KALDIĞIMIZ YERDEN…
Önce İlke Çağdaş Avukatlar Grubu içinde başlattığımız “arınma” süreci ile yola çıktık. Yaşam biçimi ve değeri olarak tanımladığımız ilkelerden ödün vermemek konusundaki kararlı tutumumuzun yoğun bir ilgi ile karşılanması, oluşturduğumuz örgütlenme ağının her geçen gün büyüyüp gelişmesi, bizi cesaretlendirdi ve itici gücümüzü oluşturdu.
İçinden geçmekte olduğumuz dönemin pek çok açıdan sıkıntılı olduğunu, bu sıkıntıların gelecekte de artarak süreceğini biliyoruz. Böyle bir dönemin, barolara ve biz avukatlara önemli sorumluluklar yüklediğinin bilincindeyiz.
Geciken adaletin adalet olmadığı gerçeğini diline dolamış bir toplum olmak yerine, gecikmeden adalet dağıtmayı hâlâ beceremedik.
Uygar, demokratik toplumlarda bir tür garanti gibi algılanan hukuk devleti ilkesini, ayak bağı olarak görmekten henüz kurtulmuş değiliz.
Altyapı yoksunu üniversitelerin hukuk fakülteleri biribiri ardına açılırken, avukatlığın geleceğini sorgulamaktan kaçıyoruz. Ülkemiz hukukçuları, her geçen gün nitelik kaybına uğruyor.
Türkiye, ciddi bir “yargı reformu” beklentisi içinde iken, iktidar, yargıyı kuşatma ve araçsallaştırma hedefinden vazgeçmemiş gözüküyor.
Hala, yargısını bağımsız kılamayan bir anlayışla yönetiliyoruz…
Ülkemiz, siyaset kurumunun yargıyı bu denli yoğun konuştuğu bir başka tarihsel süreci yaşamamıştı. Siyasetin hukuku bunca konuştuğu bir evrede, hukukun siyaset konuşmadan durabilmesi olası değil… Ancak, hukuk kurumlarının retoriği, siyasetçiyi muhatap alan ve giderek hukuksal argümanlardan kopan bir noktaya erişirse, açık deyişle hukuk dili olmaktan çıkıp siyaset diline yönelirse, kargaşa yaşanmaması olası değil. Nitekim öyle oluyor. Etkisiz, sözde söylemlerle zaman yitiriliyor.
Oysa barolar için özgün söylem biçimi, hukuksal gerekçelerden güç almak ve oradan alınan güçle siyaseten haklı olmayı becerebilmektir. Bu çerçevede;
Cumhuriyet ve Demokrasi ile onun kazanımları konusunda ödünsüz tavır,
İnsan Hakları alanında yapılan her türlü etkin mücadele,
Hukuk Devletinin oluşması ve Hukukun Üstünlüğü ilkesinin egemen kılınması uğrundaki eylem ve söylemler, siyaset olarak yorumlanmamalıdır.
Yargı Bağımsızlığı bizim temel ereğimizdir. Bu ereğe ulaşmadaki hiçbir söylem, siyaset diline ait sayılmayacaktır.
Biz, Adalete Erişimin, Hak Arama Özgürlüğünün ve Adil Yargılama Hakkının güçlenmesinde ve yaşama geçmesinde her türlü çabanın içinde olacağız. Siyaset olmayacak bu…
Ama en önemlisi meslektaşlarımızın sorunlarına eğilen ve öncelikle bir meslek kuruluşu olduğumuzu unutmadan çalışan bir anlayış içinde olacağız. Her şeye yeniden ve yeni bakış açıları ile egemen olmak gibi bir hedefimiz var. Böyle bir amaçla yola çıkıyoruz.
Biz, baroyla avukatı, avukatla baroyu kucaklaştırmak uğraşındayız.
Biz, bir kadro hareketiyiz ve bunu başaracağız.
Önce İlke Çağdaş Avukatlar Grubunun Av. Doç. Dr. Ümit Kocasakal Başkanlığında oluşturduğu kurul, değerlerine bağlı, özel beklentiler uğruna ödün vermeyen, deneyimli, sınanmış, uğrunda mücadele verdikleri alanların simgeleri konumunda bulunan bir kadrodur.
Bu kadro “ısınma süreçleri” yaşamayacak… Bu kadroda “tanıma” ve “öğrenme” süreci olmayacak… Zaman yitirmeden, ilk günden işe başlayan, ne yapması gerektiğini bilen bir kurul olarak, sorunları bir bir çözmeye başlayacak…
Baromuzda yaşanması gereken yenileşmenin ancak ve yalnızca böylesine dinamik ve deneyimli bir kadro ile sağlanacağına olan inancımız ve özgüvenimizle, yeni baro özlemlerine meslektaşlarımızı davet ediyoruz.
Biz özgüvenimizin yüreklendirdiği cesareti, biriktirdiğimiz bilgilerle yaşama geçirmeyi hedefledik…
Güveninizi boşa çıkarmayacağımıza söz veriyor ve sizden yetki istiyoruz.