Eda AKTAŞ
İzmir
39 maddelik ilk yargı paketinin yasalaşmasının ardından tartışmalar sürüyor. YARSAV Eski Başkan Yardımcısı Emekli Hakim Murat Aydın, “Siyasi iktidar yargıyı kendi siyasi projesini hayata geçirmede bir araç olarak kullanıyor. O yüzden bu bakış açısı değişmediği sürece istedikleri kadar paket getirsinler, hiçbir anlamı olmayacak” dedi.
Konuyla ilgili Yargıçlar ve Savcılar Birliği (YARSAV) Eski Başkan Yardımcısı Emekli Hakim Murat Aydın ile konuştuk. Türkiye’nin bir reform paketine ihtiyacı olduğunu söyleyen Aydın, “Bunun için de öyle üst düzey bir hukuk bilgisine gerek yok. Ama buradaki temel sorun siyasi iktidarın yargıya bakış açısı. 'Yargı ne işe yarar' sorusuna doğru cevap vermedikleri için bu yargı reformu anlamlı olmayacak. Siyasi iktidar yargıyı kendi siyasi projesini hayata geçirmede bir araç olarak kullanıyor. O yüzden bu bakış açısı değişmediği sürece istedikleri kadar paket getirsinler, hiçbir anlamı olmayacak” dedi.
Teklifteki "Haber ve eleştiri amacını sınırlarını aşmayan düşünce açıklamaları suç oluşturmayacak" düzenlemesine dikkat çeken Aydın, “Bu düzenleme zaten böyleydi. Sizin açıkladığınız düşünce şiddeti övmüyorsa veya teşvik etmiyorsa, ırkçı ayrımcı bir söylem içermiyorsa ya da kişi haklarına bir saldırı niteliği taşımıyorsa açıkladığınız düşünce suç olamaz. Dolayısıyla açıkladığınız düşünce, 'eleştiri veya haber amaçlıysa suç değil' demenin bir anlamı yok, zaten suç değil” diye konuştu. Aydın, “Bu ülkede gazetecilere ‘Bu haberi niye manşete taşıdın?’ diye sorular soruluyor. Şimdi bu neyi değiştirecek, hangi bakış açısını değiştirecek? O yüzden göstermelik bir durum” dedi.
Hukuk mesleğine giriş sınavına da değinen Aydın, “Sadece sınav ile avukatlık mesleğinin içerisindeki krizi çözemeyiz. Hukuk eğitimini, stajı, hepsini birlikte düşünmeliyiz. Pek çok hukuk fakültesinin dekanı hukukçu değil. Denilebilir ki 'bunlar hukukçuluk yapmayacak, idarecilik yapacak', peki o fakültelerin hukuk nosyonunu, yaklaşımını, akademik kadrosunu, tavırlarını, davranışlarını nasıl belirleyecek ki, belirleyemeyecek. Bu, bizim hukuk eğitimimizin niteliğini ortaya koyar” dedi.
Suç işleyen çocuklar bakımından kamu davasının açılmasının sınırının genişletildiğini, 15 yaşından küçük çocukların işlediği iddia edilen suçun ceza üst sınırının 5 yıldan az ise savcılığın dava açmayıp davayı erteleyebileceği maddesini olumlu bulduğunu söyleyen Aydın, buna paralel olarak yapılan iki yargılama usulünün ise savcılıkta bir nevi ceza pazarlığı anlamına geleceğini, bu düzenlemelerin hem riskli, hem de kötü uygulanabilecek düzenlemeler olabileceğini ifade etti.
Hukuk fakültesine başladığı yıldan beri çıkarılan paketlerin haddinin hesabının olmadığını söyleyen Aydın, “Bu paketlerin üzerinde hukuki analiz yapmayı bir hukukçu olarak kendime zul addederim. Burada hukuki analiz yapılmaz, siyasi analizi hak eden bir pakettir. Eleştiri niteliğinde düşünce açıklamaları suç değilmiş, demek ki bundan önce suçmuş, şimdi suç değil. Yani zaten var olan bir hakkımızın bir daha söylenmesini mi kutlayacağız? Ama bunun değişmeyeceğini biliyoruz. Sosyal medyaya bir şey yazın ve görün” dedi.
Aydın, “Şimdi bir cümle söylüyorsunuz, 'savaş' diyorsunuz, 'savaş demeyin, operasyon deyin' diyorlar. Biz söylediğiniz terminolojide konuşmak zorunda mıyız? Siz zamanında 'hoca efendi' diyordunuz, zamanında 'hizmet harekatı' diyordunuz, şimdi başka bir şey söylüyorsunuz. Siz fikrinizi değiştirdiniz, jargonunuzu değiştirdiniz diye biz de mi değiştireceğiz? Biz sizin kelimelerinizle konuşmak zorunda mıyız? Hangi konuda ne paylaşacağımızı da size mi soracağız artık? Bir şey söylememek bile suç bu ülkede artık. Bu paketin Avrupa Birliği sürecinde siyasi manevra ve zaman kazanmak için konulmuş bir tekliften öte hiçbir değeri yoktur. Göreceğiz, bu yasa çıkacak ve biz yine haber amaçlı, eleştiri amaçlı sözlerin, düşünce açıklamalarının mahkeme kapılarında yargılandığını göreceğiz” ifadelerini kullandı.
İlk yargı paketinin yasalaşmasının ardından Meclise sunulacak ikinci yargı paketi, şu anda cezanın üçte ikisi oranında olan infaz süresini yarı yarıya indirmeyi, kalan cezanın da beşte bir oranında denetimli serbestlik olarak düzenlenmesini öngörüyor.
Adalet Bakanlığının Yargı Reformu Strateji Belgesi kapsamında hazırlanan 39 maddelik ilk yargı paketinin yasalaşmasının ardından ikinci paket için hazırlıklar başladı. Duvar’dan Nergis Demirkaya’nın haberine göre, Meclisin bütçe mesaisi öncesi yasalaşması hedeflenen ikinci paket sadece infaz düzenlemesini içerecek. MHP’nin 5 yıl şartlı ceza indirimi öngören teklifi de daha fazla istisna içerecek şekilde paketin içinde olacak. Nafaka, icradan çocuk teslimi gibi konular ayrı bir paket olarak daha sonra Meclise gelecek. AKP ikinci yargı paketinde halihazırda cezanın üçte ikisi oranında olan infaz süresini yarı yarıya indirmeyi, kalan cezanın da beşte bir oranında denetimli serbestlik olarak düzenlenmesini öngörüyor. Buna göre, 10 yıl hapis cezası almış bir kişi 4 yıl cezaevinde kalacak. Cezalarda yaşlara göre de bazı kademelendirmeler yapılacak, kadınlar ve yaşlılar için ev hapsi seçeneği olacak. Yine yapılan düzenleme ile hapis cezası alan herkes mutlaka cezaevine girecek. Teklife göre 1 ay ceza alan kişi dahi 12 gün cezaevinde yatacak.
Teklifin yasalaşmasıyla birlikte ilk etapta en az 38 bin kişinin de tahliyesinin sağlanacağı verilen bilgiler arasında yer alıyor.