Dünya 'dan Haberler 33

Gazeteci hapseden ilk üç ülke: Türkiye, İran ve Çin Gazetecileri Koruma Komitesi 2012 raporunu açıkladı. Hapis gazeteci sayısının dünya genelinde en yüksek rakama ulaştığı ülke Türkiye oldu. Rapora göre gazeteciler en çok Türkiye, İran ve Çin'de hapsediliyor! Gazetecileri koruma Komitesi (Committee to Protect Journalists-CPJ) hapis gazetecilere ilişkin 2012 raporunu yayınladı. Raporda Türkiye 49 hapis gazeteciyle ilk sırada yer alıyor. Türkiye’den sonra gazetecileri en çok hapseden ülke İran ve Çin. Rapora göre dünyada toplam 232 gazeteci parmaklıklar arkasında. Bu sayı CPJ’nin en yüksek saptamayı yaptığı 1996 yılını geride bırakmış durumda.

http://haber.gazetevatan.com/flasflas-dunya-sampiyonu-olduk/498717/1/G%C3%BCndem

Time dergisi, ABD Yönetiminin Türkiye’ye iki Patriot baryası konuşlandırma kararı için “Türkiye’ye bayram hediyesi” derken atılan adımın “askeri açıdan anlamlı bir hareketten çok kapısında bela olan bir NATO ortağına yardım meselesi” olduğunu yazdı.

Obama Yönetiminin, 2012 yılının sona yaklaştığı bir dönemde Türkiye’ye iki Patriot füzebataryasını gönderme kararı, “Türkiye’ye bayram hediyesi” yorumlarına yol açtı. Time dergisi,ABD’ye Türkiye’yi Suriye’den atılabilecek füzelere karşın korumak amacıyla 2 Patriot bataryası ve 400 kadar asker göndereceğine dikkat çektiği haberinde “Türkiye’ye bayram hediyesi, bataryalar dâhil” başlığını kullandı.
Atılan adım için “askeri açıdan anlamlı bir hareketten çok kapısında bela olan bir NATO ortağına yardım meselesidir” diyen dergi, 2 yıllık bir süre Suriye’deki isyanının 40 bin kişinin ölümüne yol açarken ABD’nin Esad’ı devirmek isteyenlere yardım amacıyla pek az bir şey yaptığını savundu.

http://dunya.milliyet.com.tr/-turkiye-ye-bayram-hediyesi/dunya/dunyadetay/16.12.2012/1642448/default.htm

"Bölgede kurulabilecek bir Kürt devleti, Türkiye'nin bütünlüğüne darbe vurabilir..." Amerika Birleşik Devletleri'ndeki istihbarat kuruluşlarını bünyesinde toplayan Ulusal İstihbarat Direktörlüğü tarafından 5 yılda bir hazırlanan ve dünyanın geleceğine ilişkin senaryoların ele alındığı rapor yayımlandı.

Türkiye'nin 2030 yılına kadar yükselişe geçeceğine değinilen raporda, “Bölgede kurulabilecek bir Kürt devletinin Türkiye'nin bütünlüğüne darbe vuracağı” ifadesi yer alıyor. Raporun en dikkat çekici ifadelerinden biri, "Bir Kürt devletinin yükselişinin Türkiye'nin bütünlüğüne darbe olacağı ve Ortadoğu sınırlarının ortaya çıkmakta olan bu devletle yeniden çizileceği” oldu.

