Bilgi de neymiş canım!

~ 07.02.2014, Kemal OKUYAN ~

Bilgi, insan ya da grup davranışları ile etkileşime girmiyorsa ne işe yarar? Depolanan bir şey midir, yoksa ancak toplumsal yaşamın içinde mi anlam kazanır?

Bilinç, insanın gerçeklikle kurduğu ilişkide “farkındalık”la açıklanabildiği halde, pratikte “fark” yaratmıyorsa, bilinçlenmek dediğimiz sürece herhangi bir değer atfedebilir miyiz?

Biliyorum, oldukça saçma bir başlangıç bu bir gazete yazısı için. Sıkıcı, soğuk. Ama emin olun bundan sonrası çok heyecanlı.

Karar veremedim, Türkiye’de bilgiye ya çok değer veriliyor ya da hiç ciddiye alınmıyor. Sonuçta aynı kapıya çıkıyor. Bilgi o kadar değerli ki, hayatın karmaşasına bulaştırılmıyor; bilgi o kadar önemsiz ki, hayatla bağ kuramıyor.

Sonuçta “bilgi” orada bir yerlerde, zirvede yahut yerin dibinde!

Devrimcilik kuşkusuz yalnızca “bilgi” işi değil. Düşünce ve eylem diyalektiğinden söz etmiyorum. Düşünce boyutunda da devrimcilik yalnızca bilgiyle hareket etmez.

Bununla birlikte, devrimci, “bilgi”yi ciddiye almak durumundadır.

Siyasette bilgi hem hareket kabiliyetidir hem omurga!

Bizdeyse, sayısız kez tanık olduğumuz gibi, sonsuz hareket kabiliyetine sahip herkes. Omurga ise…

Ne gerek var canım!

Türkiye’de devrimci siyaset kulvarında olduğunu düşünen herkes devletin egemen sınıfa çalışan bir aygıt olduğunu bilir örneğin. Bilir, bunun hatırlatılmasından bile hicap duyar! Güzel, hatta ne güzel!

Ancak iş 2014 Türkiye’sine geldiğinde bugünün egemen sınıfı olan kapitalistlerden pek az kişi söz eder. Söz edene de “geç geç, biraz da derin devletten bahset” denir. Burada bilgi nirvanada mıdır, gömülmüş ve de kirece mi bulanmıştır belli değil. Kendisini otorite ilan edenler kaptırmışlar AKP ile cemaat arasındaki kavgaya. Kavga gerçek. Ama bu ülkede başka bir gerçek yok mu? Yok!

Çünkü bilgi Türkiye’de sadece ve sadece bir silah ya da daha insaflı olalım araçtır.

Emperyalizmi de cümle alem bilir. Hatta “emperyalizm gericiliktir” lafını ezberlemiştir birçok kişi. Ne mutlu bize. Öte yandan herkes zaten emperyalizmi kahretmek için elinden geleni yaptığından o kadar emindir ki, bu başlıkta parantez açma hakkını görür kendinde. Örneğin Kürt sorunu söz konusu olduğunda, emperyalizmle ilgili her türlü bilgi rafa kaldırılmaktadır. Demek ki emperyalizm reel politika icra edilirken devre dışı bırakılabiliyor. “Merak etme canım, biz de biliyoruz emperyalizmi…”

Oysa bayağı merak ediyoruz kimin neyi ne kadar ve nasıl bildiğini… Bilmiyormuş gibi yapmak, bilmemektir. Yalnız Kürt ulusal hareketi değil. Sabah akşam emperyalist komplolardan bahsedip sonra ABD’ye “bizi gör, bu dincileri boş ver” demek de aynı kapıya çıkar. “Sen bilmezsin bu işleri, ABD hele şu alçağın ipini bir çeksin, sonra bakarız… ”

Çok bilmişlik de diyebiliriz buna, kör cehalet de…

İnsanlığın 150 yıllık tarihinden hiçbir şey anlamamışlar. Ya da tekrar olacak, çok şey anlamışlar!

Nefret ediyorum bu sözcükten ancak bütün riskleri göze alarak alaturka siyaset demek durumundayım. Çünkü başka ülkelerin solcularında yanlış, sapma, ihanet çok gördüm ama tek bir omurgası olmadan bu kadar özgüvenle hareket edildiğine başka bir yerde rastlamadım.

solhaber

Kemal OKUYAN | Tüm Yazıları
Hits: 1271