BAROLAR SUSMAKLA HİÇ BİR KAZANIM ELDE EDEMEZ

~ 05.04.2011, Av. M. Haşim MISIR ~
Değerli meslektaşlarım, sizler ki ıstırap çekenlerin ümidini, hayatını ve çocuklarını müdafaa eden ve şanslı seslerinin kudretine inanan kürsünün üstadları olarak Sokrates'in “Balık için su neyse, sanık için savunma hakkı da odur.” söylemini yaşama geçiren kutsal savunma mesleğinin mensubu avukat arkadaşlarımın 5 Nisan Avukatlar gününü, savunmanın önündeki tüm engellerin kalktığını görmek umuduyla kutluyorum.
 
Ancak, 1136 Sayılı Avukatlık Yasası’nın 95/21 maddesinde Baro Yönetim Kurulları’nın, madde 110/17’de de Türkiye Barolar Birliği Yönetim Kurulunun “Hukukun üstünlüğünü ve insan haklarını savunmak ve korumak, bu kavramlara işlerlik kazandırmak,” görevi olmasına, en temel insan hakkı olan "Özel Hayatının Gizliliği" konusunda Türkiye Büyük Millet Meclisinde harıl harıl çalışma var ve özel hayatın gizliliği göz göre göre yok edilmek üzereyken Barolar ve Türkiye Barolar Birliği'nin sesinin çıkmamasına da anlam veremiyorum.
 
Rahmetli Özdemir Özok’un Türkiye Barolar Birliği başkanı olduğu dönemde meslektaşlarımız arasında Türkiye Barolar Birliği ile hükümet arasında kavga var ve bu nedenle bir kazanım elde edemiyoruz şeklinde yaygın kanı vardı. Oysa bu kanı hiçbir zaman gerçeği yansıtmadı. Avukatlık mesleğinin genlerinde insan haklarından yana olmak ve tavır koymak vardır. Bu tavrı korsanız hiçbir iktidarla da iyi olamaz ve iyi olmakla da bir kazanım elde edemezsiniz. 
 
Türkiye Barolar Birliği’nin resmi web sitesine girin “Türkiye Barolar Birliği'nin yoğun çalışmaları sonucu 25.02.2011 tarihli ve 27857 mükerrer sayılı Resmi Gazete'de yayımlanmak suretiyle yürürlüğe giren 6111 sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması İle Sosyal Sigortalar Ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu Ve Diğer Bazı Kanun Ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun'unla bir kısım kazanımlar elde edilmiştir” sözlerini göreceksiniz.
Evet doğrudur. Nihayet stajyer avukatlarla ilgili bir adım atılmış ve sosyal güvenlik kapsamına primi Türkiye Barolar Birliğince ödenmek koşulu ile alınmışlardır. Önemli bir adımdır. Ancak bu adımın arkasında vekalet pulu paraları ile mali kaynağı güçlenen Türkiye Barolar Birliği ve Baroların güçsüzlendirilmeleri projesinin olduğu asla unutulmamalıdır. Diğer iki kazanımız ne.  Madde 194 de yapılan düzenleme ile 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanuna eklenen bir fıkra ile iki yıl süre ile ertelenen meskenlerdeki avukatlık ve hukuk büroları faaliyetlerine devamı ile madde 201 de 3572 sayılı İşyeri Açma ve Çalışma Ruhsatlarına Dair Kanun Hükmünde Kararnamede yapılan değişiklikle ruhsat harcından muaf tutulmamızdır.
Hiçbir karın doyurmayan bu değişiklikler başarı olarak sunulmuşken Türkiye Noterler Birliği sessiz sedasız veraset belgesi düzenlemek, boşanma davalarında ihtar çekmek gibi aslında avukatların yapması gereken, ekmek üreten kazanımlar elde ettiler.
Bu sınavdan ders çıkartmak ve yersiz eleştirilerle kurumumuzu yıpratmanın bir faydasının olmadığını görmek zorundayız. İktidarla iyi olalım, bu yolla meslek sorunlarını çözerim inancı ile tavır koymamanın mesleğe, meslektaşlara hiçbir kazanım getirmediğini bilmek zorundayız. Hukukun üstünlüğünü ve insan haklarını savunmak ve korumak, bu kavramlara işlerlik kazandırmakla görevli isek, insan hakları ile doğrudan ilintili hususlarda çıkacak yasanın yanındaysan yanında, karşısındaysan karşısında görüş açıklamanın Barolarımızın ve Türkiye Barolar Birliği’nin asli görevi olduğu asla unutulmamalıdır.
 

Meslek ve ülke sorurlarını tartışmadığımız 5 Nisan’lara ulaşmak umuduyla.                                                                       

 

Avukat M. Haşim Mısır
Av. M. Haşim MISIR | Tüm Yazıları
Hits: 2783