Bu bahşiş, bu harçlık hepimize...

~ 17.10.2013, İlhan CİHANER ~

Geçtiğimiz birkaç günden kalan üç resim. ?Resim 1:

Reis-i Cumhur Hazretleri “hac farizasını” yerine getirmek üzere Suudi Arabistan’a hareket etmek üzere havaalanındadır. Çok kalabalık bir maiyeti ve yolcu edeni olduğunu kestirebiliriz. Vali, Belediye Başkanı, Emniyet Müdürü, sair zevat, korumalar, zırhlı araçlar, jammerlar, vs. yolcu etmeye gelmişler. Reis-i Cumhur mütebessim “maiyetini” selamlamaktadır. Genellikle uçak merdiveninden verdiği selamı nedense bu kez vermemiş. Ama farizasını yerine getirmeye devlete ait uçakla gittiğini tahmin edebiliriz.

Resim 2:

Bu kez Çorlu’dayız. Bakanlardan sağlıkla ilgili olanı, maiyeti ile birlikte bir toplantıdan çıkmaktadır. Bu resimde bakan ya da maiyetinden kimsenin yüzünü göremiyoruz. Gördüğümüz pek de boyaya ihtiyacı olmadığı anlaşılan pırıl pırıl ayakkabılarla sonlanan erkek bacakları. Aralarında diz çökmüş bir çocuk. Elinde bir fırça, daha ayrıcalıklı olduğu anlaşılan bir çift ayakkabıyı parlatmaya çalışıyor. Bakan tam da yaptığı ticaret odası ziyareti ile uyumlu bir nasihat verir on yaşlarındaki çocuğa; “Hadi bakalım, git kendine sandık al!”. AKP eski ilçe başkanı da 10 lira bahşiş verir boyacı çocuğa.

Resim 3:

Başbakan ve yine oldukça kalabalık maiyeti bayram namazını eda ettiği camiden çıkmaktadır. Hepsi mutlu mesut gülümsemektedir. Birçok meslektaşı gibi güvencesiz, angarya koşullarında çalıştığını, ilk “zülfü yare dokunan” haberini yaptığında kapının önüne konulacağını kendisinin de bildiğine emin olduğumuz bir muhabir, Başbakan’dan “bayram harçlığı” ister. Buraya kadar zevzeklik de denilebilir, magazin de. Hatta gazetecilik mesleğinin yüz karası da diyebiliriz... Ama o ne? Başbakan, “çok para yoksa ne yapacağız?” der. Vee 200 lira çıkarıp verir. Sonra da tüm gazetecilere dönerek ekler; “hepiniz adına”...

Gülüşmeler, gülüşmeler...

Her üç resimde “esas oğlanlar” ve yardımcı oyuncu olan maiyetlerinin sahneyi mutlu terk ettiklerine emin olabiliriz.

Reis-i Cumhur mutludur, gülümsüyordur. Çünkü hac farizasını yaparken araya resmi ziyaret sıkıştırmıştır. (yoksa tersi mi?!) Resmi Gazete’ye göre “13-17 Ekim 2013 tarihlerinde Suudi Arabistan Krallığı’na ziyarette bulunacaktır” ve üst düzey Suudi yöneticilerle bir araya gelip görüş alışverişinde bulunacaklardır. Hem devlet kesesinden hac mı olur! (Bu arada, Kral’ı otelde kabul etmesini ve Kral’a hediyeler vermesini heyecanla bekliyoruz!)

Tabii ki “dindar cumhurbaşkanı” sıfatını “seçilmiş Hacı Cumhurbaşkanı” ile değiştirmenin propagandasını yapmayacaklardır!

Bu arada, ayakkabı boyacısı çocuğa müthiş bir öneride bulunarak “sandık al” diyen bakan, maiyetinin “Ne büyük bir iş yaptınız. Çocuk bu öğüt üzerine geleceğin boyacılar kralı olacak” kehanetleri arasında gülümsüyordur.

Başbakan da mutludur ve gülümsüyordur. Espriler yapmıştır. “Ne kadar espiriksiniz” övgüleri ve neşeli kahkahalarla maiyetiyle ayrılmıştır olay yerinden.

Muhtemelen Reis-i Cumhur’un hac haberini okuyan yoksul dindarlar, boyacı çocuk, bahşiş alan gazeteci de mutludur.

Başbakan’ın “çok para yoksa” kaygısını anlayamadım. Üstelik “bahşiş” için. Çünkü Albayrak grubu başta, medya gruplarına verilen milyon dolarlık vergi aflarında kendi cebinden vermemişti bahşişleri!

Ben en çok Başbakan’ın “hepiniz adına” kısmına takıldım.

Bir bayram günü olmak istediği yer yerine, Başbakan’ı takip etmek zorunda olmasını sorgulamayan gazeteciye verilen bahşiş hepimiz adına,

O boyacı çocuğa verilen bahşiş hepimiz adına,

Ve bu bahşişler yüzünden ülkemiz “güzel ölümler” ülkesi,

Bu bahşişler yüzünden Roboski ve Reyhanlı,

Bu bahşişler Hasan Ferit’in canını aldı,

Berkin’i bu bahşişler uyutuyor,

Bayram, bahşişi muktedirin yüzüne çalmanın tam zamanıdır.

İyi bayramlar...

İlhan CİHANER | Tüm Yazıları
Hits: 1404