Siyasetin Sağında Neler Oluyor?

~ 06.10.2020, Tevfik KIZGINKAYA ~

Son günlerde siyasetin sağ kulvarında yaşanan gelişmeler, siyasetin ve ülkemizin geleceği üzerine düşünmeyi zorunlu hale getirdi. RTE-AKP ve ortağı MHP, iktidarlarını borçlu oldukları düzeni ve siyasetin yapısını sürdürmekte kararlı görünüyorlar.

Akıl okuyacak ya da kehanette bulunacak değiliz. Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz diyerek çok değil 18 yılda siyasi yelpazenin sağında yaşanılanları ana hatlarıyla anımsayalım ki bugün yaşanılanları ve neler olabileceğini görebilelim.

*****

1999 seçimlerinde sağ seçmenin oyları 4 sağ siyasi parti arasında paylaşıldı.

2002 seçimlerinde ise bu 4 siyasi partiye verilen oyların yüzde 33,4’ü, seçime ilk defa katılan Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) ile Genç Parti’ye (GP) yöneldi ve AKP tek başına iktidara geldi.

Seçimler AKP SP DYP ANAP GP MHP
03.11.2002 34,3 2,5 9,5 5,1 7,3 8,4
18.04.1999   15,4 (FP) 12,0 13,2   18,0

RTE-AKP, iktidarının ilk aylarında sağda tek parti olma hedefini ortaya koydu ve rakip olarak da GP’yi ve genel başkanı Cem Uzan’ı gördü.

RTE-AKP, Cem Uzan’ı ekonomik açıdan güçsüzleştirmek ve böylece GP tehlikesini bertaraf etmek üzere harekete geçti. Hedefinde Uzan’lara ait şirketler vardı.

  • Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) Uzan ailesi ve şirketleri hakkında 58 ayrı dava açtı.
  • 12.06.2003, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, Çukurova Elektrik ve Kepez elektriğin sözleşmelerini iptal etti ve el koydu.
  • Seçim mitingindeki bir konuşmasında RTE’ye hakaret ettiği gerekçesiyle Cem Uzan hakkında açılan davada 5 yıl sonra 5 yıl adli denetim ve öfke kontrolü kitabı okuma cezası verildi.
  • 03.07.2003, BDDK, İmar Bankası’na el koydu.
  • 13.02.2004, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF) tarafından TELSİM’e el kondu.

GP, bu koşullarda girdiği 2007 seçimlerinde oy kaybına uğradı ve yüzde 3,03 oyla meclis dışında kaldı. Cem Uzan, partisini ve siyaseti bırakma nedenini “2009’da Terörle Mücadele’den bir polis aradı ve savcı Zekeriya Öz’ün beni tanık olarak çağırdığını söyledi. Gittim, tehdit edilince kaçmaya karar verdim” diyerek açıklıyor.

Fransa’dan siyasi sığınma hakkı alan Cem Uzan halen yurt dışındadır. Zekeriya Öz gibi.

Sonuçta Cem Uzan ve GP, RTE-AKP için sağda siyasi bir rakip olmaktan çıkmıştır.

*****

2002 seçimlerinde büyük oy kaybına uğrayan DYP ve ANAP’ın bir çatı altında birleşerek 2007 seçimlerine girmesine çalışılıyordu. DYP adını değiştirerek (27.05.2007) Demokrat Parti (DP) adını aldı, genel başkanlığa da Mehmet Ağar seçildi. ANAP da kendisini feshederek DP’ye katılacaktı. Çıkan “anlaşmazlık” sonucu bu birleşme gerçekleşemedi ve 2007 seçimlerine DP tek başına girerken ANAP seçim dışında kaldı.

Birleşmemenin sorumlu gösterilen Erkan Mumcu “üzerinde etkili olabilecek kadar güçlü merkezler tarafından, güç odakları tarafından caydırıldığını düşünüyorum. …Çünkü AK Parti’nin tek başına iktidar durumunu sürdürmesi gerekiyordu. …Çünkü bu model içerisinde Türkiye’ye uluslararası çevrelerden bir politika telkin edilebilirdi” sözleriyle Mehmet Ağar’ı işaret etti.

Sürecin tanıklarından Aytun Çıray’ın sözleri işin iç yüzünü gösterir nitelikte. “ANAP, seçime DP çatısı altında girme kararını seçmen listelerinin verileceği son gün YSK’ye resmen beyanla bildirdi. DP ise üstünde anlaşılan listeyi YSK’ye vermesi gerekirken, bambaşka bir liste verdi. DP’nin YSK’ye verdiği listeye bakanlar, kimin FETÖ operasyonunun aleti olduğunu çok açık seçik görürler.”

Sonuçta, merkez sağın iki güçlü partisinin birleşmesi engellenmiş ve bu iki parti de siyasi yaşamın dışında kalmıştır. RTE-AKP de sağda seçeneksiz tek parti olma hedefine bir adım daha yaklaşmıştır. Her iki olayda da o dönemde RTE-AKP’nin büyük destekçisi olan FETÖ’nün etkin rol aldığı görülmektedir.

