Bu da etkilemedi ya

~ 07.08.2014, Nazım ALPMAN ~

Türkiyemizin öyle güzel ve de özel bir gündemi var ki, kimse yerinden kıpırdayamıyor

NAZIM ALPMAN

18 milyon pusula

Türkiyemizin öyle güzel ve de özel bir gündemi var ki, kimse yerinden kıpırdayamıyor. Gündemin içinde yer almak, gerçeklerden uzaklaşmaktan daha önemli.
 Ülkede “tarihi” bir seçim yapılacak. Önceki seçimlerde şaibeli sonuçlar ortaya çıkmış, iş başındaki iktidarın seçim sonuçları üzerinde “bir şeyler” çevireceği kuşkusu uluslararası kurumlarda kaygılar yaratıyor. Bu yüzden gözlemci heyetler yolluyorlar. Onların çalışmaları sonunda biz de bir şeyler öğrenebiliyoruz.
 Bizim de öğrenecek vaktimiz(!) yok ya, Allahtan sahici gazetecilik yapmak için uğraşan dikkatli meslektaşlarımız var.
 Cumhuriyet’in Ankara Bürosu’ndan Çiğdem Toker (4 Ağustos 2014) yazdı da öğrendik: Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı AGİT Cumhurbaşkanlığı seçimi için 29 kişilik bir heyet ile Ankara’da geçici bir büro oluşturdu.
 Heyetin 13 kişisi hukuk, politika, medya, seçim ve kampanya finansmanı alanında uzman analistlerden oluşuyor. Diğer bölümü (16 kişi) uzun dönemli gözlemci sıfatıyla Türkiye’nin 10 büyük kentine dağılmış vaziyette çalışıyorlar.
 AGİT Heyeti, 31 Temmuz 2014 tarihinde bir ara rapor yayınladı.
Bu raporda yer alan, seçim güvenliği açısından da pek çok soru işareti oluşturan bilgiler nedense Türkiye kamuoyunda pek fazla yankı yaratmadı!
 Mesela AGİT Heyeti, Yüksek Seçim Kurulu ile toplantı yapmış. Bir takım sorular sorup yanıtlar almışlar. Bazı konularda onların da kafasını karıştıran sonuçlar çıkmış!
 Yabancı gözlemciler seçmen sayısını sormuşlar. 55 milyon cevabını almışlar. Basılan oy pusulasını sormuşlar. 73 milyon demiş YSK üyesi hukukçular!!!
 Arada 18 milyon fark var!!!
AGİT Gözlemcileri haliyle soruyorlar:
-Niye bu kadar fazla oy pusulası bastırdınız!
-Kem… Küm… Eeee… Şey…
 Sonra oturup raporlarını yazıyorlar:
“Yüksek Seçim Kurulu’nun basılacak oy pusulası sayısıyla ilgili kararı net bir yasal temelden yoksundur!”
 Ne diyeceklerdi?
Türkiye’de şimdi ileri demokrasi var. Buna göre her şey baştaki “tek adamın” istediği şekilde düzenleniyor. Eğer yasal zemini yoksa, anında bir yasa hazırlanıp Meclis’te var olan bir torbanın içine yerleştirilerek vaziyet kurtarılıyor! Yasallık temin ediliyor, diyecek halleri yok ya!..
 Sonra Çiğdem Toker’in AGİT Raporu dışında verdiği bir bilgi daha var. Yurtdışında yapılan seçimlere katılma oranı yüzde 5’te kalmış. Bu sandıklardaki oylar 10 Ağustos günü Ankara’da sayılacak!..
 Geçen mart ayının sonunda yapılan yerel seçimlerde 3-5 oy farkla seçim sonuçları değişti! Bu kadar hassas bir denge varken, 18 milyon fazla oy pusulası basımı nasıl ve neden bir tepki oluşturmuyor?
 Seçimi bile iptal ettirebilecek bir skandal uygulamanın içinde yürüyor her şey…
 Türkiye’de muhalefet partileri var. Mecliste hatırı sayılır sandalyeye sahipler. Ancak hepsi sözlü muhalefete odaklandıklarından ortalığa saçılmış bu rezaleti göremiyorlar!
 Biz kendi adımıza mesleğimizi yücelten işlere imza atan Çiğdem Toker’e teşekkürlerimizi iletelim.
 18 milyon fazla oy pusulası da ileri demokrasinin yakasına rozet olsun!
 
***
Biri bitiyor, diğeri başlıyor
Anti-demokrasi sırası
Başbakan esip gürlüyor. Tehditler savuruyor:
-Hepsinin canına okuyacağız, ağızlarının ortasından öpeceğiz!
 Sözünü ettiği kişiler devletin güvenlik birimlerinin en tepelerinde yer alanlar. Bir de bağımsız(!) yargı mensupları var, Başbakan’ın hedefinde…
 Devletin etkili memurları, siyasi iktidar tarafından hırpalanıyor. Onları uzun tutukluluk dönemleri bekliyor. Mahkûm edilecek bir icraatları yok gibi:
-Devletin bekası için yaptık her şeyi!
 Tıpkı kendilerinden öncekiler gibi! Onlar da her türlü cinayeti, soygunu, toplumsal katliamları bu gerekçeyle yapıyorlardı:
-Devletin bekası için!
 Bunlardan biri gidiyor, diğeri geliyor. Birbirlerini ısırıyorlar. Ama her iki grubunda ortak hedefleri değişmiyor:
-Sol, sosyalist, komünist kişi, kuruluş, dernek, vakıf ve parti üyeleri!
Her zaman onlar okkanın altına gidiyorlar.
Anti-demokrasi bu devletin hücrelerine öylesine sinmiş ki, ne olursa olsun sonuç değişmiyor:
 -Biri gidiyor, diğeri geliyor!
 
***
Türkali ve Demirtaş!
Pek çok sanatçı, yazar, aydın, 10 Ağustos 2014 Pazar günü yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Halkların Demokratik Partisi adayı Selahattin Demirtaş’ı destekliyorlar. HDP’nin internet sitesinde bu değerli isimler ve mesajları yer alıyor. 
Bu değerli isimler arasında 1919 doğumlu büyük yazar Vedat Türkali de yer alıyor. Ama onun ayrı bir yeri var. Daha 1993’lerde yazmıştı, Özgürlük İçin Kürt Yazılarını…
 Üç gün sonra yapılacak seçimler için Vedat Türkali şöyle diyor:
 - Kitabı bomba gibi tehlikeli gören bir adamı başkanlık sistemine oturtmak, kurucusu haline getirmek sadece Türkiye’ye değil dünyaya da kötülük etmektir! Bu bakımdan Selahattin Demirtaş’ı yürüttüğü mücadeleyi ve kavgayı tüm yüreğimle destekliyorum!
Nazım ALPMAN | Tüm Yazıları
Hits: 1598