Yargıtay: Polisin kol bükmesi haksız tahrik

~ 03.02.2015, Yeni Yaklaşımlar ~

Antalya'da, parasız eğitim için Milli Eğitim Müdürlüğü kapısına kendini zincirleyen üniversite öğrencisi Gülçin Bulut'a, polise direnme suçundan 7 ay 15 gün hapis cezası verildi ve ceza paraya çevrildi. Kararı bozan Yargıtay 5'inci Ceza Dairesi, gözaltı sırasında polislerin sanığın kolunu bükmesini 'haksız tahrik' saydı.

Antalya'da Akdeniz Üniversitesi öğrencisi Gülçin Bulut ve Nazım Bilgeç, 7 Mayıs 2012 tarihinde parasız eğitim hakkı için İl Milli Eğitim Müdürlüğü önünde demir kapıya kendilerini zincirledi. 'Parasız eğitim hakkımız' sloganı atan iki öğrenci, demir kesme makasıyla zincirler kesilerek gözaltına alındı. Polisteki sorgularının ardından adliyeye sevk edilen öğrencilerden Gülçin Bulut, 'görevi yaptırmamak için direnme' suçundan tutuklandı.

4 BİN 500 LİRA PARAYA ÇEVRİLDİ

Antalya 8'inci Asliye Ceza Mahkemesi Gülçin Bulut'a, 'polise direnmek' suçundan 7 ay 15 gün hapis cezası verdi, bu cezayı da 4 bin 500 TL para cezasına çevirdi. Yaklaşık 1 ay cezaevinde kalan Gülçin Bulut'a verilen ceza, avukatı Münip Ermiş tarafından temyiz edildi.

Temyiz dilekçesinde Gülçin Bulut'un şikayetçi polis memurlarına kasten bir davranışı olmadığı, bileklerine kelepçe takılması ve zorla götürülmesi sırasında, can acısıyla gayri iradi yaptığı hareketin kamu görevlisine direnme olarak kabul edilmesinin hukuki olmadığı savunuldu. Avukat Ermiş, müvekkili Bulut'un "Bayan polisler beni alırken kollarımı büküp işkence yaptı. Ben de refleks olarak tekme attıysam bilmiyorum. Tekme attığımın farkında değilim" yönündeki ifadesinden, mahkemenin 'pişmanlık göstermeme' yorumu çıkarmasının da hukuki olmadığını savundu.

KOL BÜKME HAKSIZ TAHRİK

İtirazı değerlendiren Yargıtay 5'inci Ceza Dairesi, polis memurlarının gözaltı sırasında sanığın kolunu bükmelerinin haksız tahrik oluşturduğu yönünde karar vererek yerel mahkemenin kararını bozdu. Gülçin Bulut'a birden fazla polise direnme nedeniyle zincirleme olarak verilen ceza da aynı kararda tek bir direnme suçu olarak gösterildi.

İKİ ÖNEMLİ HUKUKİ GELİŞME

Yargıtay'ın bu kararında hukuksal olarak çok önemli iki gelişme yaşandığını belirten Avukat Münip Ermiş, "Birincisi gözaltı sırasında kol bükmek haksız bir fiildir, buna yönelik olarak göstericinin polise karşı eylemi de haksız tahrik altında işlenmiş bir eylemdir. TCK 29 uyarınca ceza indirimi gerekir" dedi.

Mahkemenin 'birden fazla polise direnme' suçundan Gülçin Bulut'a zincirleme suç hükümleri uygulayarak cezasını artırdığını söyleyen Ermiş, "Yargıtay burada 'gözaltı işlemini birden fazla polis gerçekleştiriyor ve kişi gözaltı işlemine karşı direniyorsa, eylemi birden fazla direnme suçu oluşturmaz. Tek bir direnme suçu oluşturur' diye karar verdi" açıklamasını yaptı.

YARGITAY İLK DEFA GÖRÜŞ DEĞİŞTİRDİ

Yargıtay'ın daha önceki kararlarında polisin güç kullanımını meşru kıldığını belirten Avukat Ermiş şöyle konuştu: "Yargıtay ilk defa görüş değiştirdi. Bir göstericinin kolunu büküp, ters çevirip, ona acı verecek şekilde gözaltına alınmasını 'Meşru davranış değil. Şüpheliye karşı yapılan bir haksız eylemdir, şüpheli buna karşı direnirse meşru hareket etmiş olur. Haksız tahrik altındadır' kararı verdi. Bu nedenle verilecek cezada haksız tahrik indirimi yapılmasını istedi. Yani cezanın dörtte üçüne kadar indirebileceğini belirtti."

ORANTISIZ GÜÇ KULLANILAMAZ

Bu karar sonrası polisin beden gücü kullanırken de orantılı davranmak zorunda olduğunu dile getiren Avukat Ermiş şöyle devam etti: "Özellikle çok sık yaptıkları gibi kolunu bacağını bükerek, yerde sürükleyerek, kafasından, kulağından tutarak sanığı otobüse sürüklemek Yargıtay'ın bu kararından sonra meşru bir davranış olmayacaktır. Yani burada zor kullanma gücünün meşru sınırlar içerisinde nasıl kullanacağı konusunda yeni bir bakış açısı getirilmiştir. 'Orantılı, orantısız güç kullanma' tartışmasında Yargıtay'ın kol bükmeyi haksız bir eylem olarak nitelendirmesi çok önemli. Benzer olaylarda Yargıtay'ın bu kararı, bir ilk teşkil ediyor."

MEŞRU SAVUNMA

Kararı yetersiz bulduklarını da anlatan Ermiş, "Polis eğer meşru zor kullanma gücünü olağanüstü işkence boyutunda kullandıysa, buna karşı direnen sanık açısından bizce meşru müdafaanın koşulu oluşmuştur. Sadece haksız tahrik değil. Polisin hukuka aykırı uyguladığı şiddete karşı, şüphelinin polise yönelik orantılı direnişi, kamu görevlisine direnme olarak görülmemeli. Meşru savunma olarak görülmelidir. Yargılama sırasında bunu tekrar edeceğiz" dedi.

Konuyla ilgili dava bu ay içerisinde yeniden görülecek.

Mehmet ÇINAR- Mehmet KILIÇASLAN/ANTALYA

 

Doğan Haber Ajansı

 

 

Hits: 1143