İcra Hukuku mu, Ceza Hukuku mu?
~ 02.05.2016, Yeni Yaklaşımlar ~
Av. Hakan Yürür
Avukat arkadaşıma gelen dosya üzerine bu yazıyı yazmak istedim. Müvekkili elinde senetlerle ofise geliyor. Bu üç senedi tahsil et. İcra takipleri açılıyor. Senet borçlusunun üzerine kayıtlı sadece emekli maaşı var. Bilindiği gibi emekli maaşları haczedilemez. Bir limited şirket kurulmuş borçlu adına. Şirket sermayesine haciz konulması için müzekkere gönderiliyor, cevapta ise sermayenin daha çeyreği mevcut, kalanı ise henüz taahhüt aşamasında. Mevcut çeyrek sermayede ise onlarda haciz şerhi var. Haciz şerhleri olmasa dahi sermaye senet borçlarını karşılamıyor. Evine hacze gidiliyor. Hacze kabil mal olmadığından müvekkilinin gözünde tahsil kabiliyeti olmayan avukat oluyor bir anda.
Müvekkilinin borçlusu ile aynı ama farklı müvekkiller gelince öğreniyor ki, bu borçlu, limited şirket kuruyor ve on bin liralık alt sınırda olan sermayenin dörtte biri ile bin küsur lira ile şirketi kuruyor. Şirket adına kırtasiyeden koçan koçan aldığı senetleri doldurup piyasaya yayılıyor.
İcraya konulan senetlerin kaderi hep aynı… Tahsil kabiliyeti yok.
Savcılığa suç duyurusunda bulunuluyor. Savcılık kararı ise şöyle: Uyuşmazlık konusu hukuki niteliktedir. Kısacası takipsizlik. İtiraz. İtirazın reddi.
Meslektaşımla konunun ceza hukukuna dahil olacağı hususunda hem fikiriz. Türk Ceza Kanunu 157 ve 158’inci maddelerin işletilmesi gerektiğini düşünmekteyiz.
TÜRK CEZA KANUNU MD 157 VE 158
Türk Ceza Kanunu’nun 157 ve 158. maddelerinde düzenlenmiş olan dolandırıcılık suçu en genel tanımı itibariyle bir kimsenin çeşitli hileli ve aldatıcı hareketler yaparak bir başka kimseyi kandırarak onu veya bir başka kimseyi zarar uğratıp kendisine veya bir başkasına çıkar sağlamasıdır. Dolandırıcılık suçundan en önemli unsurlar, suçun işlenmesinde hileli hareketlerin bulunması, mağdurun veya bir başkasının zarar sokulması ve failin çıkar elde etmesidir.
Nitelikli dolandırıcılık
Nitelikli dolandırıcılık suçunun daha vahim olan ve daha fazla cezayı gerektiren özel bir halidir. Dolandırıcılık suçunu “nitelikli” hale getiren durumlar TCK’da tek sayılmıştır. Buna göre dolandırıcılık suçunun aşağıdaki durumlara girmesi halinde nitelikli dolandırıcılık suçundan söz edilecektir.
