Vurun HDP'ye!

~ 01.08.2015, Ali SİRMEN ~

CHP’nin TBMM’nin olağanüstü oturumunda verdiği terör ile ilgili Meclis Araştırma Önergesi AKP ve MHP’nin oylarıyla reddedildi.
Teröre karşı mücadeleyi, ortak noktaları ilan eden iki partinin, terörün nedenlerinin Yüce Meclis tarafından araştırılıp, aydınlatılması karşısında oluşturdukları bu koalisyon, asıl ortaklığın gerçek niteliğini gizlemeye yönelik olsa gerek.
Tüm amaç, MHP’nin şeytan ilan ettiği, AKP’nin ise tek başına iktidarı kaybetmesinin en büyük sorumlusu olarak gördüğü, metazori erken seçimde de baraj altında bırakmaya çalıştığı HDP’yi, terör odağı olarak göstermek, bu yolla tasfiye etmektir.
Dün burada HDP’nin kapatılmasının amaçlandığı, bunun da siyasi açıdan kötü sonuçlar doğuracak bir yanlış olduğunu anlatmaya çalışmıştım.
Peki, HDP’nin Anayasa Mahkemesi tarafından terörün odağı olduğu gerekçesiyle kapatılması konusunda hukuki açıdan neler söylenebilir?
Hemen belirtelim ki, bugüne kadar 24 parti kapatma kararı veren Anayasa Mahkemesi (AYM), bu konuda çekingen davranmayan bir kuruluştur.

***

Bununla birlikte AKP’nin laiklik karşıtı eylemlerin odağı olduğu savıyla 2008’de açılan davada mahkeme, daha önce Refah Partisi ile ilgili olarak verdiği kapatma kararı, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) tarafından Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne aykırı görülmediği halde, tutum değiştirmiş ve kapatma yoluna gitmemiştir.
AYM’nin bu son içtihadına karşın, terör eylemleriyle veya örgütleriyle ilişkisi saptanan bir parti hakkında kapatma kararı vermesi hukuki uygulama olarak yine de şaşırtıcı olmayacaktır.
AYM’nin verebileceği böyle bir kararın, AİHM normlarına da aykırı olduğu söylenemez.
Nitekim İspanyol Anayasa Mahkemesi’nin ETA’nın siyasi uzantısı olan Battasuna hakkında verdiği kapatma kararı, AİHM’nin 30 Haziran 2009 tarihli kararıyla AİHS’ye aykırı bulunmamıştır.
Burada bir nokta çok önemlidir. Battasuna’nın kapatılma gerekçesi terörist örgütlerle ilişki bile değil, terörü kınamaktan kaçınmaktır.

***

Bu durumda, AYM’nin HDP hakkında terörle ilişki gerekçesiyle kapatma kararı vermesine karşı, ilk bakışta hukuki uygulama olarak söylenecek fazla söz olamaz.
Ancak yine de bazı sorular zihinleri bulandırmayı sürdürecektir.
AKP’nin laiklik karşıtı eylemlerin odağı olduğunun kanıtlanmasına rağmen kapatılmayıp, hazine yardımının bir miktarının kesilmesi içtihadına bu defa neden itibar edilmediği sorulacaktır.
Ayrıca, terör örgütü ile ilişkiler konusunda, karar hangi mercilerin kanıtlarına dayandırılacaktır?
Balyoz ve Ergenekon “kumpas”larından sonra, bu alandaki deliller inandırıcılık açısından, tereddüt yaratmaz mı?
Terör örgütünün başı olarak mahkûm olmuş olan Abdullah Öcalan ile devlet görüşerek ilişkiye girdiğine göre, devletin bir numarasının, velev ki, aracılar vasıtasıyla ilişkiye girdiği örgütle temas kurduğu için HDP’yi kapatmak, “Bunlar terörü değil HDP’yi yok etmek istiyorlar” görüşünü haklı kılmaz mı?
Ve nihayet olası bir kapatmadan, terör kârlı çıkmaz mı?

Ali SİRMEN | Tüm Yazıları
Hits: 1386