Yenen Unutsa Yenilen Unutmaz!

~ 18.03.2015, Mine KIRIKKANAT ~

Haber görseli

Avustralya ve Yeni Zelanda’dan devşirilen ANZAK ordusu, Mısır’da bekletiliyordu. 
Müttefikler Almanya’yı zayıf böğründen, Osmanlı cephesinden vurmaya karar verince, Britanya Kraliyet Donanması ve Fransız Donanması Akdeniz’e açıldı. 
İttifak orduları, nisan ayında Çanakkale’ye yakınlığı dolayısıyla üslenecekleri Limni Adası’na doğru yola çıkmadan önce Mısır’da buluştular. 
Fransa ile İngiltere’nin sömürgelerinden devşirdikleri on binlerce asker arasında yalnız ANZAK’lar değil, Arap ve Afrikalı Müslümanlar da vardı. 
Mısır’da dünyanın en büyük, dolayısıyla “yenilmez” donanmasının toplandığına inanan komutanlar, yetmiş iki milletten ordular arası koordinasyonu sağlar ve strateji kurarken, yüz binlerce asker de talim yapıyordu. Moraller yüksek, coşku tavandı. Bir taşla iki kuş vurulacaktı: Osmanlı Çanakkale’de yenildikten sonra İstanbul işgal edilecek, Konstantinopolis geri alınacaktı! 
Zaten Batı basını da “yenilmez” donanmanın Çanakkale seferini “Konstantinopolis’in yeniden fethi” başlıklarıyla sunuyordu. Haber görseli
Müttefik savaş kuramcıları, Çanakkale’ye ateş altında çıkarma yapmak olasılığını yok saydılar. Askerlerin de bu yönde hazırlanmasına gerek görülmedi. 
Osmanlı savunmasını öyle küçümsüyorlardı ki, Mısır’da ANZAK ve Britanya askerlerine dağıtılan resimli bilgi broşüründe şöyle yazıyordu: 
“Türk askeri teslim olmak istediğinde tüfeğini ters tutar ve herhangi bir renkten paçavra ya da giyecek sallar. Eğer kurallara uygun, gerçekten beyaz bir bayrak sallanacak olursa; askerimiz böyle bir görüntüye kuşkuyla yaklaşmalı, çok temkinli davranmalıdır. Çünkü Türk askerinin beyaz renkte herhangi bir eşyası olması, mümkün değildir.”
Alaycı İngilizler ve kendini beğenmiş Fransızlardaki bu ego patlaması, Osmanlı ordusunun Balkan Savaşları’ndaki perişanlığını ölçü alıyordu. 

Çanakkale’de kendi boylarının ölçüsünü alıp gittiler. Ama Çanakkale’nin niçin geçilemediğini, yenenlerden çok yenilenler bildi. 
Ve bugün çarpık Osmancıkların toplum belleğinden silmeye çalıştığı Miralay Mustafa Kemal’in adı ve komuta dehası, onların doğru yazdığı tarihte var!

G NOKTASI  
Dünyanın hiçbir yerinde vatan evlatlarının canıyla, kanıyla kazandığı bir zafer, o evlatları feda etmiş bir halka kapalı kutlanamaz! 
Oysa Çanakkale valisi, güya resmi törenleri gerekçe göstererek, kuşkusuz efendisi Erdoğan’a siper olabilmek için törenlerin halka kapalı olacağını duyurdu. 
Türkiye Gençlik Birliği (TGB) ile Türkiye Liseliler Birliği (TLB) ise “Hangi Çılgın Bize Zincir Vuracakmış” sloganıyla gözü pek bir direniş başlattı. Türkiye’nin her yanından binlerce genç, Çanakkale’ye geleceklerini ve törene katılacaklarını ilan ettiler. 
Sonuç olarak Çanakkale valisi, gençlerle karşı karşıya gelmeyi göze alamadı, geri adım attı. 
TGB ve TLB üyesi gençler, bu sabah Mustafa Kemal’in Çanakkale’de komuta ettiği 19. Tümen karargâhında ve Bigalı köyündeki evinde buluşuyorlar. Önce 57. Alay’ın savaşa giderken yürüyüşe geçtiği yere, oradan da Conkbayırı’na ve 57’nci Alay Şehitliği’ne doğru 11 km’lik bir yürüyüş yapacaklar. Eylemleri, Mehmetçik Abidesi’nde bir açıklamayla bitecek. 
TGB ile TLB’nin ne efendi tanıyan ne de köleyi takan atılgan ve coşkulu gençlerine hayranım. 
Zaten bu ülkeye ilişkin biricik umut ışığım, böylesi gençler.

 

“Hiçbir zafer amaç değildir. Zafer, ancak kendisinden daha büyük bir amacı elde etmek için belli başlı bir vasıtadır. ”
ATATÜRK

Mine KIRIKKANAT | Tüm Yazıları
Hits: 1261