Dünya 'dan Haberler 9

Geçtiğimiz hafta gündemin en önemli konusu şüphesiz ki; Başbakan Tayyip Erdoğan’ın Seul’de başlayan ve Tahran’dan şöyle bir geçerek, İstanbul’da düzenlenen  82 ülkeden ve uluslararası örgütlerden temsilcilerinin katıldığı 2nci Suriye Halkının Dostları Grubu Konferansında sonlanan kritik temasları ve konferansın açılışında yaptığı konuşma idi.  

 

İlki 24 Şubat’ta Tunus’ta yapılan “Suriye’nin Dostları” Konferansının adının  “Suriye Halkının Dostları”na evirilmesini bir kenara koyarsak, konferansa Başbakan Tayyip Erdoğan’ın sert konuşması damga vurdu. Erdoğan, açılış oturumunda, özellikle BM Güvenlik Konseyine de göndermede bulunarak  “Kendi halkına zulmeden bu rejimin iktidarda kalmasını sağlayacak hiçbir planı desteklememiz söz konusu olamaz ve olmamalıdır. Üzerimize düşen esas sorumluluk, söylem birlikteliğinin gereği olan eylem birlikteliğini de sağlamaktır” dedi. “Esad varsa biz yokuz” restine karşı konferanstan “Annan Planı” çerçevesinde Suriye rejimine hala kredi veren bir sonuç bildirisi çıkması Türkiye’nin beklentilerini ne denli karşıladı bekleyip göreceğiz.

 

Görmek istemediğiz tek gelişme ise; Sayın Başbakan’ın "Aksi halde Suriye halkının meşru müdafaa hakkının desteklenmesinden başka hiçbir seçenek kalmayacak."Sözlerinin özellikle “Kürt sorunu” bağlamında bir gün kendisine hatırlatılmamasıdır…

Daha önce dikkatlerinize sunduğumuz AP Türkiye Raporundaki TSK ile ilgili laiklik vurgusu sonunda rapordan çıkarıldı. Ancak AP, bir önergeyle Türkiye gündemindeki 4+4+4 eğitim tartışmalarıyla ilgili bir uyarı yaptı. Anlaşılan Avrupalı dostlarımız Türkiye’de laikliğin sadece Ordu ile sınırlı olmadığının sonunda farkına varabilmişler…

 

Türkiye’nin uluslar arası tehlikeli sularda “pupa yelken”  açıldığı bu günlerde Dünya gündemindeki haberlere geçmeden, dış haberlerde yer alan bir “magazin” haberini de not düşmeden geçemeyeceğiz. “Obama açık mikrofona yakalandı”(!) Umarız “Gizli Servis” gerçekten mikrofonu açık unutmuştur… Yoksa işler beklenenden de çok daha önce kızışacak demektir.

 

ABD Başkanı Barack Obama, Rusya Devlet Başkanı Dimitri Medvedev'le görüşmesinde açık mikrofonun azizliğine uğradı. Rusya'nın füze kalkanı konusunda kendisine zaman vermesini isteyen Obama, "Seçim sonrası daha esnek olabilirim" dedi.

 

Kuzey Kore Obama'yı takmadı 
Uzaya uydu göndermek için uzun menzilli roket fırlatacağını açıklayan Kuzey Kore ise, ABD Başkanı Barack Obama'nın eleştirilerini önemsemedi. Kuzey Kore Dışişleri Bakanlığı, Obama'nın tutumunun saldırgan olduğunu iddia ederek, roket fırlatma planının barışçı amaçlı olduğunda ısrar etti.

