Solda CHP 'cilik

~ 15.04.2024, Aydemir GÜLER ~

Türkiye solu yeni bir CHP’cilik evresine kesinkes girdi. Solda bu işe soyunanların zorlanacağı açık; çünkü muhatapları ne emekçilere dönük manevralara ne de Cumhuriyeti savunmaya niyetli.

Türkiye solu yeni bir CHP’cilik evresine girmiş bulunuyor. Her zaman siyasetini, düzenin sol sayılan penceresini gözeterek tayin eden sosyalist kesimler olur. Böyle kesimlerin var olması ile siyasette CHP’ciliğin geçer akçe haline gelmesi farklı olgular. Bugün ikincisini yaşıyoruz.

CHP’ye solculuk atfetmeksizin solda CHP’cilik yapılamaz. Ancak bu açıdan bir zorlukla karşı karşıyayız. CHP uzun zamandır kendisine solculuk yakıştırmamaktadır! 

Geçmiş örnekler böyle değildi…

CHP’nin kendisini solda tanımlaması, devrimci hareketin altın yıllarına denk gelir. Sosyalizmin yükselişe geçişi 1965 itibariyle, dönemin Türkiye İşçi Partisi’nin yüzde üçlük oy oranıyla tescillenmişti. Öncesinde işçi sınıfı hareketlenmiş, aydınlar bariz biçimde sola dönmüş, gençlik bu ikisini coşkuyla izlemeye koyulmuştu. Onların ardından Kürt ve Alevi dinamiklerinin geleceği seçilebiliyordu. CHP bu koşullarda kendisini “ortanın solu” olarak adlandırdı. Hemen akla geleceği gibi, asıl maksat toplumun sola kayışını devrimci, komünist harekete teslim etmemekti. O zamana kadarki uzun politik yaşamında sol bir yönelimine hiç rastlanmayan İsmet Paşa bile bu misyondan uzak kalamazdı.

Misyonu alıp bir adım ileriye taşıyansa Ecevit oldu. Ama Ecevit’in “demokratik sol” kavramlaştırması ne kadar ileri gidileceğini de ifade ediyordu: “Demokratik olmayan solun” önü ne yapıp ne edip kapatılmalıydı. Adını koyalım, bu operasyonun özü sağcıdır.

Siyasette bu tür projelere her zaman yer olsa da, siyaset projelere sığmaz. CHP’nin solun önünü kapatma manevrasının etiketine solculuk diye yazılınca, gerçekten de toplumun sol dinamikleri bu çatı altında da yeşermeye başladı. CHP solun üstünde basınç kurdu ve çekim merkezi oluşturdu. Solculuğu içerisine çekti. Yani CHP sağcı bir projeyi hayata geçirirken kısmen solculaştı. Elbette düzen içi bir solculuk…

CHP’nin içinde samimi solcuların yer tutması, CHP’nin solculuğunu takiyye olmaktan bir an bile çıkarmamıştır. Ecevit’in yaşamının sonlarına doğru, yaptığı en önemli işin komünizmi engellemek olduğunu beyan etmesi samimidir. Ama biz başa dönersek, 1965’ten başlayarak CHP’ye solculuk atfedilmesinin kamuoyuna inandırıcı gelen gerekçeleri olmuştur. 

2024’te bu yoktur. “Yok bu işin sağı solu” diye kampanya yürüten İmamoğlu, “sol-sağ ayrımı 19.yüzyılda kaldı” diyen Kılıçdaroğlu’nun, CHP’yi laiklik yükünden kurtarmak için elinde rozet kara çarşaf arayan Baykal’ın sürdürücüsüdür. CHP geleneği 1980’lerin SODEP-SHP deneyimlerinden sonra solculuk iddiasını geri çekmiştir. 

Bu partinin solcu olduğu iddiası, bir kesim sosyaliste aittir! Bu durum saçmadır!

Kuşkusuz CHP’de Türkiye’ye özgü bir sosyal-demokrasinin izi sürülebilir. Batı’nın klasik modelinde sosyal-demokrasi burjuva düzenine karşı mücadele eden işçi sınıfından çıkmıştır. Bizde ise burjuva devriminin ve düzeninin kurucu akımının içinden… Olabilir, çünkü işlev aynıdır. Bizdeki ve başka yerdeki sosyal-demokrasiler işçi sınıfı hareketini dejenere etmek, sosyalizmi önlemek için icat edilmiştir. 

Solda CHP’cilik akımı sosyal-demokrasiyi sol olarak resmederken, tam da bu icadın başarısına kanıt oluşturmaktadır. Sosyal-demokrasi işçi sınıfı hareketinin hainidir ve çoktan sermaye sınıfının kütüğüne kayıt yaptırmıştır. İlle solcu denilecekse sahte-solcu diye düzeltilmesi gerekir. 

Üstelik 2024’te bu sosyal-demokrasi düpedüz neo-liberaldir. Muhalif partinin yönetimi, iktidarın ekonomi politikalarına giderek daha bir sevecen yaklaşmaktadır. Bu çizginin soldan aklanmasıyla karşı karşıyayız.

Türkiye özgünlüğünde CHP’nin kökleri Kurtuluş Savaşı’na ve Cumhuriyet Devrimi’ne uzanır. Oradan yükselen ve her zaman sol bir tını veren yurtsever, halkçı ve laik dalların üstüne defalarca asit dökülmüştür. Komünist-sosyalist sol da bu “ihanete uğrayan devrimin” esas sahibi, sürdürücüsü olarak toplumsal sahnede yerini almıştır. 

Solun pozisyonu, burjuvaziyle kurduğu ilişki üstünden başkalaşan CHP’yi aşmak olmalıydı. Oysa uzun tarihimizde sol, sıklıkla, emekçi halkın sosyalist iktidarını gerçekçi bulmayarak veya buna cüret edemeyerek CHP’yi sola çekmek türünden olmayacak bir duaya âmin demiştir. Solda CHP’cilik akımı kendini Cumhuriyet değerleriyle de gerekçelendiremez. Gerçekçi bir cumhuriyetçilik sosyalist olmak zorundadır. 

Toparlarsam, solda CHP’cilik her zaman yanlış olmakla birlikte belirli dönemlerde akıl çelici olabilmiştir. Bugünse neo-liberalizmi benimseyen, laikliği bir kusur, NATO’yu zorunluluk sayan bir partide solculuk keşfetmek, tekrar edeyim, saçmadır.

Ancak Türkiye solu yeni bir CHP’cilik evresine kesinkes girdi. Solda bu işe soyunanların zorlanacağı açık; çünkü muhatapları ne emekçilere dönük manevralara ne de Cumhuriyeti savunmaya niyetli. Ama zorluk o kadarla da kalmıyor. Bir de, Türkiye’de sosyalist iktidar perspektifiyle hareket eden, yıkılan Cumhuriyetin kazanımlarını sosyalizme bağlayarak güncelleyen bir parti var. Solda CHP’cilik bu nedenle de tutmayacaktır. 

https://haber.sol.org.tr

Aydemir GÜLER | Tüm Yazıları
Hits: 75674