Kim öldürüyor bebekleri

~ 28.03.2011, Mustafa ÇEBİ ~
Libya’da, Afrika’da ve tarihin her zamanı ve her yerinde…  Ne tür bir katil kimlik bu.
 
 Markalar ve imajlar
 
Birleşmiş Milletler ve Nato’nun“insan” imajlı markalarına sakladıklarını, savaş tamtamları arasında açığa çıkarır.
 Kan gölüne çevirir dünyayı… İşlevi budur. Bunu  sizler ve bizler adına; “insanlık” için yaparlar… USA vesayetli “özgürlük ve barış” toplama kampımıza hoş geldiniz…

Bu imajlarla baskılanan ulusal parlamentolar çaresiz, halklarının yerine dünyayı kana bulamaya karar veriyor seçilmiş siyasiler. Reel politika...Ölüm kusan silahlar.  Kim öldürüyor bu bebekleri... Bu suskun ve kafası karışık dünya halkları adına kararlar; bizim kararlarımız öldürüyor bebekleri… Bize rağmen kararlarımız... Bombalar ve sömürge tipi canlılaşan kimliklerimiz ile biz öldürüyoruz bebekleri dostlarım.
Bir şekilde seçtiğimiz ve kurumlarının arkasında ilişkilendiğimiz. Kapitalizmdir  bebeklerin ölüm mezbahası. 

Kimin bu zehirli memeler  
Kapitalizm, dönüştürme iradesiyle dışladıklarını “tehdit algılar”.  Bunu dünya halklarına meşru gösterir...  Suçlu icatlarını bebekler ile birlikte yok eder. Tarih içinde kin ve nefretleri  daha “insancıl olmaklı”  değiştirebilen bir hikaye bu… 
Sömürge tipi dışında;  "özgür" bir yaşam ve düzen kurma isteğinin "oldukça başlarında" insanoğlu.

Herkes ve hiç kimsenin yönettiği psikolojilerimiz ortada savrulurken, olgular onlardan destek alır, yasbancılaştırır ve destek verir psikolojilerimize  yeniden.  Kendi kültürüdür insanın kanları  akıtan. Sofrasıdır; çocuğunun şekillenmesinde söz hakkı edinen, bulan sömürge kültürlerdir...   “En olağan olan ile” , özellikle olağan olan ile yaşam kültürü sürer, yenilenir ve değişerek devam etmek ister bu kukla törenle…  Bu kan emici sistemin bir avuç ellerine teslim olmuştur insanlık…

Güneş özgür doğar
Yaşam ve ölümün içindeyiz…
"Pozitif hayata inanma" dışında ne paylaşabiliriz... Umudun koca bir yalan olduğunu bilerek!
"Yapay ve sömürge tipi bir dünyada".  Doğa akışı ve toplumsal varolma dışında her şeyin ölçümlendiği, etiketlendiği; “Meta algılı bilincin” hayattan ve bizlerden kopardığı ve dayattıkları ile; konfor içinde ölümü bekliyor insanoğlu…  Konforlu,  hijyen ve sonsuzda…
Lanet olası “akıllarımız”  ruhlarımızı söndürüyor ve bu yönde eğitiyoruz birbirimizi ve insanlığımızı…
Bu ağır ve utanmaz maskelenmiş bedenlerimizi  mezarlarına gömmek ne kadar sürebilir…
Sihir; sürekli kaos, sürekli "özgürlük"
Doğayı ve insanı “kan ve radyoaktif serpintiye” dönüştürerek sömürü sürdüren yerleşik düşünce ve kurumsal kalıplar kapital odaklı. Bu yok edici ürkütücülüktedir.

“İnsan merkezli” barış enerjisi üretmek; geleceği savunmak geleceğimiz olacaktır kuşkusuz. Bu enerji işletimi bugün olanlara engel olamamakta. Egolarımızdaki ilkel yıkıcılığı, toplumsal verimli çatışma yönetimine dönüştürebileceğimiz uzak değil!
 
Tüketim baskısı dışı geleceği yönetmemiz önemli.

Doğa, toplum ve bilinç ilişkilerimizdeki değerlere dair;  sivil ruhlara ihtiyacımız var hepimizin.  "Her şeyin mal olduğu bir dünyada" bu savaştan başarılı çıkmak zorundayız…
Mustafa ÇEBİ | Tüm Yazıları
Hits: 6005