Aymazlıktan Caymazlığa Deprem...

~ 18.08.2013, Mine KIRIKKANAT ~

Dün, Marmara’da 14 yıl önceki büyük depremin yıldönümüydü. O gün bugündür, aynı fayın çok yakında yeniden kırılacağını bilmeyen, duymayan yok.

İBB Meclisi’nin CHP’li üyesi Avukat Dr. Tuncer Özyavuz soruyor: “Peki, İstanbul’un en büyük bütçeli, en iddialı kurumu olan İstanbul Büyükşehir Belediyesi bu beklenen İstanbul depremine hazırlık için neler yapıyor?”
Tuncer Özyavuz, geçen mart ayında, yani Taksim Gezi olaylarından çok önce gönderdiği ve bugüne sakladığım iletisinde, sorusunun cevabını da vermişti. Özetleyerek bilginize sunuyorum:
“Depremden hemen sonra, İstanbul Büyükşehir Belediyesi de depremi önemsemiş, iki yıllık bir hazırlıktan sonra valilikle birlikte
Acil Eylem Planı hazırlamıştı. Depremde vatandaşların nasıl davranacağı, nerelere çadır kurulacağı, nerelerin sağlık alanı olarak kullanılacağı, helikopterlerin kullanacağı alanların nereler olacağı, planda ayrıntılı olarak belirlenmişti.
Bu acil eylem planında, 1.196.757 çadır kapasiteli 484 çadırkent yeri, 219 helikopter pisti, 152 soğuk hava deposu yeri, yardım malzemeleri için 241 depo yeri tespit edilmişti.
Oysa öngörülen 484 çadırkent yerinin çoğunda bugün rezidanslar, plazalar, AVM’ler yükselmekte. İstanbul’un en lüks, en yüksek ve en pahalı binaları olarak gösterilebilecek Zeytinburnu Kazlıçeşme’de İstanbul’un tarihi siluetini bozan, Başbakan’ı küstüren Onaltı Dokuz projesi; Bayrampaşa’da Ora AVM, Zeytinburnu’nda Sahilpark Veliefendi, Bahçelievler’de Starcity Outlet Center, Zaman gazetesi binası, Ağaoğlu MyCity, Meydan AVM, Bayrampaşa’da Forum İstanbul AVM, Üsküdar’da Kiptaş Ünalan Evleri, Tuzla’da Kiptaş 2-3 Etap Konutları, Maltepe’de DAP Royal Center, Gaziosmanpaşa’da TOKİ Avrupa Konutları, Esenler’de Kemalpark Evleri, Bağcılar’da Çınar Olimpia Park Sitesi, Bakırköy’de Ataköy Konakları, Capacity AVM, Beşiktaş’ta Selenium Plaza, Ortaköy Ermeni Vakfı arazisine yapılan rezidans, Ali Sami Yen’in yerine yapılan gökdelenler, Anthill Acil Eylem Planı’nda Çadırkent olarak belirlenmiş yerlerdi!
Tüm bu çadırkent alanlarının projeleri İBB Meclisi’nde AKP’li meclis üyelerinin kararı ile kabul edildi. Bu projelere oy veren AKP’li meclis üyelerinin kaçı buraların, aslında çadırkent alanı olduğunu, oyları ile birilerine haksız kazanç sağlandığını, İstanbul’un yağmalandığını, yarın muhtemel bir İstanbul depreminde çocuklarının, torunlarının, eşlerinin sığınacağı bir çadır kent bulamamalarında kendilerinin de suçu olacağını biliyor acaba?
14 milyon nüfuslu İstanbul’un, en önemli kurumu olan İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde ve Türkiye’nin TBMM’den sonra en büyük meclisi olan İBB Meclisi’nin bir
‘Deprem ve Doğal Afet Komisyonu’ bulunmaktadır. Bu komisyonun, en yoğun çalışan komisyon olması, İstanbul’u depreme hazırlamak için gece gündüz hazırlık yapması gerekirken, şimdiye kadar hiç toplanmamış olmasının bir anlamı olsa gerekir.
AKP’nin İstanbulluyu düşündüğü yok, umarım Allah İstanbullunun yardımcısı olur...”
Demek ki sayın seyirciler, açgözü deprem meprem aymaz, AKP ranttan caymaz!

G NOKTASI

Başbakan Erdoğan’ın “Bitirin!” emri verdiği yeni Anayasa Uzlaşma Komisyonu’nda, AKP’li üyelerin telaşını anlıyorum. BDP’li üyelerin acelesini de anlıyorum, çünkü bu anayasa, zaten Kürt açılımı için yapılıyor. Ama sadece Kürt sorununa çözüm değil; Türkiye’nin en büyük sorunu, demokrasi yokluğuna çare üretmesi gereken muhalefetin, CHP ile MHP’li üyelerin gayretkeşliğini kesinlikle anlamıyorum!

Yeni anayasa, Başbakan’ın diktat yöntemlerine mi set çekecek? Hükümeti, şu anki yasaların öngördüğü ve uymadığı insan hakları, ifade özgürlüğü, basın özgürlüğüne mi uymak zorunda bırakacak? Yargıdaki, polisteki hukuk dışılığı mı önleyecek? Seçim yasasındaki %10 barajını mı indirecek? MEB’in iman seferberliğinde İHL’ye dönüştürdüğü genel lise öğrencilerini, illa ki imam hatip olmaktan mı kurtaracak?
Anayasa hukukçusu ve CHP milletvekili Prof. Dr.
Süheyl Batum, uzlaşma komisyonundan alelacele geçen 60 maddeden, tam da Türkiye’de devlet şiddetiyle engellenen toplantı ve gösteri yürüyüşü özgürlüğü; avukatların tutuklandığı bir süreçte savunma özgürlüğü ve çocukların zorla imam hatip yapıldığı bir dönemde inanç özgürlüğüyle ilgili maddelerde varılan savruk uzlaşmalara itiraz etmiş. Başbakan’ın direktifleri doğrultusunda tam gaz çalışan komisyonda “oyun bozan” muamelesi gören Batum’un titizliği, kendi partisinden üstelik çok saygın iki isim Atilla Kart ve Rıza Türmen’i de sinirlendirmiş.
Sevgili Süheyl Batum’a, Türkiye’nin asıl yaralarına parmak basan itirazları nedeniyle teşekkür ediyorum. Başbakan’ın
“Bitirin!” direktifi doğrultusunda gayretkeşlik yapan komisyonun diğer CHP’li üyelerine de şöyle bir durup, kendilerine kime ve neye hizmet ettiklerini sormalarını öneriyorum!

“İnanç, daima cehaletten beslenir.”

JEROME TOUZALIN

18 Ağustos 2013 - Cumhuriyet

Mine KIRIKKANAT | Tüm Yazıları
Hits: 1879