BAROLAR BİRLİĞİ SEÇİMİNDE BÜYÜK YARIŞ

~ 20.05.2013, Av. Ali Musa SARIÇİMEN ~
25-26 Mayıs 2013 tarihleri arasında yapılacak olan Türkiye Barolar Birliği Genel Kurulu yaklaştıkça, Birlik Başkanlığına adaylığını açıklayan Av.Vedat Ahsen Coşar, Av. Kazım Kolcuoğlu ve Av. Metin Feyzioğlu arasındaki “başkanlık yarışı” deyim yerindeyse değme siyasetçileri aratmayacak düzeyde, yer yer “bel altı vuruşlarıyla” hızla dramatik bir hal alıyor. Kuruluşundan bugüne değin dişe dokunur hiçbir ciddi işe el atmamış olan Türkiye Barolar Birliğinin, başkanlık seçimi yarışı tam da hukukun dibe vurduğu bir sırada, bulanık sulara doğru hızla yol alıyor.
 
Yeni anayasa tartışmalarının yaşandığı bir sırada, binlerce yasanın değiştiği bir dönemde, İstanbul Barosu yönetiminin “mahkemeyi bastığı” iddiasıyla yargılandığı bir süreçte, Türkiye Barolar Birliği sırtını 1969 tarihli 1136 sayılı Avukatlık Kanununa dayayarak seçime gidiyor. Avukatlar, kırk küsur yıldır bu yasa uyarınca görev yapıyorlar. Bu durum dahi Türkiye’deki Baroların ve Barolar Birliğinin “büyük başarısını” açıkça ortaya koymaya yetiyor.
 
Barolar Birliği Başkanlığına adaylığını açıklayanlar arasındaki “kapışmanın” seçime beş kala daha da hız kazandığını görüyoruz. Ortalıkta dolaşan dedikoduları duydukça ve de adayların propaganda malzemelerine baktıkça hayretler içinde kalıyoruz. Halen görevde olan Barolar Birliği Başkanı Av.Vedat Ahsen Coşar’a karşı bütün barolardan ciddi bir tepki olduğunu görüyoruz. Ancak bu tepkilerin Ahsen Coşar’a ne kaybettireceği veya tersinden rakiplerine ne kazandıracağı henüz tam anlamıyla netlik kazanmış değil. Zira aynı tabana hitap eden muhalefet, deyim yerindeyse “elmanın yarısı” misali parçalanmış durumda. Daha da önemlisi esas kapışma mevcut yönetime muhalif olan bu adaylar arasında. Ortada ne bir program tartışması var, ne de hukuk adına söylenen bir çift laf. Günün modasına, “karizmatik lider” anlayışına uygun olarak Kazım Kolcuoğlu’nu destekleyen Kocasakal mı yoksa Feyizoğlu mu sorusu tüm bu tartışmaları gölgede bırakıyor. Her ne kadar Kazım Kolcuoğlu’nun adaylığı üzerinden seçim tartışmaları yapılıyorsa da esas olarak seçim yarışı Kocasakal ile Feyzioğlu arasında sürüyor. Muhalif adaylar arasındaki bu “kapışma” aynı zamanda Ahsen Coşar’a da ciddi bir şans tanıyor. Görünen o ki, bu hafta sonu yapılacak olan Barolar Birliği Başkanlık seçimine, Kocasakal ile Feyzioğlu arasındaki “kapışma” damgasını vuracak.
 
Türkiye Barolarından 446 delegenin oy kullanacağı seçimde, İstanbul Barosu (98), Ankara Barosu (39), İzmir Barosu (22), Antalya Barosu (10), Bursa Barosu (8), Adana Barosu (7), Konya Barosu (6), Aydın Barosu (4), Balıkesir Barosu (4), Denizli Barosu (4), Diyarbakır Barosu (4), Eskişehir Barosu (4), Gaziantep Barosu (4), Hatay Barosu (4), Kayseri Barosu (4) , Kocaeli Barosu (4), Muğla Barosu (4), Samsun Barosu (4), Malatya Barosu (4), Manisa Barosu (3), Şanlıurfa Barosu (3), Tekirdağ Barosu (3), Zonguldak Barosu (3) ve diğer illerin barolarının her biri (2) delegeyle temsil ediliyor. İstanbul, Ankara, İzmir, Antalya, Bursa ve Adana Baroları, 184 delegeyle Türkiye Barolar Birliğinin toplam delegelerinin yarısına yakınını oluşturuyor. Türkiye’nin üç büyük barosu, 98 delegeyle İstanbul Barosu, 39 delegeyle Ankara Barosu ve 22 delegeyle İzmir Barosu, toplamda 159 delegeyle seçimin sonucunu belirleyecek durumdalar.
 
