AKP'li olmayan AKP'ciler ne alemde?

~ 28.11.2013, Kemal OKUYAN ~

AKP’yi, AKP Türkiyesi’ni onaylamanın türlü yolu var. Hiç sapmayan AKP fanatiklerini bir kenara koyalım. Onlar zaten AKP’li. Biz diğerlerine, AKP’li olmayan AKP destekçilerine, hatta AKP karşıtıymış gibi yapan AKP övgücülerine odaklanalım. Bir bakalım, şu sıralar ne yapıyorlar?

“Biz seni bunun için mi sevdik”çiler, AKP’li olmayan AKP’cilerin en namusluları. “Sevdik ulan işte” dürüstlüğünü ve cesaretini sergilediler, pişman da değiller o zamanki tavırları için. Anlayamıyorlar sadece kimi şeyleri, Erdoğan’ın davranışlarının kökenini! Liberallerin sola en uzak kısmı, bu kategoriye giriyor. Şimdilerde Cemaatçilerle buluşmaktan hem gurur hem de kaygı duyar vaziyetteler. Erdoğan’la sağlayacakları bir göz teması bile onları rahatlatacak, “kabus bitti, normale dönüyoruz” diyecekler. Gönül bu, ferman dinlemiyor.

Sonra “aldatıldık”çılar çıkıyor karşımıza. “Demokrasi için, özgürlükler için destekledik, meğer adamın niyeti başkaymış” diyen grup bu. Soylu bir amaç uğruna yedikleri için bu kazığı, kafaları dik dolaşıyorlar. “Asker vesayeti”ne karşı giriştikleri tarihi savaştaki rolleri nedeniyle inanıyorlar ki, bu millet onları unutmayacak! Çoğunluğu AKP’nin “yürü ya kulum” dediği medya(tik) çemberin dışına itilen, umutsuz tipler bunlar. “Biz hep aynıydık, değişen Erdoğan” sözünü pek seviyorlar.

AKP’li olmayan AKP’cilerin kuşkusuz en garip bölümü, kendilerini “sol”da tarif edenler. Bunlarda aldatılmışlık ya da şaşkınlık belirtisi hissedilmiyor. Her şey planlandığı gibi gidiyor onlara göre… Siyaseti stratejik hedeflerle taktik manevralar arasındaki farkın özümsenmesinden ibaret gördüklerinden, kendilerini başarılı bile buluyorlar. Taktik bir hamleyle AKP’yi destekleyip ordunun defterini dürdüler; böylece faşizm büyük darbe aldı! Dolayısıyla şimdi yeni bir taktik geliştirebilir, bu kez AKP’ye faşist diyebilir ya da “düşman uyur gibi yapıyor, sonuna kadar savaş” şiarıyla AKP’ye yeniden kol kanat gerebilirler. Nasılsa onlar AKP’yi desteklemiyor, taktik adım atıyorlar. Ne öğrenmişlerdi kitaplardan? Feodal beyleri tepelemek için burjuvaziyle ittifak yap, işlem tamamlanınca yoksul köylülükle bir ol, burjuvaları alaşağı et! Kitaptan sadece bunu hatırlayanlar, AKP Türkiye'sinde demokratik devrimin yaşandığını bile yazdılar. Dolayısıyla, bu kesimin içi rahat. Bütün bunları biliyorlardı ve bile bile lades dediler.

Yüzsüzler sürüsü!

Azıcık yüz sahibi olanlar ise işi “bilimselliğe” havale etmekte. Geçmişte en kritik anlarda kafa karıştıran, toplumun AKP’ye karşı reflekslerini köreltmek isteyen onlar değilmiş gibi, sürece dışarıdan, objektiflik iddiasıyla yaklaşıyor ve “efendim, asker vesayetinin yerine başka bir vesayet getirildi”, “bunların derdi özgürlükler ve demokrasi değildi” filan gibi bugün artık manası kalmamış birtakım genel geçer laflar ettikten sonra araya “ama bütün bu yaşananların şöyle olumlu bir çıktısı oldu, böyle bir ilerleme sağlandı, asker kışlasına çekildi” diyerekten, ne kadar adil olduklarını gösteriyorlar. Hem de birilerinin “siz de mi Ergenekoncu oldunuz” sataşmalarına karşı önlem almış oluyorlar.

Olumlu çıktılar, ilerlemeler kafanıza düşsün!

Görüldüğü gibi AKP’li olmayan AKP’cilerin sola meyleden cenahında ne bir pişmanlık, ne utanma belirtisi var. Sağdakiler, örneğin, Nazlı Ilıcak kadar olamıyorlar.

Peki önümüzdeki günlerde AKP’li olmayan AKP’ciler ne yapabilir?

Bunların etkisinde kalanlar değil de, siyaset kurdu “aydın”lardan söz ediyorsak, seçenekler şunlar:

- AKP ile PKK arasındaki ilişkilerin seyrine bakarak karar verir, dolayısıyla sık sık pozisyon değiştirmeye devam ederler.
- AKP’yi, “sizin yüzünüzden kazanımlar elden gidecek, kendinize gelin” diye uyarmayı temel görev sayarlar.
- Ortayolculuğu sürdürerek “AKP kötü ama herkes kötü” diyerek oyalanırlar.
- AKP’den daha fazla, “siz ne biçim solcusunuz” diye CHP’ye yüklenerek, hem AKP destekçiliğini gizler hem de devrimci bir dil tuttururlar.
- “Battı balık yan gider” diyerek, daha açık bir AKP’ci konumlanış sergilemeye başlarlar.
- AKP’li olmayan AKP’cilere, “yetmez ama evet”çilere arada çakarak, kafalarını kuma gömer, kıçlarını açıkta bırakırlar.

Kemal OKUYAN | Tüm Yazıları
Hits: 1200