Rapordan çarpıcı bölümler

* Çin ekonomisi, 20 yıldan az bir süre içinde ABD’yi geçecek ve Asya 2030’a kadar küresel güç olmayı Kuzey Amerika ve Avrupa’nın elinden alacak.
* Avrupa, Japonya ve Rusya’da ekonominin yavaş yavaş gerilemesi muhtemelen devam edecek.
* Küresel ekonominin başarısı, geleneksel Batı’ya değil, gelişmekte olan ülkelerin ilerlemesine bağlı olacak.
* 15-20 yıl içinde teknolojik aktiviteler Çin, Hindistan ve Brezilya gibi ülkelere kayacak.
* Google ve Facebook gibi ülkeler gerçek zamanlı bilginin başında oturmaya devam edecek ve bu konuda bütün hükümetlerden daha ileri olacaklar.
* Bilgi, şirketleri toplumsal davranışları etkileme konusunda hükümetler kadar güçlü kılacak.
* Yeni teknolojinin gelişimi, Ortadoğu’da görüldüğü gibi vatandaşları hükümetlere karşı çıkmak için bir araya getirme kabiliyeti kazandırırken, hükümetlere de benzeri görülmemiş biçimde insanları izleme yeteneği sunacak.
* 2030’da kadar İslami terörizm sona erebilir ancak bazı devletler bundan yararlanmak isteyebileceği için tam olarak yok olmayacak.
* Siber alanda uzmanlaşan bazı bireyler hizmetlerini örneğin teröristlere yüksek ücretlerle satarak, ekonomik ve finansal sisteme büyük zararlar verebilirler.
* Büyük ihtimalle dünya önümüzdeki dönem bir siber silahlanmaya tanıklık edecek.

http://www.radikal.com.tr/Radikal.aspx?aType=RadikalDetayV3&ArticleID=1111567&CategoryID=78

ABD'nin Türkiye'ye 2 Patriot füze savunma sistemi ve 400 asker göndereceği iddia edildi. Hollanda Başbakanı Rutte, Patriotların Ocak ayı sonunda operasyonel hale geleceğini kaydetti.

Pentagon'dan yapılan açıklamada ABD Savunma Bakanı Leon Panetta'nın Türkiye'ye iki Patriot bataryası ve bunları kullanacak 400 Amerikan askeri konuşlandırılması emrini imzaladığı bildirildi. Emri Afganistan'dan Türkiye'ye geçerken imzalayan Panetta, İncirlik üssüne sürpriz bir ziyaret gerçekleştirerek buradaki Amerikan askerleriyle biraraya geldi. Pentagon basın danışmanı George Little, "Bu konuşlandırma ile, Amerika Birleşik Devletleri'nin NATO müttefikleriyle yakın işbirliği içinde olduğunun ve Türkiye'nin savunmasının, özellikle de Suriye'den kaynaklanan potansiyel tehditlere karşı destekleneceğinin kuvvetle vurgulanması amaçlanıyor" diye konuştu.

İncirlik'teki ABD üssünde gazetecilere açıklamalarda bulunan Little, batarya ve askerlerin önümüzdeki haftalarda Türkiye'ye konuşlandırılmasının beklendiğini ifade etti. DHA, özel uçağıyla İncirlik Üssü'ne inen Panetta ve beraberindekileri, ABD'li ve Türk askeri yetkililerin karşıladığını bildirdi. Ajans, Panetta'nın İncirlik Üssü'nde yaklaşık bir saatlik brifing aldıktan sonra ayrıldığını belirtti. NATO şemsiyesi altında Türkiye'ye hava savunma desteği veren ülkelerden Almanya Patriot'larla birlikte 400, Hollanda ise 360 asker göndermeye karar vermişti. ABD gibi Almanya ve Hollanda da Türkiye'ye ikişer Patriot füze bataryası gönderecek.

NATO çerçevesinde Almanya’nın Türkiye’ye tedarik edeceği iki Patriot savunma füze bataryasının yeri Kahramanmaraş olarak belirlendi.

http://www.hurriyet.com.tr/planet/22143146.asp  

Suriye'de terör örgütü El Kaide'ye yakınlığıyla bilinen El Nusra Cephesi'nin Esad rejimine ait kimyasal silah tesislerinden birini ele geçirdiği iddia edildi. Suriye özel temsilcisi Brahimi ise, siyasi çözümün hala mümkün olduğunu söyledi.

Suriye’de aralarında Kaide’ye yakınlığıyla bilinen El Nusra Cephesi’nin de bulunduğu bir grup muhalifin, ordunun Halep’teki askeri komuta merkezini ele geçirdiği iddia edildi. Uluslararası haber ajanslarına göre, El Nusra Cephesi, kentin doğusunda yer alan El Safir’deki kimyasal silah tesislerinden birini ele geçirdi.

http://www.radikal.com.tr/Radikal.aspx?aType=RadikalDetayV3&ArticleID=1111497&CategoryID=81 

Patrick Cockburn’un kaleme aldığı yazıda, Beşşar Esad’ın askerlerinin zayıf olduğu yerlerden Şam gibi güçlü olduğu ve stratejik önemdeki yerlere kaydırdığı belirtildi. Suriye ordusunun bazı bölgelerden çekilmesinin, “muhaliflerin güçlendiği” şeklinde yorumlanmaması gerektiği de bildirildi.

