TEVFİK KIZGINKAYA YAZDI- SİYASETİN 'SOL' UNDA NEDEN BİR ŞEYLER OLMUYOR? (3)

~ 24.10.2020, Tevfik KIZGINKAYA ~

Birinci yazıdaki soruya dönelim. Bu düzende yaşamın her alanında sorunlar yaşanırken CHP’nin oyları yükselmiyor ve iktidar seçeneği olarak görülmüyorsa…Sorun kimde ya da nerede, Halkta mı politikalarda mı? Toplumda beklentinin ana muhalefet partisi CHP’de yoğunlaşması ve CHP’den çözüm beklemesi doğaldır.

Bu koşullarda,

? İktidarın yarattığı gündeme bağlı kalmakla,
? İktidarın uygulamalarını tartışmak ve eleştirmekle,
? “Sağdan oy alacağız” diye iktidarın dini istismar eden uygulamaları karşısında suskun kalmakla,
? Laiklik sorununu yok saymakla,
? “Onlar konuşur AK Parti yapar” sloganını doğrularcasına “iktidar getirsin biz destek veririz” demekle,
? Erken seçim çağrısını bile Devlet Bahçeli’nin dile getirmesini istemekle,
? “AKP’li ya da MHP’li vatandaşlar” diye seslenerek seçmene siyasi kimlik vermekle,
? İktidara karşı olan seçmene “bize oy vermeye mecburlar” yaklaşımıyla,
? Toplumsal muhalefetten, emek meslek örgütlerinden ve halktan uzak kalmakla,
? Dar kadrocu anlayışla kendi içine kapanmakla,
? Kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ü tartışmakla,
? Kuruluş ilkelerini yok saymakla,
? Var olan düzene uyumlu siyaset anlayışıyla,
OLMUYOR.

Olmadığı gibi, CHP’ni “iktidar olursa yapar” iddiasından ve seçenek olmaktan uzaklaştırıyor, Halkta da bu iktidar değişmez algısını pekiştiriyor ve Halkın sorunları kabullenmesine ve umutsuzluğa kapılmasına neden oluyor.
Oy oranı, seçimlerde %25’i, kamuoyu yoklamalarında %20’yi aşamıyorsa…Sorun halkta değil, siyaset anlayışında ve politikalardadır.

Neden mi?

? Anayasa referandumunda “Hayır” cephesini oluşturan emek meslek örgütlerinden siyasi partilere kadar siyasi ve toplumsal muhalefetin verdiği destekle oy oranının %50’ye ulaşması,
? Adalet yürüyüşünde toplumsal muhalefetin ve halkın verdiği destek ve yürüyüşün sonundaki mitingde milyonların buluşması,
? 2019 yerel seçimlerinde toplumsal muhalefetin ve HDP’nin sadece büyükşehir belediye başkanlığı için verdiği destekle seçimlerin kazanılması, Gösteriyor ki Halk, Demokratik Laik Cumhuriyete ve Hukuk Devletine sahip çıkıyor.

Demek ki, izlenen politikada ve söylemlerde bir yanlışlık var.

Halkı ve politikalarla uygulamaları eleştirenleri suçlamak yerine yöneticilerin nerede yanlış yapıyoruz diye kendilerini sorgulamaları ve özeleştiri yapmaları daha doğru olacaktır.

*****

CHP dışında siyasi yelpazenin sol tarafında olan partilere bakalım.

Bugün siyasette etkin durumda olan 89 siyasi partiden 25’i Sol, Sosyal Demokrat, Atatürkçü, Sosyalist, Marksist Leninist, Demokratik Sosyalist, Troçkist, Demokratik Sol, Komünist, Ulusal Sol, Yeşil Özgürlükçü Sosyalist kimliklere sahiptir.

Bu dağılım bile Türkiye solundaki dağınıklığı görmek için yeterlidir.

? Halbuki Özgürlük ve Dayanışma Partisi (ÖDP) kuruluşuyla (22.01.1996) sol siyasette yeni bir umut olmuştu. Solda birlikteliği sağlamak ve ülkemiz sorunlarına sosyalist politikalarla çözüm yaratmayı amaçlayan ÖDP, söylemleriyle toplumda büyük bir heyecan yaratmıştı. Ne yazık ki sürdürülemedi ve 60’larda TİP’in solu yönlendiren
etkisine benzer bir süreç yaşanamadı. Türkiye siyaseti, liderlerin kişisel yarışlarıyla ve neo-liberalizmin kurguladığı siyasetle baş başa kaldı. Şimdi Sol Parti olarak yeniden siyasette etkin olmaya çalışıyor.
? Türkiye İşçi Partisi (TİP) “Köylüye Toprak, Herkese İş” sloganıyla halktan yana bir politika yürütüyor. İki milletvekilinin halkın ve emeğin sorunlarını dile getiren konuşmaları kamuoyunda ilgi çekiyor.
? Türkiye Komünist Partisi (TKP) yaptığı açıklamalarla demokrasiye ve laikliğe sahip çıkıyor. Türkiye’nin ilk TKP’li Belediye Başkanı olan Fatih Maçoğlu uygulamalarıyla toplumda takdir topladı, Komünist başkan olarak ülkede ilgi odağı haline geldi ve Tunceli’de Belediye Başkanlığına seçildi.
? Halkın Kurtuluş Partisi (HKP) devrimci kimliğiyle solda birliği oluşturma iddiasında ve Cumhuriyet Devrimine yönelen uygulamalar karşısında mücadele ediyor. Emeğin ve halkın çıkarlarını savunuyor.

