Şu, "Orta Sınıf" denilen yapı: küçümsemeden önce anlamak gerekir

~ 24.06.2013, İlker BELEK ~

Elimizde somut veriler yok: Halk hareketinin hangi toplumsal yapıları içerdiğini somut verileriyle bilmiyoruz ne yazık ki.

Oysa bundan birkaç yıl önce Fransa’nın banliyölerini kasıp kavuran olayların içinde yer alanların sınıfsal kimlikleri, henüz olaylar yaşanıyorken bile net olarak saptanmıştı.

Buna rağmen, gözlemlerimiz, Orta Sınıf diye tanımlanan sosyal yapının, hareketin önemli dinamiklerinden birisi olduğunu gösteriyor.

* * *

Bugün Batı kökenli sınıf araştırmalarında ve özellikle de Amerikan ekolünde Orta Sınıf vurgusunun öne çıktığını görürüz. Araştırmacılar araştırma kapsamına aldıkları bireylerin sosyodemografik özelliklerine bakarak geniş bir Orta Sınıf alanı tanımlarlar.

Ancak bu kavramsallaştırmanın kökeninin çok daha eskilere uzandığını ve Marks’ın bize bu konuda kimi ipuçları sunduğunu biliyoruz.

Aslında Marks’ın sınıfa ilişkin özel bir kuramsal çalışması yoktur. Kapital’in üçüncü cildinin tamamlayamadığı son bölümüne Sınıflar başlığını vermiştir. İşte bu bölümde Marks proletarya ve burjuvazinin arasında yer alan bir Orta Sınıf tanımlar.

Bu sınıf, daha sonradan, çağdaş Marksistler tarafından Eski Orta Sınıf olarak isimlendirilmiştir. Marks’ın bu Orta Sınıfı içinde emek güçlerini burjuvaziye satmak zorunda olmadan mesleki ayrıcalıklarıyla kendi geçimlerini sağlayabilecek durumda olan hekimler, avukatlar gibi profesyonel meslek grupları yer alır.

* * *

Marks’ın Orta Sınıf’ının sonradan Eski olarak nitelenmesinin nedeni kapitalist üretim ilişkilerinin geçirdiği değişiklikler sonucunda hizmetler sektörünün genişlemesi ve bununla bağlantılı olarak da ortaya bu kez Yeni Orta Sınıf olarak nitelenen bir tabakanın çıkmasıdır.

Gerçekten de bugün hizmetler sektörü, hem istihdam ettiği emek gücü sayısı hem de ulusal gelire sağladığı katma değer itibariyle ekonominin neredeyse yarısını işgal etmekte, kalan yarısı ise sanayi ve tarımın toplamından oluşmaktadır.

Olgunun daha önemli yanı, hizmetler sektörü çalışanlarının tamamının emek güçlerini burjuvaziye satmak zorunda olan emekçilerden oluşmasıdır. Eski Orta Sınıf üretim araçları mülkiyeti bakımından özel bir ayrıcalığa sahipken, Yeni Orta Sınıf’ın böyle bir avantajı yoktur ve işçi sınıfının alt bölmesi durumundadır.

Bu grubun içinde bilgisayar teknolojileriyle uğraşan “moda” mesleklerin yanı sıra, emekgücü nitelikleri ve çalışma koşulları bakımından çekirdek işçi sınıfından bile daha kötü durumda olanlar da yer alır. Büro çalışanları, sağlık ve eğitim sektörünün emekçileri de buradadır.

Kısacası Yeni Orta Sınıf doğrudan emek sömürüsüne maruz kalan ve hizmetler sektörü içinde bulunan ya da sanayi sektöründe hizmet işlerini gerçekleştiren değişik meslek gruplarını içerir. Böyle bakıldığında Marks’ın Eski Orta Sınıf içinde değerlendirdiği sınıfsal yapıların da proleterleşerek Yeni Orta Sınıf karakteri kazandıkları ve emek sömürüsüne tabi oldukları anlaşılır.
* * *
Yani: Orta Sınıf olarak tanımlanan kategori işçi-emekçi sınıflarının bir alt bölmesinden başka bir şey değildir.

Haziran halk hareketi eğer ağırlıklı olarak Orta Sınıfları içeriyor ise, bu olgu, hareketin küçük burjuva özellikler taşıdığı anlamına gelmez ve bu nedenle de küçümsenmeyi hak etmez.

Orta sınıf gerçekliği, tereddütsüz biçimde, hareketin emekçi karakterli olduğunun kanıtını oluşturur.

* * *
Orta Sınıf, 2008’den beri yaşanan ekonomik kriz ortamında, bütün dünyada, sosyoekonomik bakımdan konum yitirdi. Yüksek eğitimli olmalarına rağmen emeklerini satmak zorunda olan Orta Sınıf katmanları uzun süredir işsizlikle boğuşuyor, kötü çalışma koşullarına, esnek istihdam rejiminin bütün aşağılamalarına, yarı süreli, düzensiz çalışmaya maruz kalıyor, reel ücretlerinin düşüşüyle baş etmeye çalışıyor.

Bu sorunlar Orta Sınıfta ortaya çıkan tepkinin nedenleridir. Türkiye’de de bunlar geçerli oldu.

Ancak Türkiye’nin bu bakımdan aydınlanma değerlerine saldıran gerici bir iktidarın hegemonyasıyla ilişkili özgünlükleri de mevcut. Hükümetin yıllardır Orta Sınıf’ın yaşam tarzına açık müdahale anlamına gelen politikaları, bu sınıf bireyleri tarafından onurlarına saldırı, kişiliklerine hakaret olarak da algılanıyordu.

Sonuçta ortaya çıkan tepki bir yandan sınıfsal sorunların, öte yandan da toplumu dincileştirme politikalarının ürünü olarak şekillendi.

Haziran halk hareketi hükümetin ekonomik ve siyasi tercihlerine karşı biriken tepkinin patlamasıyla gerçekleşmiş bir emekçi sınıf tepkisidir.

(Solhaber)

İlker BELEK | Tüm Yazıları
Hits: 1196