Bigâne kalmak

~ 14.09.2024, Av. Selin Nakıpoğlu ~

Güzel ülkemde hâlâ şaşırma lüksünün olması ne önemliymiş. Yıllar geçtikçe şaşırdığım anların kıymetini daha iyi anlıyorum. Şaşırmak gibi insanî özelliklerin zamanı geçti, buharlaştı. Geçtiğimiz günlerde Kayseri Milletvekili Hulusi Akar’ın bir etkinlikteki konuşmasını sosyal medyada dinledik. “Duyduklarıma inanamadım!” yazmak isterdim ama ı–ıh, hiç öyle olmadı. Kaldı ki, Laiklik Meclisi’nin her ay yayınlanan laiklik ihlalleri raporlarını okursanız siz de şak diye inanırsınız. Ağustos raporu* da oldukça uyku kaçıran cinsten. Ülkede yok yok! Kötülük, bağnazlık o kadar sıradanlaştırılmaya çalışılıyor ki, başka bir ülkede hükûmet düşürecek söylemler ülkemde genellikle gündeme bile girmiyor.

Gelelim Sayın Akar’ın konuşmasına... Şöyle demiş: “Eğitimin amacı bilgi değildir. Allah korkusu ve kuldan utanmaktır. Allah korkusu verilmezse ateist mi, deist mi, uyuşturucu ile, LGBT ile mi uğraşacaksınız, şaşırırsınız.” Sayın Akar; nefret suçu ihtiva eden, irticalen yaptığı konuşmasını sürdürüp annelere geçti. “Analar çok veballi. Sabah namaza kalkamaz uyusun diyen analar çok veballi.

Kadınlara laf etmezse olmazdı zaten. Bir siyasal İslamcı; bir cemiyette konuşma yaparken kadınlara, LGBTİ+’lara ithamda bulunmazsa ayrımcılık paketini eksik bırakmış olur. Demokratik, laik, hukuk devletinde yaşayan, yaşamak isteyen insanlar Akar gibi inanmayınca suçlu mu oluyor? Ve LGBTİ+ birey olmak suç mu? Uyuşturucu suçu ile LGBTİ+’ları aynı cümle içinde kullanarak nefret suçu işlediğinin buz gibi farkında, e zaten bu sözler ayrımcılık paketinin olmazsa olmazlarından.

Milli eğitimin temel amacını tartışır hale getirme gayesinde olan Akar’ı Kayseri milletvekili olarak tanımadık. Ülkemizde Genel Kurmay Başkanlığı yapmış, Milli Savunma Bakanı olmuş biridir. Harp okulu mezunu ancak yapmış olduğu konuşmadan anlaşılıyor ki, laiklik kavramına bigane. Ya da laikliğin ne olduğunu hiç anlamamış. Öyle ki; AKP’nin siyasal İslam rejimini kalıcı hale getirmesinin en başat adımlarından olan ÇEDES projesi yetmiyor, müfredattaki üç din konulu ders yetmiyor, geçtiğimiz Şubat ayında Kars Merkez İmam Hatip Ortaokulu’nda öğrencilere 'sabır' konusunu anlatmak için mezar maketi kurulması yetmiyor, Bitlis'in Hizan ilçesindeki Nurs Ortaokulu'nda “sınıfa Kâbe maketi kurulması, öğrencilere şeytan taşlama provası yaptırılması yetmiyor. Özetle, Akar’ın cümleleri topluma dayatılan laiklik karşıtı, siyasal İslamcı kuşatmayı ve ülkemizin karşı karşıya olduğu karanlığı bir kez daha gözler önüne serdi.

SAYIN AKAR ATANAMAMIŞ ALİ ERBAŞ MI YOKSA?

Eğitimin temel amacını tartışır hale getirme gayesiyle ettiği sözlerle neyi amaçlıyor? Yoksa üç gün önce gazetemizde yayımlanan Mustafa Bildircin’in “Dünyada cenneti yaşıyor: Erbaş’ın lüks konutu” başlıklı haberinden mi etkilendi? Zira haberin detaylarında Diyanet İşleri Başkanı Erbaş’ın Ankara’nın en lüks semtinde üç kattan oluşan 450 metrekare kullanım alanlı konutunun sabit ödemelerinin başkanlık bütçesinden karşılandığına dair pek çok detay var. Etkilenmiş olabilir.

Ayrıca, hatırlarsanız Mart 2016’da Sebahattin Zaim Üniversitesi Rektör Yardımcısı Bülent Arı katıldığı bir televizyon programında "Ben daha çok cahil ve okumamış tahsilsiz kesimin ferasetine güveniyorum bu ülkede. Yani ülkeyi ayakta tutacak olanlar, okumamış, hatta ilkokul bile okumamış, üniversite okumamış cahil halktır" demişti. Bu pırıltılı cümle de aklında kalmış olabilir. Ya da geçen sene Aralık ayında tarikat ve cemaatlerle protokol yapmaya devam edileceğini açıklayan Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in rüzgârına kapılmış olması da mümkün.

Önünde “milli” kelimesi olan iki bakanlık var: Eğitim ve savunma bakanlıkları. Ve Milli Eğitim Bakanı olan Yusuf Tekin’in eğitime dair çizdiği yol haritası, eski Milli Savunma Bakanı olan Hulusi Akar’ın da eğitimin amacına dair sözleri ortada… Şüphesiz ki Hulusi Akar bir zihniyetin tezahürüdür. Öyle ki bu zihniyet isimlerden bağımsız. Karşımıza bir gün Yusuf Tekin olarak çıkar, bir gün Ali Erbaş… Akar’ın sözleri ise bu zihniyetin manifestosudur.

Aklın ve iradenin özgür olabileceği koşulların laiklik zemininde yükseldiğini bilen bizler için de gaye laikliği kazanmak. Ya koyu karanlığı birlikte yırtacak ve şafağın aydınlığına kavuşacağız ya da nefessiz kalacağız.

*https://laiklikmeclisi.org/detay/laiklik-hlalleri-raporuautos-2024

https://www.birgun.net

Av. Selin Nakıpoğlu | Tüm Yazıları
Hits: 170444