*****

Bu koşullarda yapılan 2007 seçimleri sonucunda siyasi yelpazenin sağından sadece AKP ve MHP meclise girmiştir. Bu seçimde sağın büyük partisi konumunu gelen RTE-AKP, tek parti olma hedefine doğru önemli bir adım atmıştır ve bu konumunu tüm seçimlerde de korumuştur.

Seçimler AKP SP DYP ANAP GP İYİ P MHP
31.03.2019 44,3 2,7       7,5 7,3
24.06.2018 42,5 1,3       9,9 11,1
01.11.2015 49,5 0,68         11,9
07.06.2015 40,9 2,06         16,3
12.06.2011 49,8 1,27         13,0
22.07.2007 46,6 2,34 5,42 (DP)   3,04   14,3
03.11.2002 34,3 2,5 9,5 5,1 7,3   8,4
18.04.1999   15,4 (FP) 12 13,2     18,0

RTE-AKP, 2012 yılında DP genel başkanlığı yapmış olan Süleyman Soylu ile SP genel başkanlığı yapmış olan HAS Partinin kurucusu Numan Kurtulmuş’u AKP’ye davet ederek kendi safına çekmiştir. Böylece sağda olası bir rakibin doğmasının önüne geçmiştir.

******

MHP ile ilişkiler ise 2007’de Abdullah Gül’ün Cumhurbaşkanı seçilmesine MHP’nin verildiği destekle sıcaklaştı.

DB-MHP’nin Ergenekon davalarına, parti kapatmalarını önleyen Anayasa değişikliğine, üniversitelerde türban yasağının kaldırılmasına, 4+4+4 düzenlemesine, imam hatiplerin ortaokul kısmını açılmasına ve türbanın ilköğretime sokulmasına verdiği desteklerle de adı konmamış bir iktidar ortaklığı kurulmuş oldu.

DB-MHP’nin Cumhurbaşkanlığı “hükümet sistemine” geçişi sağlayan 2017 Anayasa değişikliğine verdiği destek ve RTE’nin bu “sistemin” yetkilerini kullanabilmesi için Cumhurbaşkanı seçiminin 2018’de yapılması önerisi de RTE-AKP DB-MHP ittifakının habercisi oldu.

RTE’nin Cumhurbaşkanı seçilebilmesi için yüzde 50+1 oy gerekliydi, destek de hazırdı. Cumhur ittifakı (20.02.2018) kuruldu, sorun çözüldü.

Artık DB-MHP, iktidarın ortağıdır. RTE-AKP de sağda seçeneksiz tek parti olma hedefine ulaşmıştır. Cumhuriyeti, kendi siyasi hedefine göre değiştirmesinin önünde siyasi bir engel kalmamıştır.

*****

İttifak, karşı ittifakı doğurdu ve CHP, İYİP ve SP Millet ittifakında buluştu. 31.03.2019 yerel seçimleri ittifakların yarışına sahne oldu. RTE-AKP,  varlığının ve iktidarının can damarı olan başta İstanbul ve Ankara olmak üzere büyükşehir belediyelerini kaybetti.

Bu durum, RTE-AKP’nin siyasi hedefini ve 2023 seçimlerini tehlikeye sokmuştur.

İlk olarak, seçilmek için yüzde 40+1 formülü düşündü ama hesap tutmadı.

RTE-AKP, bu koşullarda sağda hızla yükselen İYİ Parti’ye ve Millet ittifakına yöneldi.

İYİ Parti merkez sağda kalıcı konuma gelmemeli ve Millet ittifakı parçalanmalı ki iktidarını sürdürebilsin. Tıpkı GP, DYP ve ANAP’ın siyaset dışı kalışı gibi.

İYİ Parti kurultayında yaşanılanlar ve son olarak genel merkezde bazı örgüt yöneticileri ile kurucu üyelere yönelik tavırlar, İYİ Parti içinde neler oluyor sorusunu akla getiriyor.

İYİ Parti yönetimde sağlanan çoğunlukla tasfiyeler yapılması ya da genel başkan Meral Akşener’e rağmen Millet ittifakından ayrılarak Cumhur ittifakıyla beraber olunması gibi olasılıkların, olasılık olmaktan öteye geçmemesini dilerim.

Böylesi bir planın ya da düşüncenin,

  • Parlamenter demokrasiye mi, tek adam rejimine mi?
  • Demokratik Laik Cumhuriyete mi, Cumhuriyeti yıkmak isteyenlere mi?
  • Türkiye Cumhuriyetine mi, güç sahibi iç veya dış odaklarına mı?
  • Siyasetin normalleşmesine mi, Türkiye’nin anormalleşmesine mi?
  • Ülkemizin ve Milletimizin geleceğine mi, kişisel geleceklerine mi?

Hizmet edeceğini herkesin iyi düşünmesi gerekmektedir.

Özellikle de İYİ Parti yöneticileri ve üyelerinin…

Demokrasilerde siyaset kurgulanmış bir oyun değildir. Halk da figüran değildir.

M. Tevfik KIZGINKAYA

06.10.2020

https://kurgusuz.com/siyasetin-saginda-neler-oluyor/

Tevfik KIZGINKAYA | Tüm Yazıları
Hits: 5268