Erdoğan'ın savaş şifreleri - 2

~ 28.03.2014, MEHMET ALİ GÜLLER ~

Dün Erdoğan’ın siyaset tarzını ortaya koyan iç politikadaki örneklere mercek tutmuş ve şifrelerini çözmeye çalışmıştık.

Bugün de dış politika konuları üzerinden Erdoğan’ın şifrelerini çözmeye devam edeceğiz:

İsrail’e ‘one minute’ ama uçağına ‘buyur bombala’

Erdoğan’ın İsrail’e “one minute” demesinin İran’ı dengelemek ve Sünnilerin bölgesel lideri olmak için tezgâhlandığını hep söyledik. İsrail’le ilişkilerin sözde kötü olduğu bu yıllarda ticaret hacminin sürekli büyümesine ve İsrail’in sınırlarımızı kullanarak Suriye’yi bombalamasına izin verilmesine dikkat çektik.

İsrail konusu, AKP sözcüsü Hüseyin Çelik’in de Milliyet’e verdiği bir röportajda belirttiği gibi “milletin gazını alma” konusuydu gerçekte. Aynı durum şimdi de devam ediyor. İsrail’le anlaşıldı ama seçim öncesi tabana anlatmak zor olur diye imza geciktiriliyor.

Nitekim Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç Ağrı dönüşü uçakta Hürriyet’e yaptığı açıklamada şunları anlattı: “Son mutabakat bir ay kadar önce İsrail’den geldi. Ancak bu süreçte, görüyorsunuz, onlar meşgul, biz meşgulüz. Seçimlerden sonra ilk işimiz, tazminat konusunu hukuki bir belge olarak bağlamaktır. Daha sonra da bu belge onay için TBMM’ye gider.”

Türkmenleri MİT TIR’ı yakalanınca hatırladı

Erdoğan iktidarının 12 yılının Türkmenler açısından özeti şudur: Irak ve Suriye’de PKK büyüdü, Türkmenler eridi.

Telafer’deki, Tuzhurmatu’daki, Kerkük’teki kıyımlarda Türkmenleri unutan AKP, Suriye’ye silah taşıdığı iddia edilen MİT TIR’ı durdurulunca hatırladı.

AKP sözcüleri TIR’da Türkmenlere yardım malzemesi olduğunu iddia etti. Oysa Suriye Türkmenleri “Bize hiç yardım gelmiyor ki” diyorlardı...

Kardeş Esad, katil Esed

Erdoğan birkaç yıl önce Suriye’yle sınırları kaldırıyor, ortak kabine toplantıları yapıyor, “kardeşim Esad” diyor ve Esad ailesine Türkiye’de tatil yaptırıyordu. Gerçi o günlerde de bunun gerçeği yansıtmadığını, BOP Eşbaşkanlığı görevi gereği Erdoğan’ın Suriye’yi İran’dan koparmaya çalıştığını önemle belirtmiş ve yazmıştık.

Ardından “kardeşim Esad”, hızla “düşman Esed” oldu. Erdoğan Esad’ın halkını katlettiğini hep söyledi, Suriye’ye demokrasi tavsiye etti. Oysa gerçek değildi. Erdoğan Esad’a BOP görevi gereği rejim değişikliği baskısı yapıyordu. Esad’dan Müslüman Kardeşler’i hükümetine monte etmesini istiyordu.

Artık bu gerçeği Erdoğan da söylüyor. Hafta başında NTV’de şöyle dedi: “Bu olaylar başlamadan önce biz bazı şeyleri kendilerine (Esad) uyardık. Bu olaylar Suriye’ye de sıçrayabilir. Gelin Baas rejimini bir değişime uğratalım.”

Yani Erdoğan’ın derdi demokrasi değil, aslında Baas rejimini yıkmak ve Müslüman Kardeşler’i Suriye’de hâkim hale getirmekti.

Nitekim Müslüman Kardeşler iktidarı yıkıldığı için Mısır’la ilişkileri bile dondurdu.

Gerekirse türbe bombalarlar

Biz bu yazıyı tamamladığımızda AKP hükümetinin Suriye’ye saldırabilmek için yanıp tutuştuğunu ortaya koyan ses kayıtları yayınlandı.

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun, Dışişleri Müsteşarı Feridun Sinirlioğlu’nun, MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın Genelkurmay 2. Başkanı Org. Yaşar Ünlü ile yaptığı konuşmaya bakılırsa, Erdoğan üç yıldır TSK’yi Suriye’ye sokmaya zorluyordu!

Öyle ki Erdoğan’ın özel temsilcisi Hakan Fidan, savaşa gerekçe yaratabilmek için “Gerekirse Süleyman Şah Türbesi’ni biz bombalarız” diyordu, “Gerekirse içeriye 4 adam sokar, Türkiye’ye 8 füze sallarız” diyordu...

Dün “TSK Fatih Camisi’ni bombalayacak” diye yalan haberleri manşet attıranlar, meğer böyle kışkırtmaları kendileri düşünüyor ve kolluyormuş!

MEHMET ALİ GÜLLER | Tüm Yazıları
Hits: 1499