Suriye'de bir Alevi köyüne düzenlenen saldırıda 130 sivilin hayatını kaybettiği ileri sürüldü. Suriyeli insan hakları örgütleri, Hama kenti yakınlarındaki ‘Akrab’ köyüne saldırı düzenlendiğini duyurdu.

Londra'daki büyükelçiliğinde Wikileaks kurucusu Julian Assange'ı koruma altına alan Ekvador, Suriye lideri Beşar Esad'a da açık kapı bıraktı. Ekvador Devlet Başkanı Rafael Correa, “Suriye lideri bize başvurursa, ona ülkemizde sığınma hakkı verilmesini değerlendirmeye hazırız” dedi.

Amerikan televizyonu CNN ve Suriye'deki haber sitesi "Syria Deeply" nin iddiasına göre, ABD, Esad'ın kimyasal silahlarının terörist grupların eline geçmesini önlemek için Türkiye ve Ürdün'de Suriyeli muhaliflere eğitim veriyor.

ABD, bugün Fas’ta başlayacak kritik Suriye toplantısı öncesi, yeni kurulan Suriye Muhalefet Koalisyonu’nu resmen tanıdığını açıkladı. Dün de muhalif gruplardan birini El Kaide bağlantılı olduğu gerekçesiyle terörist saydığını duyuran ABD Yönetimi, böylece Suriyeli direnişçilerin örgütlenmesine şekil verme çabasını yoğunlaştıracağını gösterdi.

ABD Yönetimi’nin yeni Suriye muhalefet örgütlenmesini resmen tanıma kararı almasından bir gün sonra Fas’taki Suriye Dostları toplantısından da tanıma çıktı. Suriye Ulusal Koalisyonu “halkın tek meşru temsilcisi” kabul edildi.

İngiliz Independent gazetesi, İngiltere’nin de dâhil olduğu uluslararası bir koalisyonun, Suriyeli silahlı muhaliflere askeri eğitim ve hava ile deniz gücü desteği sunmak için bir plan geliştirdiğini yazdı. Habere göre, İngiltere’nin üst düzey askeri yetkilisi General Sir David Richards, birkaç hafta önce Londra’da, aralarında Türkiye, Fransa, Ürdün, Katar ve Birleşik Arap Emirlikleri gibi ülkelerden komutanların katıldığı gizli bir toplantı düzenledi.

Dışişleri Bakanlığı kaynaklarına dayandırılan haberde, toplantının İngiltere Başbakanı David Cameron’ın talebiyle yapıldığı ve toplantıda yeni stratejinin detaylıca tartışıldığı kaydedildi.

http://haber.gazetevatan.com/muhalifleri-bu-ulkeler-mi-egitecek/498690/1/G%C3%BCndem

Suriye rejiminin sonunun yakın olduğu konusunda arka arkaya açıklamalar geliyor. NATO Genel Sekreteri Anders Fogh Rasmussen, Suriye rejiminin "çökmeye yakın olduğunu" belirtti. Hollanda Başbakanı Mark Rutte ile görüşmesi sonrasında açıklama yapan Rasmussen, "bence Şam yönetimi çöküşe yaklaşıyor. Artık bu sadece zaman meselesi" diye konuştu.

Rus IRAT-Tass haber ajansına konuşan Dışişleri Bakan Yardımcısı Mikhail Bogdanov, "rejim ve hükümet her geçen gün daha fazla bölgede kontrolü kaybediyor. Ne yazık ki, Suriye muhalefetinin zafer kazanma olasılığı göz ardı edilemez" dedi.

Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad'ın isyancı güçlere karşı 'Scud' tipi füze kullanmaya başladığı öne sürüldü. NATO'dan bir yetkili, Esad rejiminin bu hafta içerisinde 'Scud' tipi füze kullandığını söyledi. İddiaya göre kısa menzilli balistik füzeler, Suriye toprakları içerisindeki noktaları hedef aldı.