1) Dini inanç ve duyguların istismar edilmesi suretiyle,
2) Kişinin içinde bulunduğu tehlikeli durum veya zor şartlardan yararlanmak suretiyle,
3) Kişinin algılama yeteneğinin zayıflığından yararlanmak suretiyle,
4) Kamu kurum ve kuruluşlarının, kamu meslek kuruluşlarının, siyasi parti, vakıf veya dernek tüzel kişiliklerinin araç olarak kullanılması suretiyle,
5) Kamu kurum ve kuruluşlarının zararına olarak,
6) Bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle,
7) Basın ve yayın araçlarının sağladığı kolaylıktan yararlanmak suretiyle,
8) Tacir veya şirket yöneticisi olan ya da şirket adına hareket eden kişilerin ticari faaliyetleri sırasında; kooperatif yöneticilerinin kooperatifin faaliyeti kapsamında,
9) Serbest meslek sahibi kişiler tarafından, mesleklerinden dolayı kendilerine duyulan güvenin kötüye kullanılması suretiyle,
10) Banka veya diğer kredi kurumlarınca tahsis edilmemesi gereken bir kredinin açılmasını sağlamak maksadıyla,
11) Sigorta bedelini almak maksadıyla,
12) Kamu görevlileriyle ilişkisinin olduğundan, onlar nezdinde hatırı sayıldığından bahisle ve belli bir işin gördürüleceği vaadiyle aldatarak,
Dolandırıcılık suçunun cezası 1 ila 5 yıl hapis cezası ve 5.000 güne kadar adli para cezasıdır. Ancak nitelikli dolandırıcılık suçu söz konusu ise bu durumda suçun cezası nitelikli halin özelliğine göre 2 ila 7 yıl hapis cezası ile 3 yıl ila 7 yıl hapis cezası ve adli para cezası olarak değişmektedir.
Bir de Dolandırıcılık suçunun Bilişim sistemi araçlarıyla yapılması hali mevcuttur. Bilişim sistemi vasıtasıyla dolandırıcılık suçu, genel olarak bilişim sistemlerinin kullanılarak aldatıcı bilgilerle çıkar sağlamak amacıyla başkalarının zarara uğratılması eylemidir. İnternet üzerinden gerçekleştirilen dolandırıcılık suçları bu tür dolandırıcılık suçlarının uygulamada sıklıkla görülen halidir. Var olmayan bir alışveriş sitesi vasıtasıyla kullanıcılardan para tahsil edilmesine rağmen mal ve eşya gönderilmemesi veya kasten satılandan daha düşük değerli ürün gönderilmesi, ilan sitesine ilan verip kapora tahsil ettikten sonra satış yapılmaması gibi. Bilişim sistemleri vasıtasıyla yapılan bir başka dolandırıcılık suçu ise kumar ve bahis siteleri aracılığıyla işlenen dolandırıcılık suçlarıdır.
Bilişim sistemlerinin kullanılmasıyla gerçekleştirilen dolandırıcılık suçları, Türk Ceza Kanunu’nda “nitelikli dolandırıcılık” türü olarak kabul edilmekte ve suçun cezası adi dolandırıcılık suçuna göre daha yüksek belirlenmektedir. Buna göre bilişim sistemlerinin araç olarak kullanıldığı dolandırıcılık suçlarında suçun cezası 3 ila 7 yıl arası hapis cezası ve suçtan elde edilen maddi çıkarın en az 2 katı kadar adli para cezası öngörülmektedir.
Dolandırıcılık Suçu İle İlgili Son Derece İlginç Konuda Yargıtay Kararları
-Sanık özel evrakta sahtecilik suçu nedeniyle cezalandırılmıştır. Özel belgede (evrakta) sahtecilik suçunda, önceden verilen rızaya dayalı olarak borçlu yerine imza atılması halinde suç kastı oluşmaz. Bu nedenle özel evrakta sahtecilik suçu ile dolandırıcılık suçunun oluşup oluşmadığının araştırılması için, borçlunun kendi adına atılan imzaya önceden rıza gösterip göstermediğinin araştırılması gerekir (Yargıtay 21. Ceza Dairesi - 2015/5333 karar)
-Sanık, facebook isimli internet sitesinden cep telefonu satışı için mağdurdan para almış, fakat cep telefonu yerine el feneri göndermiştir. Olayın bu oluş şekline göre bilişim sistemlerinin araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçunun oluşup oluşmadığını yargılama yetkisi Ağır Ceza Mahkemesi’ne aittir (Yargıtay 15. Ceza Dairesi – 2015/24737 karar).
-Facebook, twitter, instagram ve diğer internet siteleri üzerinden birçok dolandırıcılık suçu işlenebilmektedir. Sanık da sahibinden.com internet sitesi üzerinden araba satışı için mağdurlardan kaparo almış, fakat daha sonra telefonlarına ulaşılamamıştır. Sanığın fiili bilişim sistemlerinin araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçunu oluşturur (Yargıtay 15. Ceza Dairesi – 2015/22310 karar).
