük. Yapılan uranyum değil, ölüm sondajı sanki! Hiçbir önlem alınmadan yapılıyor. Bu sondajları ve madencilik çalışmalarını daha başında iken durdurmak gerekiyor. Bunun başarılabileceğini daha birkaç ay önce Tire’nin Dağyeni köylüleri gösterdi, Başköylüler gösterdi. Sizler de başarabilirsiniz. Sağlıklı çevrede yaşamak sizlerin Anayasal hakkınız” diye konuştu.
Kisir köyü muhtarı Baki Suna ise köylerinde uranyum sondajlarını ardından yalnız bırakıldıklarını, her evden bir kişiyi kanser nedeniyle kaybettiklerini söyledi. Haberlerin ardından TAEK’in br erken uyarı istemi kurduğunu ancak bunun verilerinin hiçbir zaman kendileri ile paylaşılmadığını söyleyen Suna, “Sizlerin burada daha çok yeni sondaj çalışmaları. Bizde İzmir hastanelerine gidenler geri gelmiyorlar artık. Siz yolun başındayken durdurun bu sondajları. Yarın çok geç oluyor çünkü. Biz yandık siz yanmayın!” dedi.
Söyleşinin soru yanıt kısmında konuşan çevre mühendisliği emekli öğretim üyesi Enver Yaser Küçükgül, Arıklı’da yapılan uranyum arama çalışmalarının sondaj çalışması olmadığını, madencilik projesi olduğunu belirterek, kullanılan kimyasalların daha şimdiden yörenin toprağını ve suyunu kirlettiğini söyledi. Küçükgül, “Bu yapılan bir katliamdır. Kesinlikle yasadışıdır ve suçtur” dedi. Söyleşide konuşan köyler ise köylerinde son dönemde turizmin canlandığını, yetiştirdikleri organik ürünlerin geçimlerini sağladığını belirterek, uranyum çalışmalarının hem turizme, hem tarıma zarar vereceği için durdurulması gerektiğini söylediler. (Çanakkale/EVRENSEL)
https://www.evrensel.net/haber/469043/kazdaginda-uranyum-sondajlari-hicbir-kurala-uyulmadan-suruyor