Seçilmişler, atanmışlar...

~ 12.10.2013, Kemal OKUYAN ~

Gün olmuyor ki, seçilmiş isyan etmesin atanmışın tasarrufuna…

Seçilmiş kim?

Milletvekili, belediye başkanı, muhtar...

Atanmış kim?

Vali, kaymakam…

Aslında devlet bürokrasisinin önemli bölümü “atanmış” sınıfına giriyor.

En son Hasip Kaplan, Şırnak Valisi’nin Şerafettin Elçi Havaalanı için yapılan törendeki konuşmasına tepki göstermiş. Vali gerçekten de AKP milletvekili, bakan ağzıyla konuşmuş. Protesto edilmeyecek gibi değil.

Öte yandan… Şu seçilmiş-atanmış tartışmasına müdahale etmek gerekiyor.

Zaten her şey AKP’nin seçilmişler edebiyatı ile başlamadı mı? Onlara göre “devlet”, “hükümet”in üzerindeydi, hükümet seçilmiş, devlet atanmıştı ve böyle demokrasi olmazdı!

Doğruydu, Türkiye’de siyaset alanını çevreleyen, o alanı daraltan bir “devlet”, daha doğrusu “düzen” vardı. AKP, o kuralları değiştirmek için ahaliden yardım istedi. Değiştirmek için, kaldırmak için değil!

Yardım muhafazakarlardan, liberallerden, BDP’den, bir kısım solcudan geldi.

Atananların bir bölümünü sindirip diğerlerini hapsettiler, boşalan yerlere seçilmişlere vecd içinde bakan “aman efendim”ciler getirildi.

“Artık millet iradesinin üstünde bir güç kalmadı” diyordu diktatör ve arkadaşları. Seçilenler, daha doğrusu seçilenlerin bazısı resmen kral gibiydi.

Bazılarının payına ise yine cezaevi, itilip kakılma ve polis gazı düşüyordu.

Toplum açısındansa her şey daha da kötüydü!

Çünkü bir ülkede özgürlükler atanmışa haddini bildirince, seçilmiş el üstünde tutulunca genişlemiyordu.

Seçilmiş, kendi başına değil, seçeni, temsil ettiği kesim ifade ettiği, onun bir parçası olduğu oranda önemlidir oysa… Bu nedenle sağlıklı işleyen bir halk demokrasisinde seçilmişin dediği dedik öttürdüğü düdük olmaz. Seçilmişin atanmışa köpek muamelesi yapmasına da izin verilmez.

Bilinir ki, dünyanın en tehlikeli despotları arkasına oy gücünü, seçmen gücünü alanlardır. Bu nedenle, seçilen üzerinde toplumsal denetim kurulur, seçilenin tıpkı atananlar gibi, halk karar verdiğinde, kendi görev alanındaki emekçiler istediğinde, temsiliyeti elinden alınır ve “vekilliği”, “başkanlığı” şusu busu kalmaz!

Dahası, gelişkin demokraside, atanmışların sayısı sürekli azaltılır ve “yetki” sahipleri, ilgili toplumsal alandaki yurttaşlar tarafından belirlenir. Yalnızca Meclis üyeliği, belediye başkanlığı değil, birçok görev “taban”ın istediği kişiler tarafından üstlenilir.

Çarpık çurpuk demokraside sürekli “seçilmiş” edebiyatı yapanlara duyurulur!

Kemal OKUYAN | Tüm Yazıları
Hits: 1110