İçi Boş Lakırdılar

~ 25.05.2011, Deniz KAVUKÇUOĞLU ~
Karar verdim, bir dahaki seçimlerin öncesinde televizyonsuz, gazetesiz bir yerlere kaçacağım. Seçim kazanma adına sunulan o politikacı gösterilerini, o incir çekirdeğini doldurmayan boş lakırdıları, o palavraları izlemeyi, dinlemeyi sinir sistemim artık kaldırmıyor.
Bir örnek vereyim: Başbakan, AKP’nin Van mitinginde sahneye elinde bir dosya ile çıkıyor; bir ifşaatta bulunacak. Başlıyor okumaya… Bu Bakanlar Kurulu kararnamesi, diyor ki; Bağdatta, Necah Basımevinde Kürtçe olarak bastırılmış kitabın dağıtılmasının ve yurda sokulmasının yasaklanması ve mevcutlarının toplattırılması kararlaştırılmıştır. İmza kim biliyor musunuz? İmza, Reisicumhur İsmet İnönü ve CHPli bakanlar kurulu. CHPli bakanların imzası var. Tarih: 4 Ekim 1944.
Tek parti dönemi, Bakanlar Kurulu doğal olarak yalnızca CHP’lilerden oluşuyor. Başka nasıl olabilir ki? Başbakan, kendince 67 yıl önce alınmış bu kararla günümüzdeki CHP’yi vuracak! Söz konusu Bakanlar Kurulu Şükrü Saraçoğlu’nun başbakanlığında kurulmuş ve 9 Mart 1943-13 Şubat 1946 tarihleri arasında görev yapmış. Bu Bakanlar Kurulu’nda iki önemli ad var; Gümrük ve İnhisarlar Vekili Suat Hayri Ürgüplü ile Münakalat Vekili Ali Fuat Cebesoy. 4 Ekim 1944 tarihli yasaklama kararının altında imzaları bulunan her iki bakan da daha sonra Demokrat Parti’ye geçmişler. Başbakan’ın takipçisi olmakla övündüğü o hürriyetperver partiye. Diyeceğim o ki, imzacılar arasında sözde CHP’li ama özde DP’li olanlar da var. Bu da çok olağandır, çünkü 1946 yılında İsmet İnönü’nün öncülüğünde çok partili rejime, parlamenter demokrasiye geçildikten sonra kurulan tüm partilerin kurucuları eski CHP’lilerdir.
Birilerinin Başbakan’a Türkiye’nin yakın tarihini öğretmesi gerekiyor.
***
Peki, Ürgüplü ve Cebesoy DP’ye geçtikten sonra 14 Mayıs 1950’de milletvekili olarak TBMM’ye girdiklerinde, Yahu biz altı yıl önce bir hata yaptık, şu hatamızı düzeltelim” mi demişlerdir, imzaladıkları yasak kararının kaldırılması için çaba mı göstermişlerdir? Hayır. Tam tersine Nâzım Hikmet, Adnan Menderes’in başbakanlığındaki DP’li Bakanlar Kurulu tarafından 25 Temmuz 1951 yurttaşlıktan çıkarılırken, yeni kitap yasakları konulurken, alkış tutmuşlardır.
Kürt edebiyatının ünlü klasiği Mem û Zin 13 Nisan 1950 günü yine CHP’li Bakanlar Kurulu tarafından yasaklanmıştır. Demokrat Parti bu yasak kararını kaldırmış mıdır? Hayır! Örneğin, Suat Hayri Ürgüplü, Süleyman Demirel, Nihat Erim, Bülent Ulusu, Turgut Özal, Tansu Çiller, Mesut Yılmaz, Bülent Ecevit, Necmettin Erbakan gibi herhangi bir başbakanın aklına bu yasak kararını kaldırmak gelmiş midir? Hayır!
Geçelim bunları, günümüze gelelim.
AKP dokuz yıldır iktidardadır. Mem û Zine konan yasak AKP döneminde kaldırılmış mıdır? Yine hayır! Kitap hâlâ yasaklıdır. Başbakan’ın iktidarı döneminde basılmasıyla övündüğü bu kitap yasal açıdan bir suç unsurudur. Durum komedidir. Gönül doğal ki arzu etmez, ama bir cumhuriyet savcısı eğer isterse Turizm ve Kültür Bakanlığı tarafından Kürtçe ve Türkçe olarak yayımlanan bu kitap hakkında 13 Nisan 1950 yılında alınan Bakanlar Kurulu kararına dayanarak toplatma kararı aldırabilir.
***
Şu sıralar yüzlerce kitap hakkında yasal kovuşturma sürmektedir. Kitaplar yasaklanmakta, toplatılmaktadır.
Bu ülkede yasak delmek yalnızca AKP’li başbakanlara tanınan bir hak değilse kitapları yasaklanan yayınevlerinin sahipleri ve/veya yazarları alanlara dökülmeli, bağırıp haykırarak yasak kitap yayımlamakla övünmelidirler. Bakalım başlarına neler geliyor?
Başbakan’ın, AKP’li politikacıların demokrasiye, özgürlüğe ilişkin söyledikleri içi boş lakırdılardır. Bu palavraların yasalarda karşılığı yoktur.
Söylenenlere inananlar, alkış tutanlar yok mudur? Hiç olmaz olur mu?
Beyinleri afyonlanmış kitlelerle yalakalıkları akıllarının önüne geçmiş muhteris okumuş-yazmışlar ne güne duruyorlar?

(Cumhuriyet 25.05.2011)

Deniz KAVUKÇUOĞLU | Tüm Yazıları
Hits: 2111