Minareye karşı değiliz, 'minareyi çalan'a karşıyız

~ 28.10.2014, Yeni Yaklaşımlar ~

Pankartlar, sloganlar, ikram edilen çay ve kahveler, ücretsiz getirilen yiyecekler... Direniş Gezi’nin öğrettiği dayanışma ruhuyla yol alıyor

SERBAY MANSUROĞLU

Gezi, Validebağ'da kendisini hissetiriyor; duvarlara asılan pankartlar, dövizlere aktarılan nükteli tepkiler, polis barikatı önünde çekilen halaylar, söylenen türküler... Semt sakinlerinin eylemciler için hazırladığı pastalar, börekler, dağıtılan sıcak çay ve kahveler... Burası adeta Gezi'nin minyatürü! Direnişe ortak olan herkes bayraksız, flamasız ortak amaç olan hukuksuz inşaatı durdurmak için alanda bekliyor. Yağmur bastırınca derme çatma naylonlardan yapılan çadırların altına sığınılıyor.

'HİLMİ YASALARI UYGULA'
Soğuk ve yağışlı havaya rağmen gece boyu devam ediyor direniş Validebağ'da. Otopark alanına yapılan inşaatı protesto eden yurttaşlar sabah seher vaktinde 'araba barikatı' kuruyor.

Şantiye alanına hafriyat kamyonlarının giriş çıkışlarını engellemek amacıyla sokağın girişine araçlarını park eden yurttaşlar taleplerini de araç camlarına asılı tutuyor: “Hukukçu Hilmi Ak Saray'dan gelen emirlere değil yasalara uy.”
Bir süre sonra trafik polisi gelip barikatta duran araçların plakalarına basıyor cezayı. Sonuç değişmiyor ancak. Trafik polisleri, mahalle sakinlerine ve CHP Üsküdar Belediye Meclis üyesi ile birlikte yaklaşık 10 araca 'hatalı parktan' cezayı yazıyor.


“GEZİ'NİN DEVAMI”
Gün ağarırken eylemcilere destek olmak için ÖDP Eş Genel Başkanı Alper Taş ve ardından CHP Milletvekili Mahmut Tanal direniş alanına geliyor. Taş'a göre Validebağ bir Gezi değil. “Gezi bir defa olan bir hareket” diyen Taş, “Validebağ direnişi Gezi değil ancak Gezi benzeri taleplerle yola çıkan, ağaç, doğa ve insan sevgisini içinde barındıran insanların hareketi" yorumunda bulunuyor. Taş, “Gezi sadece Validebağ'da değil doğanın saldırıya uğradığı her yerde yaşam savunucularının önünü açan ve direniş kültürü oluşturan bir hareketti” diye konuşuyor.

'MALLARI BİZ GÖTÜRMEDİK'
Mahmut Tanal, oturduğu yerden etrafındakilere 17 Aralık ve 25 Aralık operasyonlarının perde arkasını anlatıyor. Validebağ'a gelince Tanal, Gezi'nin oluşturduğu direniş kültürüyle insanların birbirini daha çok anlamaya başladığını kaydediyor. Tanal, "Dindar insanlar Gezi'de bizim hazinenin mallarında gözümüz olmadığını, çalıp çırpmadığımızı, din düşmanı olmadığımızı gördü. Bu nedenle bugün kendini dindar olarak tanımlayan insanlar provokasyona gelmiyor" diyor.

'KARŞISINDA DURURUM'
Direniş alanına en çok da gençler sahip çıkıyor. Üniversitede derslerinden, mahallelerinden, üye oldukları siyasi partilerinden çıkıp alanda yan yana direnişe saf tutuyor gençler. O isimlerden Günce Beyazer: Sermayenin yağma ve talanına karşı buradayım. Sosyalistim. Üsküdar'da yaşayan biri olarak katıldım. Başka yerde olsa yine haksızlığa karşı çıkardım. Gezi'nin dinamiğiyle bu insanların buraya geldiğini düşünüyorum. Gezi hem sosyalistleri, hem sol, sosyal demokrat liberalleri dönüştürdü. Haksızlık neredeyse oradayım. Anadolu yakasında Karacaahmet Mezarlığı ve Koru dışında nefes alabileceğimiz bir alan yok. Yani direnmek için neden çok.

 

 

birgün

Hits: 944