Herkes `ajan` olabilir

~ 09.05.2024, Yeni Yaklaşımlar ~

9’uncu Yargı Paketi’nde geçecek olası bir casusluk tanımında ‘etki ajanı’ kavramı dikkat çekti. Sosyal medya paylaşımı başta olmak üzere kamu düzenini bozacağı iddiasıyla suçlanan herkes ajan muamelesi görebilecek.

Öncü DURMUŞ

Yasama yılı bitmeden TBMM’ye gelecek olan 9’uncu Yargı Paketi’nde ‘Yeni tip casusluk’ suçları için yeni bir düzenleme yapılacak. İktidara yakın Yeni Şafak’ın düzenlemenin içeriğinde sunduğu bilgilere göre Türk Ceza Kanunu’nda tarif edilen ‘casusluk’, ‘ajanlık’, tanımına yeni bir kavram olarak ‘etki ajanlığı’ da girecek. Bu zamana kadar özellikle iktidara yakın medya kuruluşlarının muhalifleri hedef almak için kullandığı ‘etki ajanı’ ifadesi düzenlemenin Meclis’ten geçmesi durumunda yasallaşacak. Düzenlemenin kapsamı ise tam olarak net değil.

‘Ülkenin lehine görülüp, ancak aleyhte propaganda yaparak kamuoyu oluşturan ajanlara bir mercek tutulacak’ denilen düzenlemede hangi kriterlerin suç unsuru kapsamına alınacağı belirsiz.

Düzenlemede en dikkat çeken kısım ise sosyal medyanın takip edileceği kısım oldu. Ülkede ekonomik, toplumsal, kamu düzenini bozacak paylaşımların bu düzenleme kapsamında takibe alınacağı belirtilirken hangi paylaşımların ajanlık ya da casusluk suçları içereceği de muallak. Öte yandan geçtiğimiz günlerde düzenleme ile ilgili konuşan Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, MİT’in İsrail’deki operasyonları sonucu gündem olan casusluk faaliyeti sonucunda yeni düzenlemenin yapılacağını savunmuştu. Bunun ardından MİT de kendi hesabından yayımlanan ‘Casusluk nedir’ adlı bir video ile yurttaşların çevresinde şüpheli gördükleri kişileri kendilerine bildirmelerini istedi.

NET BİLGİ YOK

Düzenleme kapsamında etki ajanı kavramı ise oldukça tartışmalı. Hem MİT’in videosunda hem Bakan Tunç’un bahsettiği düzenlemenin içeriğinde henüz belirli bir tanım yok. Casusluk ve ajanlık suçlamalarının ne çerçevede sunulacağı, sosyal medya paylaşımlarında ne tür mesajların bu kapsam altına gireceği belirsizliğini koruyor. Bu belirsizlik içerisinde Meclis’ten geçebilecek olası bir düzenlemede ‘etki ajanı’ tanımına dayandırılarak kanunun ne amaçla kullanılacağı ise şüpheli.

MUHALEFETİ BASTIRMA PLANI

Düzenlemenin bir benzeri ise geçen haftalarda Gürcistan’da protestolara neden oldu. ‘Yabancı etki ajanı’ düzenlemesiyle 2023’ten beri yürürlüğe konulmak istenen yasa tasarısı, halkın direnişi karşısında yasalaşamamıştı. Gürcistan’da iktidarın yasa tasarısını bir kez daha gündeme getirmesi ülkede büyük tepki topladı. Yasaya karşı çıkma nedenleri arasında ise iktidarın tasarıyı muhalefeti susturmak için öne sürdüğü ve kendisine karşı çıkan sesleri bastırmak için kullanacağı yer alıyor.

