Libya’da, Afrika’da ve tarihin her zamanı ve her yerinde…  Ne tür bir katil kimlik bu. 
 
 Markalar ve imajlar
 Birleşmiş Milletler ve Nato’nun“
insan” imajlı markalarına sakladıklarını, savaş tamtamları arasında açığa çıkarır. 
 Kan gölüne çevirir dünyayı… İşlevi budur. Bunu  sizler ve bizler adına; “insanlık” için yaparlar… USA vesayetli “
özgürlük ve barış” toplama kampımıza hoş geldiniz…
Bu imajlarla baskılanan ulusal parlamentolar çaresiz, halklarının yerine  dünyayı kana bulamaya karar veriyor seçilmiş siyasiler. Reel  politika...Ölüm kusan silahlar.  Kim öldürüyor bu bebekleri... Bu suskun  ve kafası karışık dünya halkları adına kararlar; bizim kararlarımız  öldürüyor bebekleri… Bize rağmen kararlarımız... Bombalar ve sömürge  tipi canlılaşan kimliklerimiz ile biz öldürüyoruz bebekleri dostlarım.
Bir şekilde seçtiğimiz ve kurumlarının arkasında ilişkilendiğimiz. Kapitalizmdir  bebeklerin ölüm mezbahası.  
Kimin bu zehirli memeler  
Kapitalizm, dönüştürme iradesiyle dışladıklarını “tehdit algılar”.   Bunu dünya halklarına meşru gösterir...  Suçlu icatlarını bebekler ile  birlikte yok eder. Tarih içinde kin ve nefretleri  daha “
insancıl olmaklı”  değiştirebilen bir hikaye bu…  
Sömürge tipi dışında;  "özgür" bir yaşam ve düzen kurma isteğinin "oldukça başlarında" insanoğlu.
Herkes ve hiç kimsenin yönettiği psikolojilerimiz ortada savrulurken,  olgular onlardan destek alır, yasbancılaştırır ve destek verir  psikolojilerimize  yeniden.  Kendi kültürüdür insanın kanları  akıtan.  Sofrasıdır; çocuğunun şekillenmesinde söz hakkı edinen, bulan sömürge  kültürlerdir...   “En olağan olan ile” , özellikle olağan olan ile yaşam  kültürü sürer, yenilenir ve değişerek devam etmek ister bu kukla  törenle…  Bu kan emici sistemin bir avuç ellerine teslim olmuştur  insanlık…
 Güneş özgür doğar
Güneş özgür doğar
Yaşam ve ölümün içindeyiz…
"Pozitif hayata inanma" dışında ne paylaşabiliriz... Umudun koca bir yalan olduğunu bilerek! 
"Yapay ve sömürge tipi bir dünyada".  Doğa akışı ve toplumsal varolma  dışında her şeyin ölçümlendiği, etiketlendiği; “Meta algılı bilincin”  hayattan ve bizlerden kopardığı ve dayattıkları ile; konfor içinde ölümü  bekliyor insanoğlu…  Konforlu,  hijyen ve sonsuzda…
Lanet olası “akıllarımız”  ruhlarımızı söndürüyor ve bu yönde eğitiyoruz birbirimizi ve insanlığımızı…
Bu ağır ve utanmaz maskelenmiş bedenlerimizi  mezarlarına gömmek ne kadar sürebilir…