Kamu Yönetimi Çöküyor!

~ 11.04.2011, Yakup KEPENEK ~
AKP iktidarı, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın benzetmesiyle, kalfalık ve çıraklık dönemlerini geride bırakarak ustalık aşamasına ulaşmış.
Ancak ortada bir gerçek var. AKP ustalaştıkça kamu yönetimi çöküyor!
***
Devletin çöktüğünün ürkütücü örneklerinden bugüne dek sonuncusu geçen pazar günü yapılan YGS sınav depremiyle yaşandı.
Uygulaması tam bir bilimsel ve toplumsal yıkıma dönüşen sınav, yalnızca 1 milyon 648 bin 229 gencin, bugününü karartıyor; geleceğine gölge düşürüyor; bununla da kalmıyor, onların ailelerini ve yakın çevrelerini de kuşkulara boğuyor; böylelikle, toplumun, devlete ya da kamu yönetimine güvenini de yerle bir ediyor.
Ekonomik ve siyasal bunalımlar veya krizler, şöyle ya da böyle, atlatılır. Toplumun geleceği yönünden asıl çok tehlikeli olan bunalım devlete güveninin çökmesidir. AKP, diğer kamu kurumları gibi ÖSYM’yi de ele geçirmeye çalışırken toplumun kamu yönetimine güvenini de yerle bir etmiştir.
Daha önce çok sayıda ÖSYM sınavı üzerine gölge düşmüş, o kadar ki, geçen yıl kamu personeli sınavı tümüyle iptal edilmiş, on binlerce kişinin hakkı yenmiştir. ÖSYM yönetimini AKP tümüyle ele geçirdikten sonra yanlışlar artarak sürmektedir.
Aristo’dan bu yana sınavlarda bir ana kural vardır. Sınava girenlere eşit işlem ilkesinden hareketle, aynı soru/sorular sorulur. Sınavları nesnel ya da objektif yapan birincil özellik budur. Sınava girenler, yalnız ve ancak, sorulara verdikleri yanıtlara göre farklılaşır ve sıralanır. Sorularda eşitlik, yanıtlarda farklılık esastır.
ÖSYM, geçen hafta yaptığı YGS sınavında her öğrenciye ayrı soru kitapçığı uygulamasıyla bu temel ilkeyi çiğnemiştir. Soruların aynı olduğu, yalnızca şıklarının yer değiştirilmesi yoluna gidildiği mantıklı bir savunma değildir. Ayrıca soruların yerleri de değiştiği için kolaydan zora ilkesi de çiğnenmiş olabilir. ÖSYM, soruları kişiselleştirerek, sınavın soru aşamasını öznel duruma getirmiştir. Soru aşaması öznelleşen bir sınavın, sınava girenlere eşit uzaklıkta olmasına olanak yoktur.
ÖSYM, her şeyden önce, her öğrenciye ayrı soru kitapçığı uygulamasının nedenlerini açıklamak zorundadır. Eğer neden sınav güvenliği idiyse, asıl bu uygulamayla güvenin yok olacağı, AKP’nin tamamını ele geçirdiği söylenen ÖSYM yönetiminin, nasılsa aklına gelmemiştir!
Kimi yerlerde harem-selamlık gibi çağdışı ve son derece kuşkulu uygulamaları da göz ardı etmemek gerekir.
ÖSYM’nin YGS-Yükseköğretim Geçiş Sınavı konusunda açıklama üstüne açıklama yapmasına karşın hiç de inandırıcı olamadığı, AKP sözcülerinin bu konuda konuşurken kekelediği bir ortamda, Cumhurbaşkanı’nın, hiçbir araştırma yaptırmadan, acele ile ikna oldum demesi, gerçekte, devletin içine düşürüldüğü çöküntüyü yansıtıyor.
***
Yürütmenin başı Başbakan, sınav skandalı konusunda bir haftadır susuyor. Aynı Başbakan, ülkenin yönetim biçimi olarak başkanlık sistemini istediğini, bu konuyu halkoylamasına götüreceğini, çok uzaklarda, Londra’da açıkladı.
Görev süresinin ne zaman dolacağı tartışmalı ve belirsiz olan Cumhurbaşkanı da başkanlık sistemine mesafeli durduğunu, ülkeden uzaklarda, Uzakdoğu gezisinde açıkladı.
Yürütmenin üçüncü kişisi sayılan bir başbakan yardımcısı da, çok sayıda diğer tutuklular yanında onca gazetecinin de üç yıldır yargılanmalarının sonuçlanmasını beklediğini yeni keşfetmişçesine, geçen günlerde Washington’dan seslendi: Tutuklu gazetecilerin yargılanması bir an önce sonuçlanmalı!
AKP iktidarı iyice şaşırdı.
Başbakan, başkanlık sistemini övmek için, bir krallığı değil, bu sistemin işlediği ABD, Fransa hatta belki daha uygunu Rusya gibi bir ülkeyi seçmeliydi. Cumhurbaşkanı bu sisteme uzaklığını, Başbakan’ın yer seçiminden sonra yapmalıydı; son olarak Başbakan Yardımcısı da açıklamasını Washington’da değil, Silivri’de yapabilmeliydi.
AKP’nin en üst yöneticileri çok önemli konularda açıklama yapmak için toplumdan çok uzaklarda yer seçedursun, milyonlarca yurttaş çocuklarıyla, üniversiteye geçişin kendilerini derinden yaralayan sınav sarsıntısını yaşıyor.
AKP’nin iktidarda ustalaşmasıyla kamu yönetiminin çökmesi iç içe geçmiş bulunuyor. Seçim sandığından bu gidişi durduracak bir sonucun çıkması gerekiyor!

(Cumhuriyet 11.04.2011)

Yakup KEPENEK | Tüm Yazıları
Hits: 1959