Halkı iktidarsızlaştırmak...

~ 21.06.2013, Kemal OKUYAN ~

Halk hareketlenmesinin tamamen geriye çekildiğini söylemek çok güç. Okullar kapandı, yaz bastırdı ama gösteriler, protestolar bitmiyor. Yeni örgütlenme biçimleri de tatrtışılmaya başlandı ufak ufak…

Bu koşullarda soğukkanlı bir değerlendirme yapmanın erken olduğu düşünülebilir ancak eğer iktidar dahil birçok odak, halkın isyanından faydalanmak, bu işi yeni bir toplumsal tasarıma taşımak istiyorsa, sol da sözünü söylemeli, inisiyatif almalı.

Türkiye’de AKP’ye karşı tepki söz konusu olduğunda, en fazla konuşma hakkına sahip olan zaten soldur. Bu partinin tarihsel misyonu, sınıf karakteri, uluslararası bağlantıları, siyaset yapma tarzı ve zayıf noktalarına ilişkin solun söyledikleri doğrulanmış, takındığı tutum haklı çıkmıştır.
Kimin bu sol tanımının içine girdiğini hâlâ merak eden, araştırır. AKP’nin kuyruğuna takılanlara, AKP’den demokrasi ve özgürlük bekleyenlere sol denemeyeceği ise çoktan belli olmuştur.

Şimdi…

Bu halk neden patladı?

Gezi Parkı, ağaçlar, evet… Polis terörü, daha çok evet…

Yetmez.

Hâkim bir ton aranacaksa, bu adlı adınca özgürlükçü bir patlamadır. Ama yıllardır liberallerin, özgürlükçü solcuların tasarladığı zeminde değil. Halk hareketini kitleselleştiren, AKP’ye dönük öfkedir ve bu öfke büyük ölçüde dinselleştirmeye karşıdır.
Dine karşı değil, dinselleştirmeye karşı…

Bir süredir bunu ısrarla vurguluyor, özgürlükten söz edenlerin Türkiye’de siyaset ve toplumsal yaşamın dinselleştirilmesi karşısında sus pus olduğunu yazıyorduk.

Halkımız bir bölümü AKP’nin kuyruğuna takılan “özgürlükçü”leri ters köşeye yatırmıştır, tarihimizin en kitlesel seküler kalkışmasına imza atmıştır.
Hareketin yurtsever karakteri daha örtük, eşitlikçi yanı ise zayıftır.

Ancak…

Hareketlenen halk kesimlerinin küçümsenmeyecek bölümü yurtsever bir konumlanışa, bu konumlanışı anti-emperyalist bir çizgide kalıcılaştırmaya kapalı olmadığı gibi, eşitlikçi bir programa, sosyalist bir perspektife mesafeli de değildir.

Peki, bundan sonrası?

Halk sözünü söylemiş ama bir iktidar seçeneği ortaya çıkmamıştır. AKP’yi şimdilik kurtaran da bu olmuştur.

Kitlesellik ve yaygınlık açısından eşi benzeri olmayan halk hareketi, seçenek üretememekte de benzersizdir.

Peki neden?

Mesele CHP’nin silikliği midir tek başına?

Yoksa AKP, mevcut düzeni temsil etmek ve taşımakta hâlâ tek tabancadır da, bu düzen içinde seçenek mi üretileme-
mektedir?

Biz buradan devam etmek zorundayız. Bu düzen değişmelidir. Başka bir Türkiye hedefinin Kaf dağının ardında tutulmasının önüne geçilmelidir. Düzen değişikliği talebinin hayatı basitleştireceği, toplumu mühendislik çalışmalarından, belirsizlikten kurtaracağı unutulmamalıdır.
Halkın iktidarsızlaştırılmasının önüne başka türlü geçilemez.

Evet, sol halkın yarattığı enerjinin boşa gitmemesi için seçenek üretmelidir. Bunda utanacak bir yan yoktur.

Unutulmamalıdır ki, AKP rejiminin normalleşmesi, uyumlulaştırılması ve işlerin dönüp dolaşıp Tayyip’in asabiliğine daraltılması, bu halkın başına gelebilecek en kötü şeydir.

Sosyalizm… Şimdi değilse, ne zaman!

Korkuyu yenen halk, sosyalizmi bir ütopya olarak değil, tek gerçek seçenek olarak tartışmaya başlamalıdır.

(SolHaber)

Kemal OKUYAN | Tüm Yazıları
Hits: 997