Genel iradeyi TBMM`ye yansıtmak için...

~ 09.05.2024, İbrahim Ö. Kaboğlu ~

“Millet desteği veya seçmen tercihi”, Yasama çalışmalarındaki aykırılıkları “aklama bahanesi”. Yasa önerilerinin Anayasa’ya veya kamu yararına aykırılık iddialarını çürütemeyen Cumhur İttifakı vekillerinin sıkça dillendirdiği bu siyasal referansın ötesi var: Anayasa’ya aykırı ise Anayasa Mahkemesi karar verir.

TBMM faaliyetlerinde her vesile ile partilerinin kazandığı ve CHP’nin kaybettiği seçim sayısını dillendirmekten geri durmayan AKP’liler,  Anayasa’ya ve ülke çıkarlarına aykırı, dahası Anayasa Mahkemesince iptal edilen yasaları oylama alışkanlığını hep sürdürdü: “sayısal üstünlük, hep ‘haklılık ölçütü’ oldu AKP ve MHP için.

Bu yaklaşım, müzakereci demokrasiyi engellediği gibi yasamayı da işlevsizleştirdi.  Koalisyon değil, tek parti çoğunluğu olsaydı, yanlışı düzelttirmek daha kolay olabilirdi. ‘TBMM’ye takılan ters kelepçe’ olarak nitelediğim ittifak, vasat bir yasama faaliyetini bile engelliyor.

31 Mart’ta, TBMM’deki sayısal çoğunluğun toplumsal desteğini azınlığa düşüren seçmen iradesi, AKP-MHP ittifakının, yasama uygulamasını gözden geçirmesini gerekli kılıyor.  Eğer 2017 Anayasa dayatması ile parlamenter rejim lağvedilmese idi, hükümet değişikliği bile gündeme gelirdi. Bu nedenle, 2017 kurgusu içinde yapılabilecekler, demokratik olmayan bu kurgunun lağvedilmesi hedefine de yönelmeli.

Öncelikle demos (halk) iradesi, üç aşamalı okunmalı: 31 Mart’a giden yol; 31 Mart sonuçları ve halk iradesinin TBMM’ye yansıması.

-31 Mart’a giden yola damgasını vuran üçlü: Saray, Devlet’in bütün güç ve olanaklarını sahaya sürdü; AKP-MHP, dezenformasyona dayalı seçim kampanyası yürüttü; seçimler, ülke genelinde Cumhur İttifakı ve Cumhurbaşkanı için plebisite dönüştürüldü.

-31 Mart sonucu: Seçmen, tercihini Cumhur İttifakı ve CB için değil CHP için yaptı.

-31 Mart sonrası: Belediye başkanlıkları el değiştirirken ‘yavru Saray enkazları’ndan fışkıranlar, ‘saraylar saltanatı’nın yalnızca görünen yüzü. Toplumsal yaşam açısından örneğin 1 Mayıs görüntüsü, 31 Mart için İstanbul seçmeninden Anayasa’ya aykırı biçimde oy dilenen İçişleri Bakanı’nın, “oy yok ise, özgürlük de yok” dercesine Anayasa ihlalinde direnmesidir. Saray ise, demos ve CHP sayesinde yumuşama işaretleri vermiş olsa da, bilime aykırı eğitim ve Anayasa dışı uygulamalar hız kesmiyor.

Bu çerçevede 31 Mart,  Yasama açısından nasıl okunmalı? Halk iradesi ve temsilcileri arasındaki ayrışma ışığında, yasama faaliyetine Anayasa üstünlüğünün geçerli kılınması, CHP’nin yasama politikasını yenilemesi ve gözden geçirmesine bağlı. Zira “siyasal üstünlük” (CHP), “sayısal üstünlük, haklılık ölçütüdür” (AKP-MHP) algısını yıktı.

Bu nedenle başta CHP, ama aynı zamanda DEM Parti, İYİP ve Saadet Partisi yasama politikalarını ayrı ayrı ve birlikte  (“azınlık bilinci” ile) gözden geçirmek durumunda.

AKP-MHP ikilisi için “Anayasa’ya saygı” testi, azınlık bilincinin sürekli canlı tutulmasına bağlı.

İkinci olarak, değişmez hüküm olarak görünüşte sahiplendikleri “İnsan haklarına dayanan demokratik ve laik Cumhuriyet” özünü nasıl boşalttıkları üzerine farkındalık yaratılarak, Cumhur İttifakı’nın ikiyüzlülüğü sürekli teşhir edilmeli.

Üçüncü olarak, sözde “darbe ve sivil” karşıtlığı kurarak Anayasal dezenformasyon yaratan (dünya hukuk tarihinin en büyük toplu katliamını yapan Hükümet’in üyesi) TBMM Başkanı’nın “sözde anayasa” girişiminin gerçek gündemi perdelemesi önlenmeli.

Nihayet, asıl hedef erkler ayrılığı, yargı bağımsızlığı ve parlamenter rejim ekseninde demokrasiyi yeniden inşa etmek olduğuna göre,  amaç ve araç tutarlılığında söylem, eylem ve işlem sürekliliği esas olmalı.

Bu bağlamda ve siyasal iktidarın el değiştirmesine giden yolda, birinci parti olmanın psikolojik üstünlüğüne sahip CHP, demokratik gelecek için tarihsel sorumluluk ile karşı karşıya.

Özetle, 2017 kurgusu ve uygulamasının Anayasal rejim ve sistemi ortadan kaldırdığı göz ardı edilmeksizin, kişilere değil sistemsizliğin sürdürülemez olduğu gerçeğine odaklanılması ölçüsünde genel irade, TBMM’ye yansıtılarak demokratik hukuk devletini inşa umudu doğar.


https://www.birgun.net

İbrahim Ö. Kaboğlu | Tüm Yazıları
Hits: 36232