 

Nükleer güvenlik zirvesi için Seul'de bir araya gelen 50'yi aşkın dünya lideri ciddi bir tehlike arz etmeye devam ettiğini belirttikleri 'nükleer terörizme' karşı birlikte mücadele çağrısı yaptı. Güney Kore'de yapılacak nükleer güvenlik zirvesinden önce konuşan Obama, ABD'nin sahip olduğu nükleer silahları azaltarak da stratejik caydırıcılığı sürdürebileceğini söyledi. Obama, İran'ın nükleer programına da değindi ve krizin diplomasi yoluyla çözülebileceğini belirtmekle beraber bunun için zamanın daraldığını vurguladı.

 

Başbakan Erdoğan, BM Genel Sekreteri Ban Ki Moon’la bir araya geldi. Erdoğan, Ban’dan Suriye’de ölümlerin durdurulması ve yaraların sarılması için biran önce harekete geçilmesini istedi. Erdoğan, “Suriye’deki insan hakları ihlalleri son safhaya geldi. Bunlara seyirci kalınamaz. Her geçen gün Türkiye’ye göç akını artıyor” dedi. Erdoğan ayrıca İtalya Başbakanı Mario Monti, Kazakistan Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev, Pakistan Başbakanı Yusuf Rıza Gilani ile de görüştü.

 

İç karışıklıkların yaşandığı Suriye'de Şam Büyükelçiliği'nin kapatılma kararının ardından ayrılıp Lübnan üzerinden feribotla yola çıkan Türkiye'nin Şam Büyükelçisi Ömer Önhon ile birlikte 27 kişilik büyükelçilik kafilesi Türkiye’ye ulaştı.

 

Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad, ülkesinin BM ve Arap Birliği'nin Suriye özel Temsilcisi Kofi Annan'ın hazırladığı planı kabul ettiğini ve başarılı olmasını istediğini belirtti.

 

Esad'ın, Annan planını kabul etmesi Batı'dan kuşku, Rusya ve İran'dan ise destek gördü. Birleşmiş Milletleer Güvenlik Konseyi üyesi Batılı ülkeler, Suriye rejiminin açıklamasını ihtiyatlı karşıladı.

 

Lübnan gazetesi El Ekber isyanda ‘arada kalan’ Suriyeli Kürtler üzerine kapsamlı bir analiz yayınladı. Gazeteye konuşan Suriyeli Kürt eylemcilere göre, protestolarda sayılarının sınırlı kalmasının nedeni 13 Kürt siyasi partisinin Mesut Barzani ve Abdullah Öcalan arasında bölünmüş olmaları. Barzani, Kürtleri ayaklanmaya katılmaya yönlendiriyor. Öcalan’ın Suriye’deki Demokratik Birlik Partisi (PYD) ise ‘kötü niyetli bir rol oynuyor, hem de güvenlik alanında’. Şamlı bir Kürt eylemci, Kürt sokağında ‘Kürt Şabiha milisleri’ ve ‘Özgür Efrin Askeri Tümeni’ olmak üzere iki yeni fenomen oluştuğunu söylüyor.

 

Suriyeli Kürtlerin Pazar günü İstanbul’da yapılacak olan Suriye’nin Dostları toplantısına ‘Kürt Ulusal Konseyi’ sıfatıyla katılmak istedikleri ancak Ankara’nın bu talebi reddettiği ortaya çıktı. Kürt Yetiki Partisi’nin Temsilcisi Said Eldin Molla İsmail, Türk tarafının toplantıya Suriye Ulusal Konseyi (SUK) heyeti içinde katılmaları yönündeki davetini ise kendilerinin kabul etmediğini açıkladı. Molla İsmail ve Kürt Ulusal Konseyi’nden Talal İbrahim Paşa Al Milli, Suriye muhalefetinin İstanbul buluşmasında kabul edilen misak-i milli belgesine neden imza atmadıklarını anlattılar.

 

Arap Birliği, Suriye ile ilgili Irak’ın başkenti Bağdat’taki zirveye gözlemci statüsüne sahip Türkiye’yi, Arap ülkesi ve üye olmadığı gerekçesiyle davet etmezken, AB Dış Politika ve Güvenlik Komiserliği’nden Pierre Vimont resmen davet edildi.