Suriye'nin başkenti Şam'da İçişleri Bakanlığı'nı hedef alan bir saldırı düzenlendi. Bakanlığın girişinde meydana gelen patlamada 7 kişi öldü, 40 kişi de yaralandı. Görgü tanıklarının ifadesine göre patlamanın ardından silah sesleri duyuldu.

Manaf Tlas, yarın Fas’ta düzenlenecek “Suriye’nin Dostları” toplantısı öncesinde, son gelişmeleri Hürriyet’e yorumladı. Tlas, özetle şunları söyledi: Suriye’de bir dönüm noktasına gelindi. Devrim barışçıl bir yapıya ulaşmalı. Eğer Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) en az Esad'ın ordusu kadar güçle donatılmazsa, bu olmaz. Şu anda ÖSO’da düzensizlik ve kaos hakim. Her iki tarafın da aşırı uçları elimine edilmeli. Beni Antalya’ya kimse davet etmedi. Yüksek Askeri Konsey içinde sadece Sünniler var. Muhaliflerin, Alevileri de operasyon odasına alması şart. Bu, çarpışmanın şiddetini azaltacak bir amortisör etkisi yapar. Aksi takdirde Esad direnecektir.

İngiltere Başbakanı David Cameron’un, Suriye’de 21 aydır devam eden iç savaşa müdahale için orduya talimat verdiği ortaya çıktı. Cameron, komutanlara verdiği talimatta 'gerektiğinde' Suriye’de Esad rejimine karşı savaşan muhalif güçlere havadan ve denizden destek verilebileceğini ve bunun için askeri planların yapılmasını istedi.

 http://www.haberturk.com/dunya/haber/802608-mudahale-icin-geri-sayim

Suriye krizi geri dönülmez bir boyuta ulaştı. Fransız savaş gemisi Suriye açıklarında bekliyor. Suriye lideri Beşar Esad’ın kimyasal silah kullanma riskine karşı Türkiye sınırına Patriot füzeleri yerleştirilmesine karar verilmesi ve ABD uçak gemisi "USS Dwight Eisenhower”ın Suriye karasuları yakınına demir atmasının ardından Fransa da alarma geçti. Fransız basını, Fransa Donanması'na bağlı Charles de Gaulle uçak gemisinin komando birlikleri ile Suriye açıklarında beklediği haberini bildirdi.
Fransız Savunma Bakanı Jean Yves le Drian, "USS Dwight Eisenhower" ve "Charles de Gaulle" gemilerinin kimyasal silah kullanılması olasılığına karşı önlem amaçlı olarak bulunduğunu açıkladı.

Amerikan Savunma Sekreteri Leon Panetta ve Alman Dışişleri Bakanı Guido Westerwelle, Esad’ın ciddi olarak kimyasal silah kullanmasından endişe ettiklerini açıklamış, Washington ise bunun ‘kırmızı çizgiyi aşmak anlamına geldiğini’ belirtmişti. ABD Başkanı Barack Obama da, “Bu kabul edilemez ve sonuçları olacak” diyerek Esad yönetimini uyarmıştı. Suriye Dışişleri Bakan Yardımcısı Faysal Mikdad ise “Suriye onlarca, yüzlerce defa açıkladı, bir kez daha altını çiziyoruz ki, halkımıza karşı kimyasal silah kullanmayacağız. Bu intihar demektir, bunu yapmayacağız” cevabını vermişti.

Rusya da karşı hamlede bulunmuştu

Suriye karasuları yakınında bulunan 16 Amerikan savaş gemisine “Dwight Eisenhower”ın da güvertesinde 70 bombardıman uçağıyla katılmasını ciddi bir gelişme olarak değerlendiren Rusya, Akdeniz seferinden Karadeniz’deki Sivastopol Üssü’ne geri dönmekte olan altı savaş gemisini Saros Körfezi açıklarında bekletme kararı almıştı. Gemilerin ikinci bir emre kadar Ege Denizi’nde kalacağı ve Akdeniz’de yaşanacak gelişmelere bağlı olarak bu bölgeye geri gönderilebileceği belirtilmişti.

