'çArşı Ulan!', tarihimizi yaşarken yazma girişimi

~ 21.08.2014, Yeni Yaklaşımlar ~

Geliri 1 Umut Derneği'ne giden 'çArşı Ulan!' gazeteci Erk Acarer'in ellerinden çıktı. Kitap, Gezi dönemine Beşiktaş‘ın taraftar grubu Çarşı’nın gözünden ışık tutuyor

ÖZLEM ÖZDEMİR - [email protected] - @ozlemozdemir

Bir taraftar grubu iken ülkenin birleştirici gücü haline gelen bir topluluk çArşı. Gezi Direnişi’yle birlikte bunun da ötesine geçerek kişiler üstü bir kavrama dönüştü adeta. Peki, bu nasıl oldu? Muhalefetin de vicdanın da sesi olmayı başaran ve artık herkese çArşılıyım dedirten bu ruh, nasıl süreçlerden geçti? Kendisi de tribünlerde ve Beşiktaş’ta yetişmiş gazeteci-yazar Erk Acarer Gezi Direnişi’nde yazı dizisi olarak başladığı hikâyelerin devamını ‘çArşı Ulan!’ kitabıyla getirdi. Geçtiğimiz günlerde kaybettiğimiz Süleyman Seba’ya selam ederek çArşı’nın hikâyesini Acarer’den dinledik.

»Bu kitap fikri nasıl gelişti, neden çArşı?
Kendiliğinden oldu. Açıkçası, bir beslenme durumu olmadı. Bazen proje ya da edebiyat ayağına gelir. Gezi Direnişi'nin sıcak günlerinde Cumhuriyet gazetesinde bir yazı dizisi olarak yayımlandı. Dostlarım bir kitap projesi olarak geliştirilmesini önerdi. Böylece söyleşilere devam ettim, kurguyu geliştirdim, uzak olmadığım eski hikâyelerin peşinden gittim.

»Söyleşiler ile anlatıyı birleştirmişsin. Neden çArşı’yı tarihsel olarak anlattığın bir hikâye olarak değil de çArşılılar gözüyle anlatmayı seçtin?
Aslında kitap biraz demlenince, tarihsel bir belge olacak. Döneme ışık tutuyor. Sosyolojik bir tarafı var. Gezi, "an içerisinde tarihe tanıklık ettiğimiz bir süreç" olarak tanımlandı. çArşı ise, Gezi'nin ana dişlilerinden biriydi. Açıkçası tarihi yaşarken tarih yazma girişimi bu. Öte yandan çArşı, benim uzak olduğum bir grup değil. Hayatım tribünün ve semtin ortasında geçti.

»çArşı’yı anlamak için semti anlamak gerekiyor diyorsun. O zaman Beşiktaş’ı konuşmak lazım önce...
Beşiktaş'ı lodosun deniz kokusuyla, ezanın gol sesiyle karıştığı bir yer olarak tanımlarım ben. Çok kültürlü, çok kimlikli, kendinizi rahat hissettiğiniz bir yerdir Beşiktaş. Denize kıyısı olan tüm semtler gibi Beşiktaş da tarih içinde farklı kültürlerden beslenmiş, sonunda ortaya bir tortu çıkmıştır. İşte bu tortu…

‘EŞİTLİK FORMADAN GELİYOR’
»Beşiktaş taraftarları arasında tanınmış isimler var. Ancak hepsinin anlattıklarına bakınca ünlü olmanın bir önemi yok çArşı’da, herkes eşit. Bir sınıfsal bilinç olduğunu söyleyebilir miyiz?
Eşitlik, sol kültürün söylemi. çArşı elbette yaptıkları ve duruşuyla bu kültüre yakın. Ama grubu solcu bir taraftar grubu olarak tanımlamak doğru değil. Çünkü çArşı her şeyden önce bir taraftar grubu. Siyaset başka kurumların işi. Ancak yinelemekte yarar var, "eşitlik formadan geliyor" söylemi bile, grubun nerede durduğunu gösteriyor.

»Kitaptaki herkes çArşı için bir sevgiliye duyulan aşk ve daha öte duygulardan bahsediyor. Bu duyguların temelinde ne yatıyor?
Elbette öncelikle futbol! Ancak, çArşı'nın kitabında futbol; dürüstlük, cesaret, sözünün arkasında durmak gibi durumlarla soslanıp daha lezzetli hale geliyor.

