'Süper Yetkili Hakim' sistemiyle alakalı gözlerden kaçan can alıcı ayrıntı

~ 30.06.2014, Yeni Yaklaşımlar ~

"Tek hâkim “bizden” olursa yaşadık, “sizden” olursa eyvah!.. Bu hâkimleri kim, hangi ölçütlere göre atayacak, temel arıza budur?" diyen Taha Akyol AKP - AK Parti 'nin yeni yargı paketini eleştirdi. 


Soruşturmalarda en çok kritik kararları verecek olan “sulh hâkimleri”nin "3’e karşı 4" oy yapılanmasıyla atanması halinde yargı bağımsızlığının çok büyük bir darbe yemiş olacağını ifade eden Akyol, HSYK üyelerini uyararak bir hatırlatma yaptı: Bu HSYK’daki üyelerin mesleki namus borcudur... İşte Taha Akyol'un 'Yargı kimden yana?!' isimli köşe yazısı;


Yargıda devrim gibi köklü bazı değişiklikler yapan kanun çıktı ama
kamuoyunun çok dikkatini çekmedi, tartışılmadı dahi .


Yargıyı tekrardan yapılandırmak bakımından, bölge mahkemelerinin kurulması
olumludur, ama Yargıtay’da dairelerin tekrardan düzenlemesini ve soruşturmaların
yeni kurulacak ‘sulh hâkimliği’ sistemine bağlanmasını Oldukca sorunlu buluyorum.
Bugün soruşturmalar için kurulan sulh hâkimliğini ele alacağım.
 
SORUŞTURMALARDA YENİ DÜZEN
 
Yüz elli senelik sulh mahkemeleri kapatılıyor! Üyeleri sıfırdan HSYK tarafından
atanacak yeni “sulh hâkimliği” diye bir kurum oluşturuluyor. Soruşturmalarda
gözaltı, arama, tutuklama, malvarlığına önlem , yurtdışı yasağı, takipsizliğe itiraz
gibi bütün adli işlemleri bu yeni atanacak hâkimler yapacak. (Madde 48)
Bu hâkimler herhangi bir soruşturmayı, mesela bir yolsuzluk soruşturmasını, yahut
örgüt soruşturmasını ciddiyetle yürütebilecekleri gibi, kapanmasını da
sağlayabileceklerdir. 


Eskiden çeşitli hâkimlerin rol aldığı tahkikat işlemlerini şimdi tek “sulh
hâkimi” yapacak.


O tek hâkim “bizden” olursa yaşadık, “sizden” olursa eyvah!
 
MESELA BÖCEK SORUŞTURMASI
 
Eskiden bu işleri farklı nöbetçi hâkimler yapıyordu... Mesela Başkent Ankara ’da
Başbakanlığa konulan gizli dinleme cihazları hakkındaki “böcek soruşturması”.
Nöbetçi Barış Ceza Mahkemesi beş polisi serbest bıraktı... Başbakan eleştirdi... İtiraz
üzerine 10. Ağır Ceza hâkimi polisler hakkında yakalama kararı verdi... Polislerin
avukatları itiraz etti, 11. Ağır Ceza Mahkemesi “suç delili yok” diye gerekçeli
karar yazarak polisleri serbest bıraktı.


Bu hâkimlerin hangisi “bizden, sizden” bilmiyorum. Dosyayı da bilmiyorum. Bu
değişik hâkimler elbette hukuki kanaatleriyle hareket etmiş de olabilirler. Fakat
tutuklamayı kaldıran 11. Ağır Ceza’nın “delil yok” diyerek yazdığı gerekçesinin
ayrıntılı olduğunu, delilleri irdelediğini, bu bakımdan mühim olduğunu belirtmeliyim.


Eski sistem böyle farklı hâkimlerin denetiminden geçtiği için iyiydi ama
“nöbetçi hâkim”lerin yeterli incelemeyi yapıp yapmadığı yolunda kaygılar vardı. 
Yeni kanunda bu işlerin tamamını özel olarak atanacak sulh hâkimleri yapacak...
Bu hâkimleri kim, hangi ölçütlere göre atayacak, temel arıza budur?
 
ATAMAYI KİM YAPACAK?
 
Kapatılan sulh mahkemesinin olağan hâkimleri yeni “sulh hâkimliği”
görevlerine belirgin bir ölçüte göre atanacak olsaydı bir şey demek mümkün olmazdı.
Fakat soruşturmaları yönetecek olan bu yeni sulh hâkimlerini, sil baştan,
HSYK’nın 1. Dairesi atayacak...


17 Aralık soruşturmasının hemen peşinden HSYK’nın 7 üyeli 1. Dairesi’nde Adalet
Bakanı’nın isteğiyle iki üye ortam değiştirdi, ondan akabinde 1. Daire kış ortasında kendi
“Atama Prensipleri”ne aykırı atamalar yapıverdi.


Son olarak da Yaz Kararnamesi’nde iktidarın hoşlanmadığı hâkim ve savcılar, tekrar
aynı Daire tarafından, tekrar kendi yönetmeliğindeki “bir yerde en az iki sene
görev” şartı çiğnenerek sağa sola atandılar, hem de dereceleri düşürülerek!
Soruşturmalarda en çok kritik kararları verecek olan “sulh hâkimleri” de böyle “3’e
karşı 4” oy yapılanmasıyla atanırsa, yargı bağımsızlığı çok büyük bir darbe yemiş
olacaktır! Özellikle belirli merkezlere “özel nitelikli” birkaç adet “sulh hâkimi”
atamak bunun için yeterli olacaktır!


HSYK hem kendi itibarı için, hem adalete güvenin artık dayanılmaz noktalara
kadar düşmemesi için, atamalarda politize olmamış, taraf haline gelmemiş, dürüst
ve ‘çoğulcu’ hâkimler atamaya dikkat etmeli, kamuoyunu inandırmalıdır. Bu
HSYK’daki üyelerin mesleki namus borcudur. 
Yargıtay ayrı bir yazı konusu...

 

 

http://www.arcaajans.com/haber/guncel/super-yetkili-hakim-sistemiyle-alakali-gozlerden-kacan-can-alici-ayrinti/285702/

Hits: 1079