Türkiye geride kalan 20 yıl içerisinde; hukuka uygun olmayan, adil yargılanma ilkesine aykırı bulunan ve de devletin ana sorumluluk alanlarından olan “adaletli olma” ilkesine gölge düşüren yargılamalara tanık oldu.
Bu yargılamaların arkasında “Fetullah Gülen Cemaati” mensuplarının bulunduğu tespit edildi. Sahte deliller, sahte tanıklar ile verilen yargı kararları kuşku uyandırdı. Ancak, sonuç değişmedi. Türk Silahlı Kuvvetleri bünyesinde onurlu bir şekilde görev yapan general ve amiraller, subaylar, astsubaylar yargılandılar. “Cumhuriyet Ordusu” yok edildi!
Davalardan bir tanesi daha dikkat çekici oldu. Kısaca “28 Şubat Davası” olarak adlandırılan dava süreci sonunda “mutlaka ceza verilmeli” anlayışıyla (14) general ve amiral “Ağırlaştırılmış Müebbet Hapis” cezası ile cezalandırıldılar.
Komutanlar 17 Ağustos 2021 tarihinde tutuklanmaya başlandılar ve üç ayrı ceza ve infaz kurumuna sevk edildiler. Bu saygıdeğer komutanlar öncelikle suçsuzdular. Ortada bir suç bulunmadığı hususu; dönemin siyasi şahsiyetleri (Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel ve Başbakan Necmettin Erbakan) tarafından açıkça dile getirilmiştir. Delil olarak sunulan (Fetullah Gülen Cemaat mensupları olan kişiler tarafından düzenlenen) belgelerin ise sahte olduğu bilinmektedir.
Bunlara itibar edilmedi.
Yaşları 75-85 aralığında olan ve çeşitli rahatsızlıkları ve hastalıkları bulunan, tedavi gören bu saygın komutanlar adeta “intikam duyguları” ile hapishane koğuşların alındılar.
Yanı bir yerde “mezara diri konuldular”.
Komutanlardan üç tanesi geride kalan altı ay içerisinde “infaz erteleme” kaydıyla tahliye edildiler.
Bir değerli komutanı ise; ne yazık ki 19 Aralık 2022 tarihinde kaybettik. O gece Sayın Komutan Hava Korgeneral Vural Avar hapishane koğuşundaki yatağında hayata gözlerini yumdu. Şehit oldu.
Bu onurlu askerler “af dilesinler” talebini de şiddetle reddettiler. “Bir suç yoktu” neden “af talebi” olsun ki dediler.
Geride kalan 10 yaşlı ve hasta komutan “sözde cezalarını” çekmeye devam etmektedir.
Siyasi tarihimize “kara bir leke” olarak intikal edecek olan bu süreç, mazisi şan ve şerefle dolu Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne yakışmamıştır.
Bu yürekli ve onurlu komutanlarımızı en kalbi duygularımızla selamlıyoruz.