KARTALIN DİŞİSİ ERKEĞİ OLMAZ
»Futbol ya da taraftarlık çok erkeğe ait bir alan, çArşı’yla birlikte bu biraz kırılmış gibi görünüyor kadın taraftarların anlattıklarından...
Kartalın dişisi erkeği olmaz dedikleri bu. "Kızlı erkekli" semti yaşama ve bunu zaman zaman da tribünde birlikte yaşama hali.

»Kitabın gelirini 1 Umut Derneği’ne bağışlamanın özel bir nedeni var mı?
Bir biçimde içinde olduğumuz durumdan rant yemek yakışmazdı dedim başından beri. Telif hakkımı doğru bir yere aktarmak istedim. Soma katliamının yaşandığı günlerde, iş cinayetleri ve geride kalmış mağdur ailelerle ilgilenen 1 Umut Derneği’yle görüştük. Büyütülecek bir mesele değil. Kitabı alan her okuyucunun mağdur olmuş ailelere destek olduğunu da bilmesi gerekiyor.

»Geçtiğimiz günlerde Süleyman Seba'yı kaybettik...
Bir nikâhta şahitti Seba, kulüp başkanıydı o sırada. Mesleğini sordular, "memurum" dedi. Alçak gönüllülük en büyük insani kriterlerden biriydi. Hayatını Beşiktaş'a vakfettiğini söylemeye bile gerek yok.  Nur içinde yatsın, unutmayız kendisini!

***

‘Vicdan ile iktidarın çelişkisi’

»Bir taraftar grubu nasıl oluyor da bugün muhalefetin en güçlü sembolü haline geliyor?
Bu dönemde muhalif olmak için yoğun bir çaba harcamak gerekmiyor.  Vicdanı olan herkes zaten muhalif yazılıyor. çArşı ise, sadece bir taraftar grubu değil, yaptıklarıyla vicdan temeli üzerine oturmuş bir taraftar grubu. Vicdan ve iktidarın çelişmesi çArşı'yı muhalif yapıyor.
»Taraftarlık bir ait olma, yalnız olmama halinden mi kaynaklanır?
Kesinlikle. Taraftarlık, biraz kimlik arama halidir.    Siyasetten, hayatın içinden kovulan insanlar tüm duygularını tribünde, birlikte yaşarlar. İşte burada bunun üzerine siyasal kimlik arayışları da eklenir.

***

‘çArşı kol kola girmiş işadamı ve sokak çocuğudur’

»Kitaptaki odak çArşı ruhu, peki nedir çArşı ruhu?
Kendini "çArşı'lıyım" diye tanımlayan herkes öyledir. Kimse sorgulamaz. çArşı tribünde kol kola girmiş doktor, işçi, işadamı, sokak çocuğu ve profesördür. Solcusuyla, sağcısıyla ateistiyle, Müslüman’ı, Ermeni'si, Yahudi'si ve Hristiyan'ıyla avuçları kızarıncaya kadar “üçlü” çeken, gırtlağı yırtılıncaya kadar bağıran Beşiktaş sevgisidir. Evde odasını siyah beyaza boyayan çocuk, çocuğa aynı renklerde kazak ören nine, onun yün yumağıyla oynayan kedi ve Gezi Direnişi’nde Beşiktaşlılarla birlikte semte gelip mahalle delikanlısından başka kimselere başını okşatmayan “TOMA” adlı köpek çArşı’dandır! Ancak ortada somut bir durum da vardır. çArşı, gerçekte İnönü Stadyumu'nun kapalı tribünün ortasında bulunan ve "kutu" olarak adlandırılan yerde oturan ateşli taraftar grubudur.

»“çArşı asla futbolu bırakmadı. Bilakis hayata çok benzeyen futbolun peşinden gitti” yazıyor kitapta. Futbolun hayatla benzerlikleri neler?
Futbol herkesin anlayıp oynayacağı basit bir oyundur. Hayatın özü de böyledir aslında. Karmaşık hale getirilmezse keyifli yaşanır. Futbol kolektiftir. Tribünde ve sahada ani refleksler vermeniz gerekir. "Önümüzdeki maçlara bakacağız" söylemi klasiktir. Yaşanan her şeyi geçmişte bırakmak. Futbolda da tıpkı hayat gibi, geleceğe yönelik kurgularla anı yaşamak gerekir.

 

http://birgun.net/news/view/carsi-ulan-tarihimizi-yasarken-yazma-girisimi/4191

Hits: 908