 

Arap Birliği zirvesi öncesi Irak'ın başkenti Bağdat'ta biraraya gelen Arap ülkeleri dışişleri bakanları, Suriye'deki şiddet olaylarının sona ermesi çağrısında bulundu. Irak Dışişleri Bakanı Zebari Annan planının Suriye rejimi için "son şans" olduğunu da belirtti. Esad yönetimi ise, Bağdat'taki Arap Birliği zirvesinden çıkan hiçbir kararı tanımayacağını duyurdu.

 

Kuveyt dışındaki Körfez ülkeleri Ürdün ve Fas’ın liderlerinin katılmadığı, Suudi Arabistan ve Katar’ın elçilerini gönderdiği zirvede Arap liderleri Suriye’de yaşananlar, Filistin, Somali, Yemen’e yapılacak yardım konularını masaya yatırdı. Zirvede Suriye’ye yapılacak dış müdahaleye yol açacak girişimler reddedildi. Suriye hükümetine muhaliflerle diyalog çağrısında bulunulurken, şiddet olayları kınandı. Arap Birliği’nin ve BM’nin özel temsilcisi Kofi Annan’ın 6 maddelik çözüm planının uygulanması istendi.

 

Kuzey Irak'taki Bölgesel Kürt Yönetimi Başkanı Mesud Barzani, hiç bir bölünme ve birliğin zorla olamayacağını, bunun örneklerinin Çekoslovakya ve Almanya'da görüldüğünü belirterek, "Kürt ulusu, gün gelecek birleşecek ve kendi kaderini tayin edecek" dedi.

 

Başbakan Tayyip Erdoğan, Seul’de ABD Başkanı Barack Obama dâhil birçok liderle müzakere ettikten sonra Suriye dosyasını Tahran’a taşıdı. Ancak Seul’deyken “Suriye’deki gelişmelere müdahale etmemek mümkün değil. İran ziyareti ağırlıklı olarak Suriye ile ilgili olacak” diyen Erdoğan’ın İran Cumhurbaşkanı Birinci Yardımcısı Muhammed Rıza Rahimi ile basın toplantısında nükleer müzakereler ve ticari ilişkiler öne çıkartıldı. 

 

İran Cumhurbaşkanı Birinci Yardımcısı Muhammed Rıza Rahimi, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile birlikte düzenlenen ortak basın toplantısında, batının nükleer teknolojiyi kendi tekelinde bulundurmak istediğini ancak İran’ın büyük yatırım yaptığı bu teknolojiyi, Türkiye ile paylaşmaya hazır olduğunu söyledi.

 

İran cumhurbaşkanlığının resmi internet sitesine göre Ahmedinejad, görüşmede İran ve Türkiye’nin bağımsız ülkeler olarak ortak düşmanları bulunduğunu belirtti. Ahmdinejad "Emperyalizm, Türkiye ve İran gibi ülkelerin gelişmesini ve güçlenmesini asla istememektedir. Bu nedenle komplolara karşı uyanık ve akıllı olmalıyız" dedi. İran'ın resmi haber ajansı IRNA'ya göre Başbakan Erdoğan da görüşmede "Türkiye devleti ve milletinin İran’ın nükleer çalışmalarını desteklediğini ve gelecekte de bu politikayı sürdüreceklerini" söyledi.

 

Başbakan Erdoğan, İran Cumhurbaşkanı Ahmedinejad'ın ardından dini lider Hamaney ile görüştü. Görüşmede Suriye'deki gelişmelerden duyduğu rahatsızlığı aktaran Hamaney, "Müslüman kanı dökülmesinden rahatsızız" dedi. Görüşmenin ana maddesinde Suriye'de yaşanan olaylar ve İran ile yapılacak nükleer görüşmeler vardı. Hamaney başından beri "Dinimiz kitle imha silahına asla cevaz vermez. İtikadım gereği bunları söylüyorum" dedi. Görüşmede Suriye'deki olaylardan duyduğu endişeyi dile getiren Hamaney, Erdoğan'a 'Suriye'de Müslüman kanının dökülmesinden rahatsız olduğunu' aktardı. Hamaney, Suriye halkının kendi geleceğini seçimle belirlemesi gerektiğini vurguladı.  

