Teröristi Anlamalı mıyız?

~ 14.01.2015, Güray ÖZ ~

Selefi teröristlerin Charlie Hebdo katliamı üzerinde düşünmeyi sürdürüyoruz. En çok dile getirilen soru, “neden” sorusudur. Çok farklı yanıtlar var. Olaya farklı açılardan yaklaşanlar olmasından daha doğal bir şey de olamaz. Katliamı açıkça destekleyenleri bir yana bırakıyoruz; “anlamaya çalışanların” tezleri, argümanları üzerinde düşünmek, anlamaya çalışanları anlamaya çalışmak gerekli ve zorunludur. Herkes de biliyor ki bu teröristler gökten zembille inmedi. Onları yaratan bir ideolojik temel, sosyolojik bir alan var. Toplum psikolojisini, siyasetin meydanında rant devşirenlerin çabalarını şimdilik ihmal edebiliriz. Ama Batı’nın ya da şimdilerde pek makbul sayılmayan ifadeyle emperyalistlerin payını ihmal edebilir miyiz?

***

Hayır, bu payı ihmal etmeyeceğiz; yine de bu “temel içgüdü”“ispatı gayri mümkün” sayan kimi yaklaşımlara takılıp kalmamak için şimdilik kaydedip geçelim. Zaten anlatacaklarımızın ister istemez bu paya ilişkin olduğunu okur nasılsa anlayacaktır diyelim de, filin öteki parçalarına; kulağına, bacağına, hortumuna, kuyruğuna, mümkünse tümüne değinelim. İddialardan birisi şudur ki: Bu teröristler, -kimileri “bu çocuklar” demeyi tercih ediyor- liberallerin sinik bir hoşgörü ile kendi rahatları bozulmasın, konformizmleri zarar görmesin diye kucak açtığı “anlayışlı” alanda serpilip geliştiler: Bu “çocuklar” aslında onlar gibi yaşamak isterlerdi ve tam da bu nedenle intikamcı olup çıktılar. Bu, olayı kuyruğundan tutan Zizek’in tarzıdır.
Haksız mı? Neden haksız olsun; filin kuyruğu yok mu?

***

Ama bizi asıl ilgilendiren yorumlar İslam cephesinden gelen yorumlardır. Çünkü içeriden konuşuyorlar ve o içerisi de bizim pek bilmediğimiz bir alandır. Siyasetçilerin ikiyüzlü sözleri bir yana, bu cepheden gelen eleştirel yorumların kuşkusuz dışarıdan bakanlar için bir anlamı olmalı. Bu içeriden eleştirilerin ortak noktası “terörü meşrulaştırmamak ama teröristleri anlamaya çalışmak”tır. Bu türden eleştirel çıkış yapanların İslam dünyasında özellikle de Selefi cephede pek hoş karşılanmadıklarını, işlerinin ne kadar zor olduğunu bildiğimizi de kaydedelim. Bu cepheden değerli bir ilahiyatçı Prof. Dr. İlhami Güler ile T24 sitesinden Hazal Özvarış, dalında usta işi bir söyleşi yaptı.

***

İlhami Güler şöyle diyor: “Ben meşrulaştırmıyorum, önce anlamaya çalışıyorum. (...) Ben diyorum ki, dürüstlük önce bu işi yapan adamların niçin bu haleti ruhiyeye girdiğini anlamaktan geçer. Siz bunu anlamaya çalışmayıp olayın sonucunu lanetliyorsanız, burada bir ikiyüzlülük var. İsrail’i, Guantanamo’yu, Maliki ile birlikte işbirliği halindeki ABD’yi, Esed’i, insansız uçakları, gemilerden atılan füzeleri düşünün… Bunun karşısındaki masum çocuklar da ellerine ne geçerse onunla karşılık veriyor”

***

Evet, işte karşınızda emperyalizm. Peki, gerekçe buysa İslamcı terörizmi anlayabilir miyiz artık? Ben bu “anlama” sözcüğünü kökten reddetmemiz gerektiği kanısındayım. Terörü, nereden çıktığını, kaynağını, sosyolojik, psikolojik ve en önemlisi ideolojik nedenlerini, bu temelin kimler tarafından nasıl kullanıldığını tahlil edebilir, nesnel bir analize tabi tutabiliriz; ama bu iş için “anlama” kavramını kullanamayız. Kullanamayız çünkü “anlamak” nesnel değil, öznel bir kavramdır. “Anlamaya çalışmak” aynı zamanda kaçınılmaz olarak devamını; “hoş görmeyi”, “toleransı” da içeriyor. Bu çocukları anlayamayız, çünkü konumuz bu “çocuklar” değil. Bu terörist “karşı saldırının”, son tahlilde emperyalistlerin hanesine yazılabileceği de ortada; ama bu yalnızca “emperyalistlerin işi” deyip geçilebilecek bir iş değildir; arkadaki devasa ideolojik temeli görmezden gelemeyiz.

***

İslamcı terör doğrudan doğruya bu ideolojik temelden besleniyor. Hıristiyanlığa ait bir kavram olduğu için “reform” kavramını kullanmayı reddeden İlhami Güler gibi “tecditçi”; yenilenmeci ilahiyatçılar da gıdasını bu bin yıllık uykudan alan ideolojik temelin etkisini kırmanın zor olduğunu biliyorlar. Tehdit altında olduklarını da biliyorlar. Aslında laikliğin değerini bilen ve dile getiren tecditçilerin işi zor. Ayakta kalabilmeleri, terörizmi anlamak yerine analitik bir analize tabi tutma konusunda direnmelerine; ideolojik tuzağın dışına çıkabilmelerine, bin yıl öncesinin cihatçı anlayışını savunan anakronik ilkelliğe açıkça itiraz edebilmelerine bağlıdır.
Hiç kuşku yok; yalnız kalmamalıdırlar.

Güray ÖZ | Tüm Yazıları
Hits: 1283