Gazeteye göre, Beşşar Esad'ın yaza kadar gideceğini tahmin eden Ankara'da, Esad sonrası planlar şimdiden yapılmaya başlandı. Gazete, Suriye'deki kaosun Türk ordusunu savaş durumuna yaklaştırdığını, kaostan sonraki aşamada Türkiye'nin rol oynamasının muhtemel olduğunu belirtti.

Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov "Esad'ın kaderi hakkında hiç bir görüşme içinde değiliz" dedi.  ?Rus Bakan sözlerini "durumu farklı göstermeye çalışan tüm girişimler kötü niyetlidir, bu gerçekleri kendi amaçları için çarpıtmaya çalışan ülkelerin yürüttüğü diplomasi için de geçerlidir" şeklinde sürdürdü.

Rusya Dışişleri Bakan yardımcısı Mikhail Boğdanov'un, "Suriye rejimi ülkedeki kontrolü gittikçe kaybediyor. Muhalefet kazanabilir" açıklamasına Rusya Dışişleri Bakanlığı'ndan düzeltme geldi. Boğdanov'un açıklamasına mesafeli duran Rusya, Suriye politikalarında herhangi bir değişiklik olmadığını duyurdu.

Rusya’nın önde gelen askeri ve siyasi uzmanları, Türkiye’de konuşlandırılacak “Patriot” füzelerinin başlıca hedefinin Suriye değil İran olduğu görüşünde.

Rusya’nın RİA Novosti Haber Ajansı’nda düzenlenen “Patriot füzeleri Türkiye’de: NATO-Esed yüzleşmesi mi?” konulu açık oturuma katılan Rus uzmanlar, Suriye’nin Türkiye’ye savaş açacak güçte olmadığına dikkat çekerek bu füzelerinin gerçek amacının NATO’yu bölgeye yaklaştırmak olduğunu belirttiler.

 
“ABD Suriye’ye askeri müdahale arayışları içerisinde”

ABD’nin Suriye’yi hızlı bir şekilde ele geçirme planının bozulduğunu ve bunda Rusya’nın da büyük rol oynadığını kaydeden General İvaşov, “ABD askeri gemilerinin Suriye sınırlarına yaklaşması ve Patriot füzelerinin Türkiye’ye yerleştirilmesi ABD’nin Suriye’ye askeri müdahale arayışlarıdır. ABD tarafından Arap ülkelerinde başlatılan ve nihai hedefi Güney Kafkaslar, Azerbaycan ve İran olan istikrarsız bölgeler oluşturma planı şimdilik Suriye engeline takılmış durumda” dedi.

“Gerçek hedef İran”

General İvaşov, Türkiye’ye yerleştirilen “patriot” füzelerinin gerçek maksadının İran’a karşı bir tedbir olduğu görüşüne de katıldığını belirtti: “Bu sistemin gerçek maksadının İran balistik füzelerini etkisiz hale getirmek olduğuna ilişkin görüşlere katılıyorum. Patriot füzelerinin Suriye füzelerine karşı savunma maksadına yönelik olmadığından kesinlikle eminim.”

Şimdilik Türkiye’nin Suriye’ye askeri bir müdahalede bulunmaktan çekindiğini belirten Ortadoğuuzmanlarından Boris Dolgov ise “Türkiye’nin Suriye’ye müdahalesi Orta Doğu’da büyük bir patlamaya yol açabilir. Bu durumda İran’ın da bu savaşa katılması kaçınılmazdır. Dolayısıyla Türkiye askeri müdahale için acele etmiyor, ama bunun her türlü hazırlığını da yapıyor. Bu çerçevede Suriye’ye askeri ve politik baskılar devam ediyor” dedi.

Irak Başbakanı Nuri el Maliki'nin Bağdat'taki merkezi hükümeti ile anlaşmazlıklarını çözmeyen Irak Kürt Bölgesel Yönetimi'nin ABD'den asker istediği ileri sürüldü. Eski Pentagon görevlisi Michael Maloof, Kürt Bölgesi Yönetimi Başbakanı Neçirvan Barzani'nin, Kürt bölgelerinde Amerikan askerlerini görmekten memnunluk duyacaklarını söylediğini kaydetti.