 

ABD Büyükelçisi, Türkiye açısından kritik bir açıklama yaptı. "Türkiye bir karar vermelidir" dedikten sonra şu mesajı verdi:"Bazı ülkeler, İran'dan petrol ithalatlarını önemli ölçüde azalttı. Türkiye de dâhil diğer ülkelerin de benzer bir adım atmasını bekliyoruz. Türkiye'nin bu konuda bir karara varmasını bekliyoruz." Büyükelçi'den ikinci mesaj da Suriye için geldi: "Türkiye ve ABD, (Suriye konusunda) askeri müdahalenin en son seçenek, en arzu edilmeyen seçenek olduğuna inanıyor. Bu sorun, uluslararası hukuka uygun, diplomatik bir süreçle çözümlenmeli. Bu, kolay yanıtları olmayan, sihirli bir şekilde ortadan kaybolmayacak, kolay bir çözümü olmayan bir durum. Dolayısıyla bu sorunun çözümü için birlikte çalışıyoruz."

 

Yıllık petrol ithalatının yüzde 51'ini İran'dan sağlayan Tüpraş, bu miktarı yüzde 20 azaltacak. Enerji Bakanı Yıldız da 'Bu yıl Libya'dan 1 milyon ton petrol alacağız. Suudi Arabistan'dan spot alım yapacağız' dedi. Uzmanlar, Tüpraş'ın İran'dan ucuz petrol aldığını diğer ülkelerden alacağı petrolün varil başına 27 sent ek yük getireceğini belirtiyor.

 

ABD Savunma Bakan Yardımcısı Medelyn Creedon, Ortadoğu ve Uzak Asya'da iki yeni füze kalkanı daha kurmak istediklerini açıkladı. Füze Savunma Ajansı'nın yıllık toplantısında konuşan Creedon, bu kapsamda biri Japonya ve Avustralya diğeri de Japonya ve Güney Kore ile olmak üzere iki ayrı üçlü diyalog sürecinin başladığını belirtti.

 

ABD ve İsrail, Yunanistan'ın da katılımıyla Doğu Akdeniz'de "Noble Dina" adlı askeri tatbikat başlattı. Girit'te başlayan askeri tatbikat İsrail'in Hayfa limanında son bulacak.

 

ABD, İsrail ve Yunanistan’ın Akdeniz’de ortak yaptığı Noble Dina tatbikatının senaryosundaki ‘düşman güçlerinin’ Türk Hava Kuvvetleri’ne benzediği öne sürüldü.

 

Avrupa Parlamentosu (AP) Türkiye Raportörü Ria Oomen-Ruijten, BDP’ye ”terör örgütü PKK’yle bağınızı kesin” çağrısında bulundu.

Kaleme aldığı Türkiye raporunun AP genel kurulunda kabul edilmesinin ardından basın toplantısı düzenleyen Oomen-Ruijten, AB terör örgütleri listesinde bulunan PKK’nın saldırılarını şiddetle kınadı.

 

Genişleme Komiseri Stefan Füle, Türkiye ile katılım sürecinin tamamlayıcısı olarak başlattıkları pozitif gündem çerçevesinde şirketler hukuku, bilgi toplumu ve medya, yargı ve temel haklar ile adalet, özgürlük ve güvenlik dahil toplam 8 fasılda mayıs ve haziran aylarında farklı çalışma grupları oluşturarak AB müktesebatına uyum çalışmalarını sürdürme kararı aldıklarını ve enerjide işbirliği alanlarını belirleyerek ortak çalışma grubu oluşturacaklarını bildirdi. Füle, “Bugün birçok tabu yıkıldı, birçok mesele artık tartışılabiliyor” diye konuştu. Füle, taslakta TSK’nın “laik bütünlüğüne” vurgu yapan paragrafın, değiştirilmesini de istedi.

