'Çarşafla derse girmenin özgürlükle ne ilgisi var'

~ 13.11.2013, Yeni Yaklaşımlar ~

Yandaş medyanın ‘öğrencileri tehdit ediyor’ diyerek hedef gösterdiği YTÜ Öğretim Görevlisi Davut Hotaman ‘Kara çarşafla dersime girmek isteyen öğrencimi önce uyardım kabul etmediği için de kendim dersi bıraktım’ diye yaşadıklarını özetledi.

Yıldız Teknik Üniversitesi’nde geçtiğimiz haftalarda dersine giren kara çarşaflı öğrenciye kılık kıyafet yönetmeliğini hatırlattığı gerekçesiyle gerici medyanın hedefi haline gelen Öğretim Görevlisi Davut Hotaman yaşadıklarını ve olayın iç yüzünü BirGün’e anlattı. Özellikle yandaş medyada kara çarşafla derse giren öğrenciyi notla tehdit ettiği yönünde haberler çıkan Hotaman, böyle bir tehdidin söz konusu olmadığını belirterek bahsi geçen dersi bu olayın yaşandığı gün bıraktığını söyledi. Hotaman ile Türkiye’de bilimsel eğitimin geçirdiği evreleri ve bugün gelinen noktada eğitimin durumunu konuştuk.

»Türkiye’de bilimsel eğitimin serüveni nedir? Şu anki durumu nedir?
Cumhuriyet’in kuruluşundan bir yıl sonra Amerikalı sosyolog John Dewey Atatürk tarafından Türkiye’ye davet ediliyor. Türkiye’deki bilimsel eğitimin serüveni özellikle Cumhuriyet bağlamında burada başlıyor. Yeni kurulan ulus-devlete bir eğitim felsefesi aranıyor. Bunun da adı aslında pragmatik felsefe. Her eğitim sisteminin temelinde bir felsefe olmak zorunda Türkiye’deki eğitim sistemi de pragmatizmden temel almıştır.

»Peki bu kurulan eğitim sisteminde laikliğin yeri neydi?
Kurucu unsurlar dinin eğitim alanına müdahale etmesini çok istemiyordu. Bence doğru da yapıyorlardı. John Dewewy’in modeli de buna çok uygundu. Laiklik bu manada eğitimin dinselleşmesine ya da dinin eğitim alanına müdahalesine karşı atılmış bir adımdı.

»Bahsetmiş olduğunuz eğitim modellerinin o dönemde başka ülkelerde örnekleri var mı?
Bahsetmiş olduğumuz eğitim sistemi aynı zamanda mesleki eğitime de oldukça önem veriyor. Bizde Köy Enstitüleri biçiminde ortaya çıkan kurumlar Rusya’da Politeknik olarak açığa çıkmıştır. Bu eğitim sistemi sayesinde Rusya uzun yıllar boyu ABD karşısında güç olabilmiştir. Japonya da aynı biçimde bu eğitim modelini taslak olarak kabul etmiştir.

»Bugünün Türkiyesi’ndeki bilimsel eğitimi nasıl buluyorsunuz?
24 yıllık çalışma hayatımın 17’si üniversitede geçti. Üniversiteye geldiğim sene rahmetli eşimle birlikte oldukça hayal kırıklığına uğradık ve iki sene sonra istifa ettik. Kısırdöngüler, kadro çekişmeleri ve intihaller bizi rahatsız etmişti. Sonra vazgeçtik. Bugüne geldiğimizde çocuklar çokiyi matematik, kimya problemleri çözüyorlar fakat düşünsel bir alt yapıları bulunmuyor. Entelektüel birikim de bulunmuyor. Jean Jack Rousseau’yu da Mevlânâ’yı da bilmiyorlar.

»Öğretmenlik-hocalık yapmış birisi olarak öğretmenliğin temel kıstasları neler olabilir?
Öncelikle dünyaya bakışlarında bir felsefi düşünsel temeli olmalı. Demokrasi kültürünü özümsemiş ilerlemeci bir eğitim anlayışına sahip olmalılar diye düşünüyorum.

»Dersinizde yaşamış olduğunuz bir olaydan dolayı özellikle gerici medyanın hedefi haline geldiniz. Bu olayı anlatır mısınız?
Olayın yaşandığı gün dersimin sonunda iki tane kızımızı dersten çıkarken gördüm. Bu öğrencilerimden bir tanesi kara çarşafla gelmişti. Ferace denilen bir kıyafeti vardı ve kim olduğunu anlamama imkân yoktu. Daha önce de benden ders aldığını söyledi. Peki bu kıyafetlerin mi vardı dedim. O da bana türbanlı olduğunu söyledi. Ona türbanlıyken herhangi bir sorun yaşadın mı? diye sordum o da yaşamadığını söyledi. Dersimden de geçtiğini belirtti. Sonra bana kara çarşafın dini inancı olduğunu ve bunun kimse tarafından sorgulanamayacağını söyledi. Ben de bir üniversitede olduğunu ve buranın bir kuralı olduğunu hatırlattım.

»Bu tarz durumlarda sıkça ‘inanç özgürlüğü var ve inancımı kimse sorgulayamaz’ savunmalarına başvuruluyor.
Öğrenci arkadaşımız da konuyla ilgili yaptığı savunmada ‘Allah’ın emirleri dışında hiç bir emir ve yasak gözetmem’ perspektifinden bakıyor. Bunun özgürlükle ilgili bir tarafı olabilir mi?


»Bu ‘savunmanın’ laik bir eğitim sisteminde karşılığı var mı?
Bireyin dini cinsiyeti, rengi, mezhebi ve dini inancı ne olursa olsun bilimi anlamak adına eğitim almak ve bunu bilimsel metotlarla gerçekleştirmek yükümlülüğü vardır. Laik eğitimin temel yönelimi budur. Şimdi böyle bir durumda siz bilimsel yöntem yerine dini kuralları buraya monte etmeye çalışırsanız ve bunu bilimsel araştırma yöntemlerinin önüne koyarsanız benim verdiğim eğitimin ne anlamı olabilir.

»Çarşaflı bir öğretmenin öğrencilerle ilişkisi nasıl olur?
Öğretmen çocuğun dünyaya açılan penceresidir. Öğretmen çocuklar için rol modeldir. Siz şimdi bu kadar açık biçimde bir tavır takınırsanız çocuklarla kuracağınız ilişki de belli olur.

»Bu bahsi geçen öğrencinizle ilgili süreç nasıl gelişti?
Bu öğrencimizin yukarıda dile getirdiğim savunmasından sonra ben kendisine siz bu kafa yapısındaysanız size bilimsel açıdan benim verebileceğim bir şey kalmamıştır. Buyrun benim burada yapacak bir şeyim yok ben dersi vermiyorum dedim.

»Medyada öğrencinin derse girmesine izin vermediğiniz yönünde haberler yapıldı.
İşin yalan kısmı burada zaten. Ben öğrencimizin kendisine benim bilime ve bilimsel eğitime bakışıma ters olduğunu söyleyerek dersi terkettim. Bunu da yönetimle konuştum. Dilekçe vererek dersi bıraktığımı ve bundan sonra o derse girmeyeceğimi yönetime ilettim.

»Notla tehdit ettiğiniz de yalan o zaman.
Ben aynı gün dersi bırakmışım. Herhalde notla tehdit etme gibi bir durumum söz konusu olamaz. Dersin adı da Öğretim İlke ve Yöntemleri.
 

Birgün

Hits: 978