IKBY yetkililerinden edinilen bilgiye göre, Mesud Barzani bu sabah, kardeşi Sihat Barzani'nin komuta ettiği 1. Savunma Birliği'nin konuşlandığı Leylan mıntıkasına giderek peşmerge birliklerini ziyaret etti. Barzani'nin burada birliklere moral verdiği, daha sonra Erbil'e döndüğü belirtildi. Irak ordusunun Kerkük'e yığınak yapma çabalarına karşı, IKBY'nin Erbil ve Süleymaniye kentlerinden Kerkük'ün kuzeyine ve doğusuna Kürt güçleri kaydırılmıştı. Sihat Barzani'nin komuta ettiği 1. Savunma Gücü de, 24 Kasım'da Kerkük'ün kuzeyinde, merkeze 10 kilometre uzaklıktaki Leylan köyüne kadar gelerek burada konuşlanmıştı. AA Ekibi 4 Aralıkta, tank ve toplar eşliğinde ağır silahlarla donatılmış peşmergelerin karargâhını görüntülemişti."

KERKÜK’te, ister Kürt, ister Arap ya da Türkmen olsun, en popüler tartışma, kentin hangi tarafla birleşeceği konusu. “Bağdat yönetiminin mi, yoksa Kürdistan’ın mı güvenliği altına girsek?” hemen her yerde sorulan soru.  Kerkük’teki Kürtler, istisnasız Kürdistan’a bağlanmaktan yana tavır koyuyor. Şii Araplar ve Şii Türkmenler ise genellikle, Bağdat yönetiminin kontrolünden yana. Sünni Türkmenler ve Sünni Araplar’da ise kesin bir kararlılık yok. Son dönemde Sünni Araplarda, ilginçtir, Maliki yönetimiyle işbirliği yapılması isteği daha ağır basıyor. Hatta Kerkük’ün nüfusu Sünni Araplardan oluşan Havice ilçesinde olan Maliki-Dicle kuvvetleri yanlısı yapılan gösteri, tüm Irak’ta “ezber bozucu bir eylem” olarak not edildi.

Financial Times gazetesinde Türkiye ve Kuzey Irak arasındaki ekonomik işbirliğine yer veren bir yazıda, Türkiye'nin Kuzey Irak'ı Kürt meselesinde daha önce sorunun bir parçası olarak görürken şimdi çözümün bir parçası olarak gördüğü belirtiliyor.

Financial Times gazetesi, Kuzey Irak'ta petrol ve doğal gaz sektörüne yatırım yapmayı amaçlayan Türkiye ile Kürdistan Bölgesel Yönetimi arasında imzalanacak anlaşmanın bölgeyi büyük oranda dönüştüreceğini söylüyor. Petrol ve doğal gaz aramadan ihracata kadar uzanan ve son aşamalarında olan anlaşmanın yeni bir enerji koridori açmayı hedeflediğini belirten gazete, bunun on yıl içinde Türkiye'ye günde 3 milyon varil petrol ve yılda 10 milyar metre küp doğal gaz gönderilmesi anlamına geleceğini belirtiyor. Irak'ın bu anlaşmaya karşı olduğunu söyleyen gazete, birçok uzmanın bunun Kuzey Irak'ın ekonomik ve siyasi bağımsızlığa erişimini kolaylaştıracağına inandığını aktarıyor.

ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Victoria Nuland, Irak hükümetinin onayı olmadan Irak’ın herhangi bölgesinden petrol ihracatını desteklemediklerini belirterek, “Komşu ülkelere de, tansiyonu herhangi bir şekilde artıracak bir yorum veya eylemden kaçınmaları çağrısı yapıyoruz” dedi.

ABD ’nin Suriye ve Kuzey Irak’taki gelişmeler nedeniyle 3 bin askeri Kuveyt üzerinden gizlice Irak’a gönderdiği öne sürüldü. İran devlet televizyonu Press TV’nin haberine göre, aşamalı olarak Irak’a giren ABD askerlerinin çoğu, Selahaddin’deki Balad askeri garnizonu ile Anbar’daki El Esad hava üssüne konuşlandırıldı. Kanal, 17 bin ABD askerinin daha yine Kuveyt üzerinden gizlice Irak’a gireceğini iddia etti. 2003’te işgal ettiği Irak’taki güçlerini geçen aralıkta çeken ABD, bu ülkede sadece askeri eğitim ve diplomatların korunması amacıyla 157 askerini bırakmıştı.