İstanbul ve Ankara Baroları Başkanları arasındaki “siyasi istikbal” yarışında, deyim yerindeyse “ağır toplarını” Feyzioğlu’na kaptıran Kocasakal üzgün ve öfkeli bir halde duygusal bir refleksle grup içinde “ihanete uğradığını” söylüyor. Yeni bir parti kurarak siyasete atılacağının sinyallerini veriyor. Her konuşmasında kibirli tavırlarıyla öne çıkan Feyzioğlu ise kendinden çok emin gözüküyor. Feyzioğlu’nun Barolar Birliği Başkanlığından, CHP Genel Başkanlığına sıçramayı düşündüğü söyleniyor. Her ikisi de siyaset arenasına gözünü dikmiş, kendinden emin ve iddialı bir şekilde bütün gücüyle Barolar Birliği seçimine asılmış durumdalar. Görünen o ki, sandığa gömülen siyaseten yok olacak. Bu bağlamda siyasi iktidarın desteğiyle seçime asılacak olan Ahsen Coşar’ın seçimi kazanıp kaybetmesinin aslında pek bir önemi yok gibi. Dediğimiz gibi esas olarak Ümit Kocasakal mı, Feyzioğlu mu sorusuna verilecek yanıt seçime damgasını vuracak.
 
İstanbul delegelerinin bir kısmını Feyizoğlu’na kaptıran Kocasakal şimdiden büyük bir risk almışa benziyor. Seçim sonucu Feyzioğlu ve Kocasakal için büyük bir yıkım olabilir. Zira her ikisi de henüz su yüzüne vurmamış “ihanetleri” yaşayabilir. “Karizmatik Başkan” adayları üzerinden sürdürülen bu seçim yarışında henüz hiçbir aday yönetim kadrosunu açıklamış değil.
 
Evet, Türkiye Barolar Birliği seçimi yaklaştıkça adayların karşılıklı “salvoları” sertleşiyor. İstanbul ve Ankara Baroları birbirlerine rakip iki “ulusalcı” adayla seçime gidiyorlar. Güneydoğu Barolarıyla, İzmir Barosu ise siyasi iktidara yakınlığıyla tanınan Ahsen Coşar ile bu iki “ulusalcı” aday arasında adeta sıkışıp kalmış durumda. Son dakikada sürpriz bir aday çıkarmazlarsa tercihlerini Aysen Coşar’dan yana kullanacaklar gibi duruyorlar. Ancak söylediğimiz gibi seçime damgasını vuracak olan ne Ahsen Coşar’ın bir kez daha seçilip seçilemeyeceği ne de diğer baroların tercihi. Esas kapışma iki “ulusalcı” aday arasındaki “siyasi ikbal” mücadelesi. Kocasakal duygusallığıyla, Feyzioğlu kibriyle öne çıkıyor.
 
Her ne kadar İstanbul, Ankara ve İzmir’in delegelerinin seçim sonucunu belirlemedeki ağırlığından söz etsek de, İstanbul ve Ankara merkezli “ulusalcıların” ikiye bölünmesinin, iktidara yakınlığıyla bilinen V. Ahsen Coşar’a ciddi şans yarattığını söylemek sanırım yanlış olmayacak. Önümüzdeki 4 yıllık süreçte, büyük olasılıkla yeni bir anayasa ile tanışacağız. Ülke çapında 3 seçim yapılacak ve bu seçimlerde ülkeyi yönetecek kadroları seçeceğiz. Suriye ve İran ile olan sıcak savaş ihtimali kapımızda olacak. Yürümekte olan siyasi yargılamalar sonuçlanacak ve muhtemelen yeni bir avukatlık yasası gündemde olacak. Böylesi bir ortamda Türkiye Barolar Birliği 25-26 Mayıs 2013 tarihleri arasında seçime gidiyor ve bu seçimle önümüzdeki 4 yıl için kimin Barolar Birliğini yöneteceğine karar verilecek.
 
Evet, Avukatlar hala 1969 tarihli yasayla boğuşuyor. Türkiye Barolar Birliği’ni bu başarısından dolayı bir kez daha “kutluyoruz”. Kadrosuz, programsız “karizmatik liderler” üzerinden sürdürülen bu seçim yarışında, seçimin sonucu ne olursa olsun, hangi aday kazanırsa kazansın, görünen o ki, bu seçimin kaybedenleri şimdiden belli olmuş durumda. Her halükarda avukatların kayıp hanesine şimdiden bir 4 yıl daha yazabiliriz.
 
Av.Ali Musa SARIÇİMEN
Av. Ali Musa SARIÇİMEN | Tüm Yazıları
Hits: 2749