'Ama'nız Batsın

~ 09.01.2015, Güray ÖZ ~

Vahşi bir saldırı ile karşı karşıyayız. Şaşkınız aslında. Kim yaptı biliyoruz; cihatçı teröristler.

Neden yaptılar biliyoruz; akılları sıra insanı insanlıktan çıkarmak, kadını köleleştirmek, karanlık dünyalarına hapsetmek için. Nasıl yaptılar hep gördük, izledik, TV kanalları sansürsüz aktardı; Irak’ta, Suriye’de, dünyanın sızabildikleri her yerinde nasıl yaptılarsa öyle; mal gibi alıp satarak, acımasızca keserek, öldürerek. Onları ellerini ovuşturarak, gizli bir sevinçle, yüreklerinin yağı eriyerek, sırıtarak destekleyenleri anladığımızı söyleyebilir miyiz? Bu nefreti anlamak mümkün mü? “Müslümanları kışkırtırsanız işte böyle olur” diyeni, cinayetleri aynı familyadan ırkçıların türettiği İslamofobiye bağlayanı nasıl anlayalım?

Onlara söylenecek söz kısadır. “Bu dünyanın has elemanı insandır ve siz o aileden değilsiniz. Susun ve kesin sesinizi.”

***

Fransa’yı, Fransız medyasını iyi bilen arkadaşım Ragıp Duran dün Cumhuriyet’te Charlie Hebdo’nun hikâyesini Ahmet Şık’a anlattı: Charles de Gaulle döneminde Harakiri adıyla yayına başlayan, Charles de Gaulle tarafından kapatılan mizah dergisi yayın hayatını, Charlie Hebdo yani, de Gaulle’e inat “Haftalık Charlie” adıyla sürdürdü. Dünyanın en ünlü karikatüristlerinin çizdiği dergi bundan sonra da hiç kuşku duymuyorum yoluna devam edecektir.

Çünkü gördük ki şimdi herkes Charlie’dir.

Şimdi herkes “Jé suis Charlie” diye sesleniyor tüm dünyaya. Öyleyse dinleyin...

Susun ve kesin artık sesinizi...

***

Dindarların da nihayet bu eli kanlılardan kurtulmasının zamanı geldi. Hiçbir gerekçe, hiçbir bahane inançlarınızı kirleten karanlık kafaların hoş görülmesine yol açmamalıdır. Uykulardan uyanmak zamanıdır. Uyuşmuşluktan kurtulmak için fırsattır. Bu canilere teşekkür edecekseniz bunun için edin. Deyin ki: “İşte artık sizden kurtuluyoruz, yoksullarımızın iç çekişi, vicdanlarımızın ifadesi olan inancımızı sizden kurtarıyoruz; amasız, fakatsız lanetliyoruz sizi.” Ve deyin ki onlara:

“Yeter susun artık ve kesin sesinizi...”

***

Daha o cinayet saatinde ve dün ve bugün kendilerini sureti haktan göstermeye çalışanları, dağları bekleyen korkunun esir aldığı siniklikle yazıp çizenleri gördük. TV kanallarında teröristler için “onlar da Müslüman” diyenleri dinledik.

“Hıristiyanların kendi peygamberleri için bakış açıları farklı. İsa için müzikaller bile sahneye koydular. Hıristiyanların özgürlük anlayışı böyle. Ama... Aynı mercekle İslama bakmaları doğru mu? Olmadığı işte ortada” diye yazanları okuduk. Onlar dünyanın ikiye bölünmüş olduğunu, bir tarafın geriliğe ezel-ebed mahkûm olduğunu kabul edenlerdir; aydınlanma ışığının milyonlarca Müslümandan sakınılması gerektiğini gizli gizli düşünenlerdir. İstiyorlar ki, din her zaman milyonların uyutulmasının aracı olmaya devam etsin. İşte cihatçı teröre boyun eğerek destek verenler bunlardır.

Onlara söylenecek söz de kısadır: “Siz de ‘Jé suis Charlie’ diyebilirsiniz; diyemiyorsanız, teslimseniz teröre...

Susun ve kesin sesinizi hiç değilse...”

***

İki eğilime karşı dik durmak gerekiyor.

Birincisi cinayetleri mazur gösterme, “ama”yla, “fakat”la İslamofobiye bağlama gayretidir. İkincisi cihatçıların kasaplığını gerekçe göstererek ABD’de Bush yönetiminin insan haklarına darbe vuran “Patriot Act”ına, faşist yasalara, yasaklara, milyonlarca insanın ölümüne yol açan savaşlara özenmektir. Cihatçı terörle bu noktada buluşmayın. Böyle yaparsanız bilin ki artık insanların tahammülü kalmadı. Cehenneme dönecek dünya ve siz de ateşinden kurtulamayacaksınız bu cehennemin.

***

Teröre karşı çıkmanın olmazsa olmaz koşulu, teröre değil, insana daha fazla özgürlüktür. Eli kanlı katilleri, cihatçı teröristleri yalnızca özgürlüğü daha fazla genişleterek yenebiliriz. Karanlığı 1968’de darbeci Charles de Gaulle’ün yaptığı gibi dergi kapatarak değil, “Jé suis Charlie” diyerek, diktatörlerle savaşarak yenebiliriz.

Öyle yapamayacaksak, beceremeyeceksek...

Utançla susalım, keselim sesimizi biz de...

Güray ÖZ | Tüm Yazıları
Hits: 1237