Irak Devlet Televizyonu’nun haberine göre, Irak Merkez Ceza Mahkemesi, Tarık Haşimi’ye susturuculu silah kullanmak, taşımak ve nakletmekten beşinci kez idam cezası verdi.

Yetkilerini artıran bir kararname yayımlayan Mısır Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi'den geri adım geldi. Mursi, referandumu beklemeden kararnamenin iptal edildiğini duyurdu. Halkın tepkisine rağmen anayasa referandumunun 15 Aralık olan tarihi değişmedi. Sandıktan 'hayır' oyu çıkması durumunda, yeni bir anayasa taslağı hazırlanması için komisyon kurulacak.

Mısır Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi bugün orduya 'sivilleri tutuklama' yetkisini resmen verdi. Mursi ordudan ayrıca, önümüzdeki cumartesi yapılacak olan anayasa referandumu sonuçlanıncaya ülkede güvenliği sağlamasını istedi. Resmi gazetede yer alan duyuruda, "Ordu güçleri geçici bir süre için, Anayasa referandumu sonuçlanıncaya kadar, güvenliği sağlamak ve devletin hayati kurumlarını korumak için polise destek olacak" denildi.

Ulusal Kurtuluş Cephesi sözcüsü Sameh Aşur, basın açıklamasında "Daha fazla bölünmeye ve isyana yol açacak bu referandumu reddediyoruz" dedi. Muhalefet, anayasa taslağını hazırlayan kurumda Mursi yanlısı İslamcı grupların baskın olduğunu söylüyor. Müslüman Kardeşler grubunun da dahil olduğu İslamcı Güçler Birliği, muhalefetin tepkisine karşılık, referanduma ve cumhurbaşkanına destek için karşı protesto gösterileri düzenleyeceklerini açıkladı.

İran'ın nükleer programı ve Filistin'le duran barış görüşmeleri gibi konuların ağırlıkta olduğu toplantıda, Netanyahu'ya, Anadolu Ajansı muhabiri tarafından, İsrail hükümetinin, seçim öncesi ya da sonrasında Türkiye ile ilişkileri düzeltmek için bir hazırlık içinde olup olmadığı soruldu. Netanyahu da, soruya, ''İsrail'le Türkiye arasında ilişkilerin iyi olmasının her iki tarafın da çıkarına olduğunu düşünüyorum. İki ülke de aynı meydan okuma ve tehditlerle karşı karşıya. Umuyorum bu, belki de sorunun ileride birlikte üstesinden gelmemize yardım edecektir'' yanıtını verdi.

Konuşmasında Filistinlilere gözdağı veren Liberman, ''Tüm dünya şunu iyi bilsin ki Gazze'den İsrail'e herhangi bir roket atılması halinde, İsrail bir kara operasyonuna ihtiyaç duyacaktır. Bu seferki operasyon 'dökme kurşun'daki gibi sınırlı olmaz, Gazze'yi alırız ve tüm bedeli öderler'' ifadesini kullandı.

Filistin Başkanı ve Fetih hareketi lideri Mahmud Abbas, Birleşmiş Milletler'de 'gözlemci devlet' olarak kabul edilmelerinin ardından, Hamas hareketiyle bütünleşme çabalarına hız vereceklerini söylüyor. Bu yılın başında bir uzlaşıya varan iki tarafın arasındaki en önemli sorunlardan biri, İsrail devletinin varlığını tanıma konusu olacak gibi görünüyor.

Kuzey Kore tansiyonu yükseltti. Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Konseyi Sözcüsü Tommy Vietor, yaptığı yazılı açıklamada, Kuzey Kore’nin, BM Güvenlik Konseyi’nin (BMGK) yasaklamalarına rağmen uzun menzilli füze denemesinin, ”bölgesel güvenliği tehdit eden, BMGK’nın 1718 ve 1874 sayılı kararlarını doğrudan ihlal eden, Kuzey Kore’nin uluslararası yükümlülüklerini çiğneyen ve küresel çapta nükleer silahların yayılmasının önlenmesi rejimine zarar veren yüksek derecede provokatif bir eylem” olduğunu belirtti.