Bu örnekler çoğaltılabilir. Sonuçta tüm sol siyasi partiler emekten ve halktan yanalar. Söylemleri ve yaptıklarıyla da halkta ilgi yaratıyorlar ama birbirlerini suçluyorlar ve yan yana gelemiyorlar. Bu sonuç “Sosyalist düşünce neden siyasette temsil edilemiyor” sorusunun yanıtıdır.

*****

Sol düşüncenin siyasetin dışında kalması, neo-liberalizmin kurduğu bu sömürü düzeninin sürmesinin temel nedenidir.

Bugünün düzeninde sermaye, uluslar arası sermayedir. Emek ise, uluslar arası sermayenin müşterisi ve tüketicisi konumunda olan ve sömürülen Halk’tır.

Emeği, Halkı ve Türkiye’yi sömüren bu düzeninin yıkılabilmesi için temel koşul, BilsayKuruç’un söylemiyle; “siyasi yelpazenin sol tarafındaki tüm yapılar arasında bulunan duvarların yıkılmasıdır.” Duvarlar, ortak paydada buluşmakla yıkılabilir.

Türkiye Sol’unun bugününe ve geleceğine karşı olan sorumlulukla;

? Temel kimliği olan “Devrimci” kimliğine bürünmesi,
? Sol’un öznesi olan insan ve yurttaş ortak kimliği ile ayrım gözetmeksizin Halka yaklaşması ve bu düzenin etnik köken ve inanç temelindeki siyasetini reddetmesi,
? Sınıf bilinciyle emekçinin ve halkın içinde olması, güvenini kazanması,
? Antiemperyalist niteliğiyle Tam Bağımsız Türkiye hedefine yönelmesi,
? Demokratik Laik Cumhuriyet ortak paydasında buluşması gerekmektedir.

Unutmayalım, Demokratik Laik Cumhuriyet yoksa ne hukuk devleti, ne sol düşünce, ne muhalefet, ne de insan hak ve özgürlükleri var olamaz. HDP’nin de solun temel değerlerini sahiplenerek emeğin ve Türkiye Halkının tamamıyla buluşması Türkiye siyaseti açısından önemli bir kazanım olacaktır.

Solun içinde var olan bu duvarlar yıkılmalı ki,

? Sol-sosyalist siyaset birlikteliği sağlansın ve Mecliste temsil edilsin,
? Halkın ve emeğin hakları sadece alanlarda ve sokaklarda değil, Mecliste de dile getirilsin,
? Türkiye siyaseti, neo-liberalizmin düzeninden kurtulup kendi kimliğine ve emek-sermaye zeminine kavuşsun,
? Ve Sol siyaset, ülkede iktidar olmayı hedeflesin.

Sol siyasetin yeri ve kimliği sadece muhalefet olmak değildir.

*****

Demokratik Laik Cumhuriyetin ve Sosyal, Hukuk Devletinin niteliği ile var olma mücadelesinde ilk görev Cumhuriyetin ve Cumhuriyet Devriminin siyasi iradesinin sahibi olan CHP’ye aittir.

CHP, tüzüğünde;

“(2) Cumhuriyet Halk Partisi’nin kurucusu, ilk Genel Başkanı ve değişmez önderi MUSTAFA KEMAL ATATÜRK’tür.
(3) Cumhuriyet Halk Partisi, programındaki anlamlarıyla Atatürkçülüğün “Cumhuriyetçilik, Milliyetçilik, Halkçılık, Devletçilik, Laiklik, Devrimcilik” ilkelerine bağlıdır.
(4) Cumhuriyet Halk Partisi, başta Kurtuluş Savaşımız olmak üzere Aydınlanma ideallerini, emek mücadelelerini, sosyal demokrasinin özgürlük, eşitlik ve dayanışma ilkelerini benimseyen çağdaş demokratik sol bir siyasal partidir” şeklinde yazılı olan ilkelerine ve gerçek sol siyasi kimliğine sahip çıkması, kurucusu olduğu Cumhuriyetin geleceğine karşı sorumluluğunun gereğidir.

Bugünün koşullarında siyaseten ittifak yapılması kaçınılmazdır. Ancak oluşacak ittifaka önderlik yapabilmesi ve iktidara yürüyebilmesi için önce, CHP’nin güçlenmesi, Halkın güvenini ve desteğini alması ve oylarını yükseltmesi gerekmektedir. Güçlü olanın dostu çoktur. Bu yolda,

? Halkçı kimliğiyle Halkın ve çalışanların sorunları yok edeceğini,
? Özelleştirme ile satılan fabrikaların ve üretim tesislerinin kamulaştırılarak geri
alınacağını,
? Demokratik Laik Cumhuriyetin ve Sosyal, Hukuk Devletinin tüm kurum ve kurallarıyla var olacağını,
? Herkesin, ayrım gözetmeksizin hak ve özgürlüklerine sahip olacağını,
? Tüketen değil, üreten ve hakça bölüşen bir Türkiye’yi yeniden kuracağını,
? İdeolojisini ve yapısını değil, Devrimci kimliğiyle bu sömürü düzenini değiştireceğini,
? Hedefinin tek başına iktidar olmak olduğu iddiasını, yüksek sesle dile getirmek zorundadır.

Unutulmaması gereken gerçek, sol kanatsız CHP iktidara yürüyemez.

Solda olduğunu söyleyenler de bir araya gelmedikçe CHP sol kimliğine kavuşamaz.

Sol siyaset; kendi kimliğiyle, Türkiye gerçeğiyle ve Cumhuriyet Devrimiyle buluşarak birleşmek ve iktidar olmak sorumluluğuyla karşı karşıyadır.

M. Tevfik KIZGINKAYA
24.10.2020

https://www.yurtseverlik.com/tevfik-kizginkaya-yazdi-siyasetin-solunda-neden-bir-seyler-olmuyor-3.html

Tevfik KIZGINKAYA | Tüm Yazıları
Hits: 6634