 

Avrupa Parlamentosu’nun (AP), dün oyladığı Türkiye raporunda son dakikada iki değişiklik kabul edildi. AP, bir önergeyle Türkiye gündemindeki 4+4+4 eğitim tartışmalarıyla ilgili bir uyarı yaptı. Orduyla ilgili laiklik vurgusu ise çıkarıldı.

 

KKTC’nin Maraş’ı açmaya hazırlandığı yönündeki özel haberini yorumlayan Eroğlu “Müzakerelerle ilgili olabilecek, kapsamlı çözümün parçası niteliğindeki bir konuda müzakere süreci devam ederken bir adım atılması tabii ki söz konusu değildir” dedi.

 

KKTC Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, yarınki liderler görüşmesinin son görüşme olabileceğini söyledi. BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Danışmanı Alexander Downer’ın raporunu sunmadan önceki son liderler görüşmesi olacak yarınki görüşmede, “mülkiyet” başlığına devam edilmesi bekleniyor.

 

Ahmet Şık, konuşmasında, Türkiye’deki ifade özgürlüğü sorununun görünür hale gelmesinde tutuklu gazeteciler sorununun ve kendi tutukluluğunun rolü olduğunu belirterek “Evet, bir yıl dört duvar arasında kaldım ama bu sorunları görünür hale getirmesi açısından tutuklanmam hayırlı oldu” dedi.

 

Avrupalı aşırı sağ ve ırkçı görüşlere sahip yüzlerce kişi, bugün, Avrupa'daki Müslümanlara karşı yürüyüş yapmak için, Danimarka'nın ikinci büyük şehri Aarhus'ta bir araya geldi.

 

Sarkozy ve Hollande'ın Türkiye vizyonları netleşmiş durumda. Türkiye’nin AB üyelik perspektifine muhalefetini sürdürmekte kararlı görünen Sarkozy, bu konudan bağımsız yoğunlaştırılmış ikili diyalog öneriyor. Hollande ise AB kapılarının Türkiye’ye kapatılmasına karşı çıkıyor. Hollande AB-Türkiye ilişkileri konusunda, “Türkiye’ye üyelik hedefiyle aday statüsü verdik. İyi niyetle müzakereleri sürdürelim ve bu müzakereler sonunda bırakalım sonucun ne olacağına Türk ve Avrupa hükümetleri ve halkları karar versin” diyor. Bu da Sarkozy’nin 5 müzakere başlığına koyduğu vetonun kaldırılacağı anlamına geliyor.

 

Türkiye’ye büyük saygı duyduğunu ancak AB üyesi olamayacağını düşündüğünü vurgulayan Le Pen, “Toulouse’daki saldırıya, Suriye’ye, Arap Baharı’na bakarak pozisyonunuzu sorgulamıyor musunuz? Türkiye’nin adaylığı bazı şeylerin ilerlemesine katkı yapmaz mı” sorusuna ise şu cevabı verdi: “Şu yönden bakmak daha doğru. Beş yıllık Sarkozy iktidarında Türkiye’ye hep yalan söylendi. Fransızca’da bir deyim vardır, ‘Havucu göstermek’ diye. Ucuna ip bağladıkları havucu Türkiye’ye gösteriyorlar, Türkiye de koşarak umutla AB’ye geliyor. Sonra havucun ucundan çekerek yeniden uzaklaşıyorlar.

 

 

Dünya gündeminde ülkemiz ve halkımız için daha iç açıcı gelişmelerle görüşmek üzere umuduyla saygılarımızı sunuyoruz.

Ali ER | Tüm Yazıları

Hits: 30072