Bakü yönetimi, Rus boru hatlarına alternatif olacak Trans-Hazar doğalgaz boruhattı projesini engelleyen ve Karabağ konusunda Ermenistan’a destek veren Rusya’nın, Azerbaycan’ın Gebele bölgesindeki radar üssünü kapattı. Bakü, üs için 1991’den beri yılda 7 milyon dolar ödeyen Ruslardan yılda 300 milyon dolar talep etmişti. Şalteri indirilen radardaki Rus personel çekilmeye başladı.

AB, Türkiye'ye vizesiz seyahat hakkı tanımak amacıyla Ankara'nın izlemesi gereken yol haritasını oluşturdu. Yol haritasında geri kabul anlaşmasının onaylanması ve bundan böyle gümrük kapılarında vize verilmemesi gibi şartlar var.

Ekim 2011-Mart 2012 döneminde iki ülke arasındaki ilişkileri iyice geren inkâr yasasının mimarı Marsilya milletvekili Valerie Boyer, konunun Fransız parlamentosu tarafından yeniden gündeme alınması amacıyla iki yasa, bir de karar teklifi hazırladı. Marsilya milletvekili Valerie Boyer yasa ve karar tekliflerini Meclis sekreteryasına dün sundu. Ana muhalefetteki Halk Hareketi Birliği (UMP) partisine mensup olan Boyer tarafından sunulan birinci yasa teklifinde ırkçılıkla ve soykırımların inkârıyla ilgili Avrupa Birliği müktesebatının Fransız yasalarına uyarlanması isteniyor.

AB dışişleri bakanları toplantısında, 13-14 Aralık’ta Brüksel’de düzenlenecek liderler zirvesinde onay verilecek taslak sonuç bildirisi ele alındı. Sarkozy’nin yıllarca ‘tam üyeliği’ çağrıştırması nedeniyle Türkiye’yle ilgili belgelere girmesine izin vermediği “katılım” ifadesi sonuç bildirisinde bu kez yer buldu. “Katılım” ifadesinin tekrar metne girmesi ve bunun liderler düzeyinde onaylanacak olması Fransa’nın Sarkozy dönemindeki politikasını terk etmesi anlamına geldi.

http://www.hurriyet.com.tr/planet/22134870.asp 

Avustralya merkezli düşünce kuruluşu Ekonomi ve Barış Enstitüsü’nün hazırladığı Küresel Terör Endeksi’ne göre, terörden en fazla etkilenen ülkeler listesinde Rusya 9, Türkiye de 19. sırada yer aldı.

Aşkabat'ta Türk basınına konuşan Bakan Yardımcısı Koru, Türkmenistan ziyareti öncesi Bahreyn'e ve Suudi Arabistan'a gittiğini ve bu vesileyle Mekke'de Harem-i Şerifi ziyaret etme imkanı bulduğunu söyledi. Oradaki revaklar ile ilgili gelişmeleri Türk kamuoyunun merak ettiğini ve revaklar ile ilgili bir proje yapıldığını söyleyen Koru; "Bu proje çerçevesinde revakların bir bölümü Harem içerisinde başka bir bölüme taşınıyor. Taşınma işlemi başlamış durumda. Bu işi Türk firması yapıyor. Türk firmasının sahibi, yöneticileri ve proje koordinatörü ile bir araya gelme imkanımız oldu. Toplantıda çok ayrıntılı bilgi aldık. Suudi Arabistan yönetimi revaklar ile ilgili Türkiye'nin hassasiyetine çok önem veriyor." diye konuştu.

İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW) bugün yaptığı açıklamada, Türkiye’de yeni oluşturulan kamu denetçiliği kurumuna başdenetçi olarak kısa süre önce atanan hakimin, geçmişinde insan hakları standartlarına saygı göstermediğini ve atanmasının bu yeni kurumun etkinliğini tehlike altına aldığını söyledi.

 

Ülkemiz ve özellikle gençlerimiz için barış içinde gönençli gelecek umutlarının yeşerdiği daha iç açıcı bir Dünya gündeminde görüşmek umuduyla saygılarımızı sunarız.

Ali ER | Tüm Yazıları

Hits: 29101