Boğazın en önemli noktasında yer alan ve İstanbul'un siluetinde önemli yer tutan yaklaşık 200 yıllık askeri okul binasının gelecekteki kullanımı ile ilgili değerlendirme yapan Mimarlar Odası Büyükkent Şube Sekreteri Ali Hacıalioğlu, “Kuleli, Heybeliada, Yeşilköy gibi askeri okullar eğitim yapılarıdır. Bu yapılar eğitim yapısı olarak devam etmelidir" dedi.
"YİNE OKUL OLARAK KULLANILMALI"
Kentsel  yapıların fonksiyonuyla bir bütünlük sağladığını belirten Hacıalioğlu,  yine Anadolu yakasında bulunan ve Kuleli Askeri Lisesi gibi kentin  simgesel yapılarından biri olan Haydarpaşa Garı'nı örnek gösterdi. Bu  tür yapıların kent hafızasında önemli bir yere sahip olduğunu hatırlatan  Hacıalioğlu, “Kent içindeki bu yapılar adeta kentin biblolarıdır.  Fonksiyonu ile bütünleşmiş yapılardır" dedi. Kuleli'nin okul olarak  yoluna devam etmesi gerektiğini savunan Hacıalioğlu, “Hükümetin eğitim  sistemindeki değişikliğe ilişkin kararı eğitim yapılarını niçin  tartışmalı hale getirsin" diye konuştu.
"ASKERİ ALANLAR YENİ RANT ALANLARI OLARAK GÖRÜLMEMELİ" 
Kent  dışına taşınması planlanan askeri alanların kamusal alan olduğunun  altını çizen Hacıalioğlu, “Askeri alanların kamusal alan olduğunu  unutmadan, yeniden kamusal alan olarak kullanılması ilkesini  benimsemeliyiz. Buraların rant tesislerine dönüştürülmemesi gerekir"  dedi.
"ÖZGÜRLÜK MEKANI OLARAK KULLANILMALI"
Kuleli  Askeri Lisesi'nin gelecekteki işlevine ilişkin fikirlerini sunan mimar  Korhan Gümüş, “Bu tip kamu alanları geçmişte insanları disiplin altına  almak için kullanılıyordu. Bugün ise özgürlük mekanları olabilirler.  İstanbul'daki bütün askeri alanlar deneysel fikirlere, özellikle genç  nüfusunun eğitim ve deneyimle ilgili ihtiyaçlarını karşılayacak zeminler  oluşturulabilir" dedi. Bahsettiği modeli 'sabit' bir mekan olarak  kurgulamadığını anlatan Gümüş, “Bu mekanlar şiddetten arındırılmış,  özgürce konuşulabilen, tartışılabilen, İstanbul'un en önemli özgürlük  mekanları olmalı. Burada şehrin nasıl yenileneceği, nasıl gelişeceği  tartışılabilmeli" dedi. Gümüş, fonksiyonu değişen ve adeta sanat üretim  mekanları haline gelen Yugoslavya'daki askeri alanları ve savaş  gemilerinin toplanma yeri olan Venedik Tersanesi(Arselane)'yi örnek  gösterdi.
"KULELİ'Yİ ANIT YAPI GİBİ DEĞERLENDİRMELİYİZ" 
Kuleli  Askeri Lisesi'nin bir hafıza mekanı olduğunun altını çizen Gümüş,  “Kuleli Boğaz'ın profilini oluşturan şahane bir anıt yapı. Bu yapıyı bir  otel olarak düşünmemek lazım. Bu yapıya hak ettiği değeri vererek, tam  bir anıt gibi değerlendirmeliyiz. Sadece 'koruyalım' demek yeterli  olmaz. Orası bir hafıza mekanı. Mimari yarışmalar açarak, dört dörtlük  bir restorasyon yapmak gerekir. O da yaratıcı bir çabayla olur" dedi.  Gümüş askeri alanların kamusal özelliğinin korunmasına ilişkin yeni bir  kamusal yönetim anlayışının geliştirilmesi gerektiğini ifade ederek  “Şehirdeki ormanları koruyamıyoruz. Kültür mirası bölgeleri  koruyamıyoruz. Bugüne kadar askeri mantıkla şehrin içindeki yeşil  alanlar korundu. Ancak yine aynı mantıkla devam edersek ormanların  başına gelenler askeri alanların da başına gelecektir" uyarısında  bulundu.
"KULELİ DEMOKRASİ MÜZESİ OLMALI" 
Türkiye  Seyahat Acentaları Birliği (TÜRSAB) Başkanı Başaran Ulusoy ise Kuleli  Askeri Lisesi'nin demokrasi müzesi olarak kullanılması önerisinde  bulundu. Yaklaşık 20 yıl önce askeri alanların şehir içinden çıkarılması  önerisi sunduklarını söyleyen Ulusoy, “Kuleli'nin çok güzel bir  demokrasi müzesi olmasını isterim. Demokrasi müzesi Yassıada'da  kurulacaktı. Bence Yassıada mevsim ve yanaşma bakımından zorluklar  içeren bir yer" dedi. Ulusoy, bir diğer öneri olarak da binanın hem müze  hem de otel fonksiyonunu içinde barındıran bir özellik taşıyabileceğini  söyledi. 15 Temmuz'da yaşananların gelecek nesillere anlatılması  gerektiğini vurgulayan Ulusoy “Hem otel hem müze olarak da  kullanılabilir. Kurtuluş Savaşı'nda atlattığımız badire neyse bu da öyle  bir badiredir. Yaralarımızın sarılması ve atlattığımız olayın  büyüklüğünü gelecek nesillere iletmek lazım" diye konuştu.
KULELİ ASKERİ LİSESİ'NİN TARİHİ 1845'E DAYANIYOR
İstanbul  Ansiklopedisi'nde Kuleli Askeri Lisesi hakkında Kenan Sayacı'nın kaleme  aldığı metne göre okulun temeli 1845'te atıldı. 1872 yılında Kuleli  Askeri İdadisi olarak anılmaya başlayan Kuleli Kışlası bu binada 2 yıl  kalabildi. 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı sebebiyle hastaneye dönüştürülen  kışla, faaliyetlerine Pangaltı'ndaki Mekteb-i Harbiye binasında devam  etti. 1913 sonunda yeniden kendi kışlasına döndü. İstanbul'un 16 Mart  1920'de İtilaf Devletlerince işgal edilmesi üzerine, İngilizler  tarafından depo ve transit ambarı olarak kullanılmak üzere boşaltıldı ve  Ermeni Eytam mektebi (Ermeni Yetimleri Okulu) olarak Ermenilere  verildi. 1923'te tekrar Kuleli Kışlasına dönüştürüldü. Tevhid-i Tedrisat  Kanunuyla 1924-1925'te Kuleli Lisesi adıyla Milli eğitim Bakanlığına  bağlanarak sivil lise haline getirilen okul 1925'te tekrar eski  statüsüne döndürüldü ve bu tarihten itibaren Kuleli Askeri Lisesi  almıştır.
http://www.abcgazetesi.com/kuleli-askeri-lisesi-binasi-ne-olacak-23738h.htm
