?PAŞALARI? KİM BIRAKTI?

~ 25.02.2010, Yeni Yaklaşımlar ~

Balyoz operasyonu çerçevesinde gözaltına alınan eski kuvvet komutanları polis çekyatlarında üç gün misafir edildikten sonra savcılık tarafından serbest bırakıldılar.
Aynı kapsamda sorgulanan birçok general ve subay tutuklanırken, eski kuvvet komutanlarının, yargıç karşısına çıkartılmaya bile gerek duyulmadan, savcılık tarafından serbest bırakılması bu konuda birden çok olasılığı akla getirdi.
Akla gelen bazı olasılıkları şöyle sıralayabiliriz:
a)      Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Genelkurmay Başkanının yaptığı toplantıya bağlı olarak, paşalar (Kuvvet Komutanı Orgeneraller) serbest kaldılar.
b)      Özel Yetkili Cumhuriyet Savcıları insaflı davrandılar.
c)       Borsa çevrelerinin talebi üzerine, gerilimi düşürmek üzere paşalar serbest bırakıldılar.
d)      Hepsi.
Belki de en doğru yanıt, ‘d’ şıkkı. Fakat ‘c’ şıkkına özel vurgu yapılması gerekiyor.
Burada bir parantez açarak belirtelim ki, Paşalar (Orgeneraller)serbest bırakılırken kullanılan “kaçma şüphesi olmaması”  gerekçesi, hukukçular açısından traji-komik gözüküyor. Çünkü aynı gerekçe tutuklananlar bakımından (aralarında korgeneraller de var) neden kullanılmadı? Bu askerlerin kaçacaklarına ilişkin başka kanıtlar mı vardı? Varsa, bu kişiler nereye kaçacaklardı? Yoksa yasada, kamuoyunun bilmediği, rütbeye göre işlem yapılacağına ilişkin gizli bir hükmü mü var?
‘c’ şıkkına geri dönelim. Bilindiği üzere borsa, hafta başında 54.000 sınırında iken,  dün(25.02.10) 48.000 seviyesine inmişti. Özellikle borsada işlem yapan yabancı sermaye çevrelerinin Türkiye de yaşanan “üst düzey” krizden rahatsızlık duyarak satışa geçtikleri ve borsanın bu nedenle büyük kayıp yaşadığı iddia ediliyor.
Başbakanın basına yönelik bu günkü zehir zemberek demeci de bu olasılığı doğruluyor.
Başbakanın açıklamaları, Türkiye de yürütülen operasyonların hangi amaca hizmet ettiğini, demokrasi anlayışının hangi “aşamaya” geldiğini göstermesi bakımından çok uyarıcı bir anlam taşıyor.
“Herkes çizgisini bilsin. Köşe yazarlarını uyarmak zorundayım” diyen Başbakan, yapılan yorumları engellemenin gazete patronlarının görevi olduğunu belirterek, “Maaşını ödediğin yazara sahip ol” çağrısında bulunuyor. Başbakan, köşe yazarları her istediğini yazamaz. Patron gerekirse kusura bakma sana burada yer yok demelidir, diyerek yapılan operasyonların demokrasi, hukuk devleti ve saydamlık adına yapıldığına safça inananlara da bir bakıma yanıt vermiş oluyor.
Bir süreden beri çizgisini açık olarak belli eden Başbakanın bu son sözlerinden sonra, operasyonların büyük puntolarla başlık yapılması ve TV lerde sürekli haber konusu edilmesi de artık mümkün olmayacak. Yani açık bir sansür uygulaması başlayacak.
Dikkat edin, Başbakanı rahatsız eden şey, yapılan hukuksuzluk ve haksızlıklar değil, bunların yüksek sesle dile getiriliyor oluşu. Peki, neden?
Çünkü Türkiye’yi yenidünya düzenine göre biçimlendirmek üzere operasyonlar yaptığı iddia edilen yabancı sermaye çevreleri, bu kadar patırtı yapılmasından rahatsızlık duyarak sermayelerini başka yerlere kaçırmaya başlamışlar. Dolayısıyla borsa düşmeye başlamış.
Öyle ise ne yapılmalı?
Operasyonun ateşi kısık tutulmalı.
Yani,
Paşalar serbest bırakılmalı.
Hukuk ve demokrasi severlere tekrar soruyoruz:

Paşaları kim bıraktı?

Hits: 1266