YENİ BİR SUÇ TİPİ

Konu ile ilgili konuşan Ankara Barosu Ceza Hukuku Enstitüsü Başkanı Av. Orhan Yavuz Yağmur, düzenlemenin dezenformasyon yasasının devamı niteliğinde olduğunu vurguladı

Yağmur, “Aslında karşı casusluk (kontra espiyonaj) bağlamında bu husustaki ihbar ve tespitlerin Milli İstihbarat Teşkilatınca tespit edilip; işlem yapılması hususu gündeme gelecektir. Ancak bu tip eylemlerin tespiti ve gerçek failin bulunması hususunda; düzenlemenin sarih bir şekilde ve infial yaratmayacak, keyfiyete mahal vermeyecek şekilde yapılması önem arz etmektedir” dedi. Yağmur şöyle konuştu: “Kamuoyunda Dezenformasyonla Mücadele Yasası olarak anılan 7418 sayılı yasayı bir adım ileriye taşımak gayesi açıkça görülmektedir. Tüm bu sebeplerle yeni bir suç tipi ihdas edilirken yasanın uygulanması ve şüpheye mahal bırakmayacak şekilde bir kanun metninin kaleme alınması, infial yaratmayacak şekilde açıkça suça ilişkin fiilin ve cezai boyutunun sınırlarının çizilmesi gerekmektedir. Bu hususta en önemli husus 9’uncu Yargı Paketinde bir nevi torba kanun olarak geçmesi muhtemel olan bu tasarının gereken özen ve ihtimam gösterilerek kanunlaşması beklentisi içerisindeyiz.’’

CHP İzmir Milletvekili ve hukukçu Sevda Erdan Kılıç ise ülkede etki altına alınmaya çalışılan sosyal medyaya vurgu yaptı.

Kılıç, “Sansür yasası ile Türkiye de sosyal medyayı etkin altına almaya çalıştılar. Bu kapsamda dezenformasyon adı altında gerçek haber yapan gazeteciler tutuklandı. Kendi düşüncelerini ifade eden sosyal medya kullanıcıları tutuklandı. Şimdi önümüze konulan bu düzenleme anladığımız kadarıyla sansür yasasının bir adım ilerisi. Sansür yasasının uygulanması ifade ve basın özgürlüğünün ihlalidir dedik. Olağanüstü suçlamalar ve cezalandırmalar yaşadık. Bu düzenleme daha da ağır bir uygulamanın habercisi. Bugüne kadar sansür yasasının hedefinde gazeteciler vardı şimdi tüm sosyal medya kullanıcıları var. Sansür yasası ile gazeteciler kriminalize edilip cezalandırılıyordu bu düzenleme ile tüm sosyal medya kullanıcıları ajan adı altında kriminalize edilebilir” ifadelerine yer verdi.

HUKUKEN BİR ANLAMI YOK

Ceza Hukukçusu Erdi Yetkin düzenlemenin bu haliyle casusluk tanımına uymadığını belirtti. Yetkin, “Düzenlemede karşımıza çıkan casusluk tanımı değil aslında bir propaganda tanımı” dedi.

Yetkin, şöyle konuştu: “Devletin güvenliğine ya da iç veya dış siyasal yararlarına, gizli kalması gereken bilgilerin, belgelerinin temini, çalınması, açıklanması gibi fiiller zaten suç. O sebeple haberlere yansıyan düzenlemedeki ifadeler olsa olsa bir propaganda suçu kapsamında düşünülebilir. Zaten mevcut düzenlemelerin yeterli olduğu da düşünüldüğünde haberlere yansıyan türde bir düzenlemenin hayli olumsuz bir şekilde değerlendirilmesi gerekir. Türkiye lehine görünüp de aleyhine propaganda yapmanın hukuken bir anlamı olamaz. Dolayısıyla böyle bir suç tipi öngörülürse, normun büyük ölçüde belirsiz olacağını söylemek gerekir. Örneğin Türkiye lehine görünüp de aleyhe propaganda yapmak şeklinde bir hususun hukuken değerlendirme konusu yapılamayacağı kanısındayım.

Öte yandan 217 A dönemindeki Dezenformasyon Yasası taslağı tartışmasına benzer bir hamle. Böyle bir düzenleme varsa bunu kapsamını anlayıp karşı çıkmak gerekli. Dezonformasyon yasası olarak adlandırılan 217/A hükmünün düzenleniş şekli o kadar kötüydü ki böylesi bir normdan mahkumiyet hemen hemen imkansız. Ancak soruşturmaların yapıldığı, gazetecilerin tutuklandığı ve bir süre içeride tutulup salıverilmek zorunda kalındığı bir norma sahip olduk. Benzer bir düzenleme ile bir kez daha karşılaşmamız, ceza hukukunun açıkça kötüye kullanılmasının bir diğer örneğini teşkil edecektir.


https://www.birgun.net

Hits: 45418