-Sanık, kardeşinin kimlik bilgilerini kullanarak Turkcell A.Ş.’den telefon hattı açtırmış, hattı kullandıktan sonra borcu ödememiştir. Sanık, kamu kurum ve kuruluşlarının araç olarak kullanılması suretiyle nitelikli dolandırıcılık suçu işlemiştir. Bu nedenle TCK 158/1-d maddesi gereği cezalandırılmalıdır (Yargıtay 15. Ceza Dairesi – 2015/461 karar).
-Sanık kendisini bazen Zükarneyn, bazen Dabbetü’l -arz olarak tanıtarak mağdurlardan para almış, kendisine verilen paranın Allah’a verildiğini ifade etmiştir. Sanığın bu şekildeki nitelikli hileyle dini inanç ve duyguları istismar etmesi nedeniyle nitelikli dolandırıcılık suçu şartları oluşmuştur (Yargıtay 15. Ceza Dairesi – 2012/39544 karar).
-Sanık annesinin sağlığında verdiği ve ölümü ile geçersiz kalan vekâletnameleri kullanarak annesinin adına yatan maaşları bankadan çekmiştir. Banka somut olayda ödeme vasıtası olup suçun işlenmesinde araç olarak kullanılmamıştır. Sanığın suçu 5237 Sayılı T.C.K.’nun 158/1-e kapsamında kamu kurumu aleyhine teselsül eden nitelikli dolandırıcılık suçunu oluşturur (Yargıtay 11. Ceza Dairesi – 2011/600 karar).
-Sanık, şikayetçiye ait evi satın almak için anlaşmıştır. Ertesi gün tapu masraflarını yatırmak için şikayetçiden para almış, şikayetçi ile birlikte bankaya giderek satış bedelini ödemek için beklediği paranın gelip gelmediğini vezneye sorar gibi yapmış, daha sonra şikayetçiyi akrabasına ait olduğu bir restauranta götürmüş, restaurantta şarjının bittiği bahanesiyle şikayetçiye ait cep telefonunu almış ve dışarı konuşmak için çıktıktan sonra ortadan kaybolmuştır. Olayın oluş şekline göre; sanığın dolandırıcılık suçu ve şikayetçiye ait cep telefonunu çalması nedeniyle hırsızlık suçundan cezalandırılması hukuka aykırıdır. Sanık tek suç işleme kararı ile farklı zamanlarda birden fazla eylem gerçekleştirmiştir. Bu nedenle, sanığa TCK md. 158/1-d gereği nitelikli dolandırıcılık suçundan verilecek ceza zincirleme suç hükümleri gereği TCK md. 43/1’e göre arttırılmalıdır (Yargıtay 15. Ceza Dairesi – 2014/16004 karar).
-Sanık, müştekinin hem cep telefonunu hem de parasını hileli davranışlarla almıştır. Sanık tek suç işleme kararı ile birden fazla eylem gerçekleştirmiştir. Bu nedenle, TCK md. 157/1 gereği dolandırıcılık suçundan verilecek ceza, zincirleme suç hükümleri gereği TCK md. 43/1’e göre arttırılmalıdır (Yargıtay 15. Ceza Dairesi – Karar No: 2014/15879).
Yargıtay Kararları ve TCK Md. 157 ve 158 ile birlikte düşündüğümüzde yukarda bahsetmiş olduğum şirket kurup piyasaya senet dağıtan emeklinin icra hukuku sisteminde alacağı tahsil etmek gerekse de, bu konu ceza hukukunu da doğrudan ilgilendirmektedir. Umarız ki, bu tip durumlarda ceza kanunları işletilir. Kanunla bağlı dürüst vatandaşlarımız mağdur edilmez.
http://www.hukukajansi.com/icra-hukuku-mu-ceza-hukuku-mu-makale,1338.html
Hits: 96055