Ne güzel uyuttuk sizi...

~ 07.03.2014, Kemal OKUYAN ~

Önceki gün AKP milletvekili Metin Külünk, yolsuzluklarla ilgili ses kayıtlarının bir bir ortaya çıkmasına tepki göstererek “günah işleme özgürlüğümüz elimizden alınıyor” dedi. Bunu televizyonda canlı yayında söylebildiğine göre, özgürlüğü pek kısıtlanmışa benzemiyor. Karşısında gazeteci olsaydı, o programa çıktığına çıkacağına pişman olur, sonra da evine kapanır, günahlarını hesaplamaya çalışırdı. Ayakkabı kutusuna mı sığdırırdı, kasaya mı koyardı, artık kendi özgürlük alanı!

Asıl soru, bu hale nasıl geldik?

Ses çıkarmayarak, kabullenerek, yanından geçerek! “Ben laikliği savunuyorum” demeyi, solculuk adına suç ilan edenleri kovalamayarak...

Hep söylerim, soldan onay alınmadıkça bu ülkeye AKP kazığı asla atılamazdı. “Cumhuriyetin kazanımlarına sahip çıktın, faşistsin”; “laiklik dedin darbecisin”, “gericilikten söz ettin MGK’cısın” sataşmalarına karşı yeterince karşı koymadığımız ortada. Bazen doğruda durmak, doğru siyaset üretmek yetmez. O çizgide etkili olacak, üstüne üstüne gideceksin. Arıza çıkarmak için değil, toplumu cesaretlendirmek için.

Solun boynunu büktüğü bir ülkede Metin Külünk’ün arsızlıkta şahikaya ulaşması kaçınılmazdı.

Hatırlayalım... Dinselleşmeyle ilgili kaygıların “suni gündem” olduğu ileri sürülüyordu bu ülkede. Yine sol adına. Oysa Kürt sorunu, demokratikleşme gibi başka sorunlar vardı. Hatta “sınıf” sözcüğünün arkasına saklanan bazı solcular, “İslamcı-laik” kamplaşmasının sermaye sınıfının emeğe karşı saldırılarını gizlemek için yaratıldığını ileri sürebiliyordu.

Bizim yanıtımız, emeğe ve özgürlüklere karşı saldırıların gericileşmeyle paralel olduğuydu. Gericileşmeye karşı çıkmayan, emeğin haklarına sahip çıkamazdı.
Metin Külünk, bizim söylediğimizi bir kez daha doğrulamış oldu. Günah dedi, Allah ile kul arasına girilmez dedi, yolsuzlukları deşifre etmenin şirk olduğunu ima etti.

Bütün bunların sineye çekilmesi, zincirleme reaksiyon, bulaşıcı bir zaafiyet. Yıllar önce bu ülkede bir sol partinin genel başkanı “cemaatler sivil toplum örgütüdür” demişti örneğin. Tepki gösterenlerin bir bölümü, “aman laiklerle aynı safa düşmeyelim” derdinde olunca, atı alan üsküdarı geçti. Laiklerden ayrı duralım, Kürt siyasetine anlayış gösterelim, halkımızın değerlerine saygı duyalım. E bari Metin Külünk’e de anlayış gösterelim. Adamın inançlarıyla dalga geçmek olmaz. Saygı!

Türkiye’de inançlı insanlara baskı yapıldığı inanılmaz büyük bir yalandır ve bu yalana bir bölüm solcu ya da solun dünyasına sızanlar ortak olmuştur. Ancak AKP döneminde toplumsal yaşamın ve siyasetin alabildiğine dinselleştirildiği, açık bir gerçektir.

Bu tablo kanıksanmıştır. Bu tablonun kanıksanmasında dahli olan çok geniş bir kesim vardır. BDP, liberal sol, liberal soldan koparsa kurtların kapacağını sanan sol, CHP... Alışılması, normal karşılanması, bir şey yokmuş gibi davranılması için ellerinden geleni yaptılar. Göz yumdular, dillerini değiştirdiler, hatta gericilerle yarışa girdiler. Bu işin nereye gittiğini görüp uyaranları “din düşmanı” diye yaftalayanlara hak verdiler.

Sol ülkenin aklı ve vicdanıdır. Kafayı dik tutmak, akıldışılığa meydan okumak durumundadır. Şimdi bu yobazların marifetleri bir bir ortaya çıkıyor, herkes rahatladı, ufak ufak laiklik de kıymete biniyor! İyi ama refleksler hâlâ zayıf, üstelik AKP’nin boşalttığı alanı doldurmak için bir siyaset dili olarak dinselliği kullananların sayısı artıyor.

Adam ne dedi, geçenlerde? “Solcular, ateistler teröristtir” dedi. Solculuk nihayetinde siyasi bir konumlanıştır, “yalan” dersiniz, “iftira” dersiniz, “hadi oradan” dersiniz. Olmadı, “terörist sensin” yanıtını yapıştırırsınız. Yine de “solcular teröristtir” sözü siyaset sınırları içindedir. Ancak ateistlik bir siyasi tercih değil, dinsel bir inanca sahip olmama halidir ve bir başbakanın ağzından çıktığı anda ortalığın yıkılması gerekir. “Yahudiler yalancıdır, Katolikler hırsızdır, Müslümanlar zalimdir” demekten hiçbir farkı yok Erdoğan’ın ettiği lafın.

Edemez.

Her konuda diktatöre laf yetiştirenlerin kaçı üzerine gitti bu densizliğin? Yanıt verenler yine çoğunlukla ODTÜ’lü öğrencilerdi, çünkü onlar için söylenmişti bu saçma laf ve onlar boyun eğmemeye alışmıştı.

Diğerlerinden neden ses çıkmaz?

Çünkü ateistlerin hakkını savunursanız, bu ülkede siyaset yapamaz, oy alamazsınız! İyisi mi, duymazdan gelin, ıslık çalın, yandan yandan yürüyün.

Sonra da, “ne diyor bu Metin Külünk”!

Şunu diyor: “Ne güzel uyutmuştuk sizi, şimdi ne oldu?”

solhaber

Kemal OKUYAN | Tüm Yazıları
Hits: 1060