Şıpsevdiler ve aşkları

~ 21.07.2013, Rana ULAŞ ~

Kadehlerin biri gelir, biri gider,

Mezeler çeşit çeşit;

Bir sevdiğim şanoda şarkı söyler;

Biri yanı başımda;

İçer içer, ötekini kıskanır.

Kıskanma, güzelim, kıskanma;

Senin yerin başka,

Onun yeri başka.


Melih Cevdet Anday


Melih Cevdet'in şiirine diyecek yok... Ancak şu “şıpsevdi” kavramı ve durumu konusunda ne zamandır yazmak istiyordum. Evet, adı üstünde 'şıp' diye hemen seviveren kişi... Peki bu kadar basit mi? "Tek gecelik" ilişkiler ne zamandan beri tek gecelik aşka dönüştü? Şıpsevdi ilişkiler ne zamandan beri seviyeli birliktelik oldu? Şimdi dürüstçe gerçeğe bakmaya çalışalım.


İçinde bulunduğumuz toplumsal yapı, kaçınılmaz olarak ilişkilerimizi maddi anlamda da etkiliyor. Ne yazık ki, kadın ve erkeklerin eşlerini seçerken yaygın davranış biçimi şöyledir; erkek parasıyla kadını etkilemeye çalışırken, kadın da kendini daha iyi yaşatacak olan erkeği seçme eğiliminde olur.


Yaşadığımız her şeyi çarçabuk tüketmek arzusu üzerine kurulu sistem, ilişkilere de aynı gözle bakar. Hızlı yaşa ve ötekine geç! Bu durumda gelgeç ilişkiler yaşayabilmek için şıpsevdi olmak gerekiyor. Yani sistem de şıpsevdi olmamızı destekliyor.


Şıp diye sevip evleniveren çiftler bir süre sonra, tüm yaşamımı bu kadınla/adamla mı geçireceğim gibi bir paniğe uğruyor. Çünkü gerçek aşk diye bir şey artık yok denecek kadar az. Aldatma, geçimsizlik ve boşanmaların ardındaki nedenlerden biri de bu değil mi? İşin ilginç yanı ise, erkeğin elinin kiri olarak görülen aldatmaya artık kadınların da talip olması.


Sistemin erkeği Don Juan olmak istiyor. İstediği kadını elde etsin, sonra da sıra bir başkasına gelsin. Don Juanlık durum, Wilhelm Reich'in tanımladığı bir sendromdur. Bu sendrom, "Karşı cinsle ilişkide başlangıçta yalnızca cinsel olarak elde etme amacı ve heyecanı taşırken amacına ulaşması zorlaştıkça cinsel amaç ve heyecan yerini romantik aşka bırakır. Karşı cinsi elde ettikten sonra ise, tutku yok olur, ilgisizlik başlar ve ilişki biter."(1)


Böyle bir durumu kişisel olarak yaşamasanız bile, bu tür ilişkileri duymamış olamazsınız. Günümüz tüketim sisteminin dayattığı yaygın ilişki biçimi çünkü bu.


Şıpsevdilik kolaydır, aşk acısı yoktur. İki günlük ilişkilerin acısı bir günde toz olur gider. İlgi duyulan karşı cins yerine yeni bir hobi ya da yeni bir alışkanlık da olabilir, ama bunların süresi de üç günü geçmez. Bir tür dikkat dağınıklığı yaşar gibidirler. Yaşadığımız teknoloji çağı çok hızlıdır, sürekli buna uyum sağlamaya çalışmak insanı modern değil ancak hasta eder. İnsan, insan olmaktan çoktan çıkarılıp bir yabancılaşma sürecine girdiğinden, çoğu kez durumunun farkına bile varmaz. Yalnızca sistemin köleleri olarak

sistemin gerektirdiği biçimde yaşar.


Şıpsevdinin “aşk”ı genellikle yeni seçenekler ortaya çıktığında sona erer. Şıpsevdiler evlenmez sanmayın. En tehlikeli olanlar da bunlardır. Düzenini bozmayı dahi aklından geçirmeyen şıpsevdiler “şıp” sevmeye devam eder, yakalanana kadar. Bir daha yapmaz mı? Hayır, bir süre bekler, sonra yine “şıp” diye sever. Toplumda şıpsevdi erkeklere daha tahammüllü bakılırken, kadınlara nasıl bakıldığını söylemeyeyim, zaten biliyorsunuz.


Şıpsevdilerin sevdaları yalnızca karşı cinsle ilgili değildir. Şıpsevdilik yaşamın her alanında olabilir. Sanatta, siyasette... Daha dün iktidara âşık olup öven birçok “liberal” yazar, bugün (Gezi direnişi ve Mursi'nin devrilmesinden sonra) nasıl döneceğim diye çırpınıp duruyorl.


Çıkarlarına dokunulana kadar şıpsevdiler sevmeye devam eder. Şıpsevdilerin sevdaları da kelebek ömrü gibi, belki renkli, ahenkli ama çok kısadır. En iyisi şıpsevdilerden uzak durmak.


Melih Cevdet Anday'ın bir insanlık durumuna dair şiiri yine çok güzeldir!


Not: Yıllık iznimin bir bölümünü kullanacağım için önümüzdeki hafta yokum.


1. Psikeart ,sayı:28, Figen Abacı, “Don Juan olmak” , sh:24

(Yurt Gazetesi)

Rana ULAŞ | Tüm Yazıları
Hits: 3983