Özürlü Seçimler.

~ 25.03.2011, Mustafa SÖNMEZ ~

Türkiyenin alaturka demokrasisinde, seçmenin ortalama yüzde 30a yakınının iradesi Meclise yansımıyor. Bu özürlü demokraside sandığa gitmeyen seçmen sayısı 1983-2007 arası 7 genel seçimde ortalama yüzde 15e yaklaşırken, partisi yüzde 10 barajına takılan seçmenler de her seçimde ortalama yüzde 17yi geçti ve böylece seçmenlerin ortalama yüzde 30unun iradesi TBMMye yansımadı. Yüzde 30un Meclis dışı kalması, AKPnin tek parti olarak iktidara geldiği 2002 seçimlerinde yüzde 55i geçmişti.

Sandığa gidip gitmemek seçmenin kendi tercihi, ama kullandığı oyun temsil dışı bırakılması seçmene ağır bir hakaret ve haksızlık. Bu haksızlığı icat şerefi de TÜSİADa ait. Kendine demokrat TÜSİADın , bugün eleştiriyor göründüğü siyasi temsilde adaletsizlikve onun aracı olan yüzde 10 barajı, kendi eserleri ve utançlarıdır. Birçok anti-demokratik öğe gibi, barajlı seçim sistemini de 12 Eylülcülere TÜSİAD sipariş etmişti. Özellikle 12 Eylül öncesinin koalisyon hükümetlerinden şikâyetçi olan büyük sermaye, istikrar için 12 Eylülden, yeni koalisyonlara imkân tanımayacak barajlı sistemi talep etmiş ve 1982 Anayasasına, seçim yasalarına geçirmişti. Aynı baraj yoluyla engellemelerin çalışma yaşamına da sokulduğunu ve sendikasız bir yaşamı inşa etmede kullanıldığını da geçerken hatırlatalım

***

AKP, barajlı seçim sayesinde, 2002de geçerli oyların üçte birini almasına karşılık Mecliste üçte ikilik temsil gücü elde etti. Bu yüzde 32lik aşkın temsil çarpıklığı, 2007’de yüzde 15e inse de adaletsizlik sürdü. 2007 seçimlerinde de 4.5 milyon seçmen adaletsiz temsil olgusuyla karşı karşıya kaldı, seçmenin yüzde 16sına yakını da sandığa gitmediği için yüzde 26nın iradesi Meclise yansımadı. Özellikle Kürt siyaseti, barajlarla temsilden uzaklaştırılınca bağımsız adayformülüyle engeli aşma yoluna gitti. Bugün de aynı şeye zorlanıyor.

2003 yılında, kapatılan DEHAPın üyeleri Resul Sadak ve Mehmet Yumak AİHMye, yüzde 10u dava ettiler. AİHM, şaşırtıcı bir biçimde, söz konusu barajın uygulanması ile insan hakları ihlalinde bulunulmadığı’’ görüşünü sergiledi.

2011 seçimleri de yüzde 10 barajıyla yapı-lacak ve mevcut dengeler dikkate alındığında yine 5 milyon dolayında oy temsil edilmeyecek. Bu oranı düşürebilecek bir eğilim, 2007de baraj altı kalan Saadet Partisi ile Demokrat Partinin seçim ittifakı olabilir. Böyle bir ittifakın yüzde 10 barajını aşmaya yetip yetmeyeceği bilinmez, ama denenecek gibi görünüyor.

Bu seçimlere, hiç olmazsa yüzde 5e indirilmiş bir barajla gidilebilirdi. Ama AKP iktidarı buna yanaşmadı. Dolayısıyla bu seçimlerde de tahminlere göre, her 100 geçerli oydan 15i baraj altına itilerek temsil edilmeyecek. Seçimlerin haziran başında yapılacak olması, 2 milyon dolayındaki öğrenci gençliğin ve erken yazlıkçıların sandıklara erişimini zorlaştırdı. Bu da katılmayanların oranını yüzde 20lere çıkarabilir ve yine seçmen iradesinin üçte biri sandığa yansımayabilir. Ama ne gam!.. Yine arsızca, bunun adına demokrasi, yapılana demokratik seçim diyecekler

(Cumhuriyet 25.03.2011)

Mustafa SÖNMEZ | Tüm Yazıları
Hits: 3360