"ABD Büyükelçi eleştirisine" çözümlemeler!

~ 28.02.2011, Mustafa ÇEBİ ~

Büyükelçi, sömürge tipi de olsa günümüzde yaşanan  “gerçekliği” anlama yönteminin en önemli parçası; olmazsa olmazının “eleştiri” olduğunu bilmektedir.
Dünyada artık standart kullanılan ve yönetilen bu yönteme işaret ederken; Türk siyaseti ve onun üzerinden halklara göz kırpmakta; kopya vermektedir… Yolumuzu bulamaz mıyız biz; yardım etmesi doğru mudur, yanlış mıdır; üstüne vazifedir/değildir tartışması gerçek olguları “anlaşılmaz” kılar ve sınırlandırıcıdır…  Oysa gerçeğe şöyle bakılmalıdır: “Eleştirel basın yolu ile birlikte yaşama yöntemini” sömürgeci kültür rekabeti önermektedir…
Bu olgu; “kentsoylu demokrasi” yönetimine, hayatın katılım karmaşasına denk düşmektedir. Ve sömürge tipi küresel ortaklara inandırıcı içerik ve biçimlerde, topyekün hayatlar üretme fırsatı verebilmektedir.

Eleştirisi olmayan kültür “modern trendi” yakalayamaz, “postmodern” dünyaya eklemlenemez…
Büyükelçi; kendince gerekli gösterge ve katkılarını sunarak; hayatın “görünür halinin” ve “gerçeğinin” tadını çıkarmamız için siyasete koçluk yapıyor, ulusumuzu destekliyor; ayar veriyor  “kıyakçılık” yapıyor bizlere… Ve aslında dünya jandarmasının işi de budur. Ve bu alın teriyle çocuklarını yetiştirebilir; başka ülkelerdeki başka çocukları katlinin düğmesine basabilir…
Tabiri caiz ise, sihirbazın şapkasından tavşan çıkarması misali bulunduğu ortamı toparlarlar… ulusu ve dünya ulusları adına “wikileaks” den anladığımız bir espride “Kazan kazan” yaparak içini doldurdukları ehil bir iş yürütürler…

Amerikalı elçinin söz ettiği hangi “gerçektir”…

Modern dünya paradigmalı “güç dirençlerinin yönetilebildiği” bir gerçeklik yanılsaması içinde hayatlar yaşarız..

Geri dönüşü olmayan; inanç gizilgücünün bilimle ve olasılıklarla ölçümlendiği bir “kuşku” çağındayız… Eleştirisiz bakılan bir hayat; ortaçağ kör inancının gerçeğidir. Modern dünya “Kuşku” ve “eleştiri” ile vuruşarak teslim alınmak zorunda…

Bu emperyalist dünya trendi de bu temelde yürümektedir… Tüm dünya halkları algı açıklıklarına bu tonlarda ve dozlarda seslenilir… Büyükelçinin çözümlemesi: eleştiriyle zırhlanmasını bilin ki çevrenizi daha çıkarcı kontrol edersiniz ve bizimle daha iyi işbirliği kurabilir, halkınızı ve allah kuruşlarınızı yönetebilirsiniz. Kısaca bizim öngördüğümüz ve sizin “gücünüzü” ve egemenliğinizi sürdürebileceğiniz bu neoliberal sistemde “Eleştirel” pozisyonlar size daha uygun.

Açlıktan kuyruğu titreyen ile tiranlar sevgi ve muhabbet içinde ancak bu şekilde yaşayabilir… Hüsnü’yü görüyorsunuz, Kaddafi ortada…  İş Uluslararası sermaye taşeronları ile halklar arasında tabii…  Allah kuruşluk yabancı askerler ile, kuruşa dilenci haline getirilen halkları karşı karşıya vuruşturan taşaronlar…

Wikileaks paradoksal orkestrası yönetir gibi; sermaye herşeye hakimdir ve sonsuzca öyle olmak zorundadır… Bu “kapitalist kaotik yaşam” başka nasıl yönetilebilir ki… Halklara düşman olmak; herşeye hakim öngörülü olmaya zorunludur.

“Eleştiri” mekanizması tüm bu işleri test eder; dayanıklı kılar. Tıpkı bir virüs gibi. Eleştiri bir virüs salar ve sistemin bağışıklığını geliştirir; güçlendirir…

Gerçeğin inandırıcı olması; “eleştirisinin de” yanında olmasını koşullar. Ve o ne kadar güçlü olursa; gerçek te o denli güçlü ve “sahici” olur.

Wikileaks belgeleri,  dünya mutfağını gözlerimize soksa da; bu “kirli siyasetin halklara düşman anlaşmalar ile dünyayı teslim almışlığını”;  pupa yelken nasıl da devam ediyor hayat…

“Eleştirel gerçek” bir yandan duruma kafa tutarken yönetimi paylaşmak da ister. Yönetime “katılmak ve denetim” kurmak ister. Ve düzene boyun da eğerken bir yandan; bu durum,  kapitalist yaşam tarzının yeniden üretilmesini sağlar.  Pavlov’un “Şartlı refleksli” köpekleri gibiyiz…

Bu kapital tanrılı sistemleri değiştirebilecek “İnsanı tüm varoluşsal duygu evrenseline ulaştıracak olgun süreciyle merkeze koyacak” kuşkulu yaklaşımlar toplumsal alternatif örnekleri de koşullar şüphesiz…

Büyükelçinin söylediği, AKP’nin karşıladığı, Amerikan dışişlerinin arka çıktığı; medyada bir çatışma hikayesi olarak yönetilen; “birlikte yaşadığımız dünya sistemine yazık olur ve onca emeklerimize” dir…

Konuşun, susmayın, eleştirin; halk ta bunu ister, rahatlar…

“Egemenlik ve bağımsızlığımıza” “acemice” saldırı ile izah edilmek isteneni bu büyük resim içinde nereye koyarsınız artık…

Mustafa ÇEBİ | Tüm Yazıları
Hits: 57240